"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kâinat sergisi

Muzaffer KARAHİSAR
14 Ağustos 2018, Salı
Kâinat sergisine şuur ile bakıldığı zaman üzerinde düşünülerek mütalaa edilecek kudret mucizeleri nazara çarpar.

Gördüğümüz her şey bize Rabbimizi hatırlatır. Güzellikleriyle, varlığıyla, bolluğuyla, hikmetiyle, üzerinde taşıdığı ölçüler, sanat harikaları, estetik görünümleri, simetrik yapıları, meydana gelişleri ve düzenli vazifeleri, bir disiplin içinde yerini yeni gelenlere bırakmaları... Etrafımızda mütemadiyen değişen manzaralar, devam eden faaliyetler, nizam intizamla çalışan sistemler düşünce dünyamızda yeni ufuklar açıyor.

En büyük varlıklardan en küçük zerrelere, hücrelerden mikroorganizmalara kadar inayetle, ihtimamla, şefkat ve merhametle yaratılmaları, çoğaltılmaları, ihtiyaçlarının karşılanması, rızıklarının verilmesi düşünüp tefekkür edenlere kudret ve azamet sahibi Halik’ımızı tanıtıyor, tarif ediyor. Yaratılmışların kendi aralarında haberleşmeleri, birbirini işitmeleri, imdadına koşmaları, yardımlaşmaları…  Yüce kitabımız Kur’ân’ın tarif ettiği gibi ilmin tespit ettiği, aklın ulaşabildiği, gözün görebildiği kadarıyla İlahi iradenin tecelli ettiği gerçekler her şey üzerinde kendini gösteriyor.

Her mevsimde değişen güzellikler tablosunda Allah’ın bahşettiği akıl, fikir, şuur, idrak ve duyu organlarımızla âlemde görüp hissettiklerimiz, bizi eserden müessiri (eser sahibini) tanımamıza vasıta oluyor. Kışın şiddetinden ve soğuk yüzünden sonra baharda kırlarda açarak yüzünü gösteren çiçekler, envai çeşit renkleriyle, latif desenleriyle, ferahlatıcı kokularıyla, ruhu okşayan güzellikleriyle, tebessüm ederek Rabbimizin Cemil isminin tecellileri, gül desteleri olarak yeryüzü sergisindeki nimetler sofrasında kendilerini gösterip ilan ediyorlar.

Ağaçlar önce çiçekleriyle güzelleşir, desenli yapraklarıyla donatılır. Meyveye duran tomurcukları kendini gösterir. Her gün şekilden şekle değişir. Yuvarlak, güzel, renkli, tatlı, kokulu, şuruplu tulumbacıkları olan lezzetli meyvelerini insanlara uzattığında yaz mevsiminin geldiğini anlarız. Kurumuş yapraklar, rüzgârın önünde savrularak renk cümbüşü gibi hışırtılarla umutlardan ufuklara uçuştuğu zamanın, ölümü hatırlatan hüzünlü bir adı vardır: Güz mevsimi...

Bunları düşünürken, klavyemin etrafında gezinen küçük bir meyve sineğini belirdi. Masanın üzerinde telaşla bir o tarafa bir bu tarafa koşuşturuyor, dikkat çekmek, varlığını göstermek istercesine uçup tekrar konuyordu. Kâinattan, kürelerden bahsederken küçük cirminin bir çekirdek gibi anlatılanların hepsini birden ifade eden bir canlı misal olduğunu ispatlar gibiydi.  

Küçüklüğüyle büyük bir sanat, ölçü, ahenk, refleks, simetrik azalar, çalışan kıymetli organlar verilmiş. En önemlisi Rabbim yaratmış, hayat bahşetmiş, Hac Suresi 73 ayette: “...Sizlerin Allah’ı bırakıp taptıklarınız bir araya gelseler, bir sinek bile yaratamayacaklardır…” Allah’tan başka yaratıcı olmadığını, O’ndan gayrı her şeyin acizliğini ve çaresizliği gerçeğini ders veriyor.

“O (Allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yapmış…” (Secde Suresi, 7. ayet)

Okunma Sayısı: 1402
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı