"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mağaranın kamburu

Muzaffer KARAHİSAR
01 Mayıs 2018, Salı 00:29
Eski zamanda bir kış günü, soğuk havada göz gözü görmeyecek kadar karanlık iyice çökmüş.

Yolda kalan köyün kamburu, rastladığı bir mağarada sabahlamaya karar vermiş. Can emniyeti için en azından sığınacağı kuytu bir yer bulmuş. Donmaktan kurtulduğuna sevinirken gecenin ilerleyen saatlerinde gülüş çığrış, çalgılı çengili kalabalık birileri gelir mağaraya! Ürperip bir kenarda beklerken korktuğu gibi olmamış.                 

Onlar, kenarda bekleyen Kamburu fark etmişler ve eğlencelerine katılmalarını söylemişler. O da kabul etmiş, katılmış. Kalabalıkla beraber müzik eşliğinde halay çekip horon teperken günlerden Çarşambadır. Onlar Çarşambadır Çarşamba diye tempo tutturup söylerlerken kambur da onlarla beraber söylemeye başlamış. “Çarşambadır, Çarşamba!” nağmeleri, şaka-matrak, müzik, eğlence sabaha kadar duraksız devam etmiş. Sabah olmuş onların gitme vakti gelmiş. Kamburu çok neşeli, girişken ve sempatik bulan cinler, buna bir iyilik yapalım, demişler. Sırtındaki kamburu alıvermişler. 

O gece öyle geçmiş. Sabah köye gitmek üzere yola çıkan genç adam, kamburluğu atmış, vücudu düzelmiş. Tığ gibi yakışıklı bir delikanlı olarak köye varmış. Ailesi gözüne inanamamış, çok sevinmiş, mutlu olmuş. Bu değişikliğe köylüler de hayret etmiş! Bu haberle bütün köy çalkalanmış, duyanlar görmeye koşup gelmişler. 

Gelenlerin arasında köyün ikinci kamburu da varmış. O da olanları görmüş, şaşırmış. Kendi kamburundan nasıl kurtu- lacağını heyecanla sormuş, öğrenmiş. Hemen yola düşmüş, dağ başında dar geçitteki mağarayı bulmuş! Bir an önce gece olmasını beklemeye koyulmuş. Bu arada kamburluktan kurtulma sevinci, heyecanı ve telâşıyla arkadaşının ısrarla söylediği, “Sakın ha orada aksilik yapma. İnat etme, onlar ne yaparlarsa sen de yap, ne söylerlerse söyle!” tavsiyesini çoktan unutmuş…

Çalgılı çengili, sazlı sözlü kalabalık fener alaylarıyla, renkli kıyafetleriyle pür neşe mağaraya yine gelmişler. Orada bekleyen başka bir kamburu görmüşler. “Ne yapıyorsun burada? Niçin geldin?” diye sorguya çekmişler. Onlara sırtındaki kamburdan kurtulmak için geldiğini söylemiş. 

Yaptıkları eğlenceye katılmasını istemişler. Horon teperken aralarına almışlar. Gecenin eğlencenin gürültülü eğlence serü- veni başlamış. Çalgılı çengili halay çekerken onlar yine başlamış, “Çarşambadır, Çarşamba…” demeye. Kambur, “Yahu bu gün Perşembe!” diye günü yettiği kadar bağırmışsa da sesine kulak veren olmamış. O yine de bildiğinden şaşmamış: “Perşembedir Perşembe!” diye tempo tutup hoplayıp zıplamaya başlamış. Birkaç uyarsalar da o, müziğin ritmine kendini kaptırmış, söylenenleri duymamış. 

Kamburluktan kurtulma heyecanıyla iyi yapıyorum zannedip kendini oradan oraya atmış. Avazı çıktığı kadar sesini duyurmak için “Perşembedir Perşembe”den vazgeçmemiş. “Dediğim dedik çaldığım düdük,” der gibi onların ahengine uymamış, söylenenleri duymamış. 

Sabah olunca bir gariplik fark edilmiş. Kambur heyecanla ve iştiyakla sonucu beklerken etrafa gülücükler atsa da neşesiz, soğuk hava bir türlü dağılmıyormuş. Bir sessizlik olmuş. Kendi aralarında ne yapalım, diye görüşmüşler. Elebaşı olan birine gidip sormaya karar vermişler.

Kamburu alıp oraya götürmüşler. O da “Gece ‘Perşembe’ diye rastgele gücü yettiği kadar bağıran aksi, inat, bozguncu biri vardı, kimdi o?” diye sormuş. Onlar da “Başta bu kişiydi,” cevabı üzerine “Dünkü adamın kamburunu getirin! Onu da bu aksi adamın sırtına yükleyip gönderin!” demiş. Sabah olunca kendi kamburunun üstüne başka kamburu da yüklenen adam, garip haliyle üzülerek köyün yolunu tutmuş…

O günden sonra: “Kambur, kambur üstüne” tabiri dillere destan, hikâyelere konu olmuş.

Okunma Sayısı: 2851
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı