"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayat dersleri

Muzaffer KARAHİSAR
23 Mayıs 2017, Salı
Kapının önünden geçerken içerdeki odada oturan yaşlı kadının telaşlı hali dikkatimi çekmişti.

Bayan görevliye mahcup olduğunu tekrar tekrar söylüyordu. Ellerini dizlerine vurup “Keşke getirmeseydim. Bilmediğim bir yer, oğlum beni huzurevine götürüver demiştim. Böyle yapacağını bilemedim. Keşke getirmesiydim…” 

Bu telaş ve pişmanlığın bir sebebi olmalıydı. Yardımcı olmak ve yaşlı kadını sakinleştirmek için içeri girdim. Belli ki huzurevine yeni gelmiş, görevli bayan, evrak kayıt işlemlerini yapıyor. Bir taraftan da teyzeyi teselli etmeye çalışıyordu. Ben içeri girince yaşlı kadın toparlandı. Başörtüsünü düzenledi ve sustu.Teyzeye “Hoş geldin” dedikten sonra hiçbir şeyi merak etmemesini, burada güler yüzlü insanların kendisine hizmetedeceği, çok rahat edeceği anlamına gelen konuşmalar, içerdeki sükûneti bozmadı.

Evrak işleri yapan görevli personel de iyi görünmüyordu. Beraber odadan dışarı çıktık.  Yaşlı teyzeyi üzen konuyu sordum. “Yaşlı kadın, huzurevine girmek için işlemleri yaptırmış. Oğluna hiç bilmediğim bir yer, tek başıma gidemem. Madem bakmadın, son defa beni götür, huzurevine bırak gel. Bari böyle yardımcı ol.” Demiş.

 Annesinin isteğini kabul etmiş. Beraber huzurevine gelmişler. Evrak kayıt adasına geçmişler. İşlemler yürürken kabul formları dolduruluyormuş. Formlardan birinde yer alan demirbaş eşyaların korunması ile ilgili bir kelimeye takılmış. Hışımla ayağa kalkmış. Öfkeyle bağırarak “Böyle bir evrakı imzalamam..” diye evrakları yırtmış, yere atmış, çıkmış gitmiş…  

Kaba davranışın sebebi olarak kendini gören yaşlı kadın, huzurevine geldiği ilk dakikada kendi oğlunun hareketinin ezikliğini, üzüntüsünü yaşıyormuş. Uğradığı itibar kaybı, onu herkese karşı rencide edeceğini düşünmüş. Sonra oturduk, kurumu tanıttık, sohbet ettik.

Yaşlı kadın hayatın yükünü, sıkıntısını omzuna yüklenmiş, çilesini çekmiş. Yıllarca acılara, yokluklara göğüs germiş. Ömür törpüsü çocukları için her zorluğa, meşakkate katlanmıştı. Anlatırken hayatın yorgunluğu yüzünden, bakışlarından, sözlerinden okunuyordu. Karşımda bir anne değil, yakınları tarafından kadre uğramış, haksızlığa maruz kalmış, örselenmiş, yanmış bir yüreğin terennümlerini, vefasızlıkların kelimelerle ifadesini dinliyordum. İç dünyasında mağdur edilmişliğin izleri vardı.

Yeni bir dünya, mutlu bir hayat kurması için bütün arkadaşlar seferber oldu. Temiz, düzenli ve iyi bir odaya yerleşti. Yaşlılarla ve personelle tanıştı, kaynaştı. Herkesin sevdiği, saydığı, sohbet ettiği, bir anne olarak günlerini ibadetle, namazla, dualarla süslüyordu.

 Güler yüzlü, tatlı dilli, hoş sohbet muhabbet dolu bir annemiz olmuştu. Herkese teselli verir, yol gösterir ve geçmiş yılların zorluklarından, acı tecrübelerinden anlatır, “Şimdi ne var, her şey bol, her iş kolay…” derdi.  Odasındaki çay sohbetlerinde O’nun anlattıkları gerçek hayat tecrübeleri semineri gibiydi. İman, dua ve sabır gücüyleher zorluğun aşılabileceğini söylerdi.

Büyüklerimizi üzmek, incitmek, kırmak, küsmek ve köprüleri atmak yerine onların uzun yıllara ve tecrübelere dayanan birikimlerinden faydalanmak için ellerini öpmek ve rahle-i tedrislerine oturup anlattıklarını dinlememiz, dersler çıkarmamız gerekir.

Okunma Sayısı: 1974
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı