"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kâinatı şenlendiren musıki

Muzaffer KARAHİSAR
14 Mart 2017, Salı
Kâinatı ve mevcudatı şenlendiren, konuşturup söyleştiren ses mucizesidir. Her varlığın kendine has bir dili, ifade tarzı ve sesi vardır. Her şey kendine mahsus lisanıyla, tarzıyla, ritmiyle gizli yâda aşikâr ulvi sedalarla konuşur, zikreder, tesbih eder, hamd eder, şükreder.

Dikkatle, teenni ile tefekkürle etrafımıza baksak, kulak verip dinlesek birçok nidaları, niyazları işitiriz. “Kulağını ger yapıştırsan şu Furkan’ın sinesine, derinden tâ derine sarihan işitirsin semavî bir sada; der ki, Lâ ilahe illâ hü (Ondan başka ilah yoktur.)

Rabbim, ihtiyacımız olan sesleri, nağmeleri, lisanları yaratmış; sesleri anlayacak kulakları, idrak edecek akılları ihsan etmiş. Emirlerini ve nehiylerini bu sayede bizlere ulaştırıp duyurmuş. “ İşittik ve itaat ettik.” Demişiz.

Çok uzaklardaki sesleri bizlere kadar eksiksiz ulaştıran hava zerrelerinin vazifeleri, sırları ve hikmetleri On Üçüncü Söz’de yer alan, küfrün belini kıran eser: Hüve Nüktesi’nde izah edilir.

On İkinci Söz’deki bir haşiyede sesin nasıl meydana geldiği ilmi bir tefekkürle nazara veriliyor. Vücudumuza giren hava zerrecikleri kanı temizleme ve vücut ısısını düzenledikten ve öteki vazifeleri yaptıktan sonra çıkarken de Allah’ın kudret mucizesi olan kelime meyvelerini verip konuşturması müspet ilimlerin ışığında derin izahlarla anlatılmaktadır.

Hayatın varlık emaresi, yaşamanın anlamı ve canlıların en önemli ihtiyaçlarından biri seslerdir. Seslerin ve işitmenin olmadığı bir âlemde yaşamanın anlamı ve değeri olur muydu bilinmez! Hava zerrelerinin taşıdığı, etrafımızdaki her frekanstaki sesleri duymamak da bir nimettir. Kalbimizin sesini duysaydık ya da radyo, telsiz, telefonla gibi cihazlarla duyduğumuz sesleri kulağımızla işitseydik çıldırırdık.

Değil insanlar huveynat tabir edilen en küçük mikroskobik yani kat kat büyütüldükten sonra anca fark edilen canlılarda bile sese ihtiyaç olduğuna göre gerisini siz düşünün. “Bir hurdebinî huveyn havâss-ı hamsesiyle (Beş duyu organı) insanın havâssını muvâzene edersen görürsün: İnsan ondan ne derece büyükse, havâssı o derece onunkinden aşağı. O huveyne işitir kardeşinin sesini, hem de görür rızkını.”1

 “Hazret-i Âdem Safiyyullah kokladığı ve hissettiği nur-u Muhammed (a.s.m.)hakkında demiş: “Yâ Rab, benim alnımda bir çığırtı var, nedir?” Cenab-ı Kibriya hazretleri buyurmuş: “Nur-u Muhammed’in (a.s.m.) tesbihidir.”2 

Bütün kâinatı ve âlemleri şenlendiren nidalar, Allahü ekber… Sübhan Allah… Elhamdülillah… Lâ ilahe illâ hu… Nağmeleri kâinatın lahuti musıkisi olarak ulvi ve kudsi terennümlerle, değişik lisanlarla Rabbimizi bilip zikretmektedirler. “Hiçbir şey yoktur ki O’nu övüp tesbih etmesin.”3

Seslerden bahsetmişken seslerin hükmünü Bediüzzaman’dan öğrenelim:   

“…Bu sırra binaendir ki, şeriatça bazı savtlar (sesler) helâl, bazıları da haram kılınmıştır. Evet, ulvî hüzünleri, Rabbanî aşkları îras eden (hatırlatan) sesler, helâldir. Yetimane hüzünleri, nefsanî şehevatı tahrik eden sesler, haramdır. Şeriatın tayin etmediği kısım ise, senin ruhuna, vicdanına yaptığı tesire göre hüküm alır.” 4

Okunma Sayısı: 1868
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı