"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölüm vaki olunca

Muzaffer KARAHİSAR
28 Ağustos 2018, Salı
Yeni işe başladığım kurumun işleyişini ayrıntısını fazla bilmiyordum.

Kısa zamanda her şeyi öğrenmek ve hizmetin kalitesini artırmak için dikkatli ve titiz davranıyordum. Yönetim faaliyetleri, mevzuat bilgileri, hizmet binasının tamir bakımı, personelin istihdamı, sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkiler ve bakım altındaki yaşlıların mutlu ve huzurlu yaşamalarıyla ilgili çalışmalar… 

Zemin katta, çıkış kapısına yakın yerdeki odada otururken bir grup görevlinin sessiz-sedasız, telaşlı ve hızlı adımları dikkatimi çekti. Merak edip arkalarından çıktım. Meğer vefat etmiş bir yaşlıyı cenaze arabasına götürüyorlarmış! Rahmetlinin arkasından öylece baka kaldım. Görevlilere bari haberim olsaydı, demeden “rutin işler…” anlamında bir şeyler söyleyip işlerine döndüler.

İçeri geri döndüğümde cenaze çıkmış bir mekân emaresi görünmüyordu. Memurlar bürolarda, yaşlılar salonda kendi aralarında günlük konularında tartışıyorlar, sohbetler ediyorlardı. Bir kısmı da televizyona dalmış, yanı başında göçüp giden arkadaşından haberleri olmamış gibiydi. Hiçbir yerde matem havası, vefat eden için üzülen, kederlenen kimse görülmüyordu. Kimseden bir damla gözyaşı dahi olmadan o, fani, garip kimsesiz, yolcu, veda etmeden ayrılmıştı. 

Tanışma fırsatımız olmamıştı. Ama o sessiz gidiş, hissiyatıma çok dokunmuştu ve hüzünlenmiştim. Yaşlı, kimsesiz ve yalnız da olsa nihayetinde o, Allah’ın eşref-i mahlukatı bir insandı. Bu dünyadaki fani ömrünü tamamlamış, sessizce beka âlemlerine doğru son yolculuğa çıkmıştı. Hayatı, hatıraları, hizmetleri… mal, mülk ne varsa gerilerde kalmış, bilinmezliklere karışmıştı. Hemen unutulmak üzere zamanın meçhullerinde hafızalardan son bir nefes gibi uçup gidecekti.

Ölüm vaki olunca, köy ahalisinin birbirine haber saldığı, kırda, bayırda, dağda olanları ünlediği, seferber olduğu, hüzünlendiği, toplandığı, cenaze teçhiz, tekfin, namaz, kabir, taziye… merasimlerinin yapıldığı kültür geleneğini bilen biri için üzücü bir durumdu. Karşımda zor bir manzara vardı. Ona saygı için, huzurunda bir namazlık saltanat olmasa da o an hayatın faaliyetlerini ve dünya meşgalesini bırakıp bir selamlık nefesimizi tutabilseydik…

Bahçede bir kenara çekilip ölüm gerçeğini düşündüm. Kendi hayatım gözümün önüne geldi. Bütün emellerin, arzuların, tul-i emellerin bittiği bir an. Bir ömürde ahiret için tanınmış fırsatın son merhalesi. İçinde bulunduğum sonbaharda rüzgârın önünde yaprak gibi uçup gitmek ötelere, ebedi âlemlere, hesaba çekilmek üzere göç etmenin adına ölü m, demişler. Dünyalık hiçbir şeyin fayda vermediği kabir âleminden geçerek…

Risale-i Nurlardaki ölüm hakkında bahsedilen hakikatleri hatırladım. Yirminci Mektup Yedinci kelime, içimi okşadı: “…Sizlere müjde!  Mevt idam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in’idam değil…” 

Madem ki her nefis ölümü tadıcıdır, ahiret âleminde Rabbimizin huzuruna imanlı ve hazırlıklı olarak çıkmalıyız. Onun rızasını kazanarak, emrine itaat ederek son nefesi vermeliyiz. Geresi kolay. Alayişle, nümayişle, hatta son zamanlarda yapılan törenler, nutuklar, alkışlarla eli boş gitmek yerine bir köşede “Bir garip ölmüş diyeler, Üç günden sonra duyalar, Soğuk su ile yuyalar, şöyle garip bencileyin.”  Yunus’un tabiriyle, tarifiyle imanlı olarak ve garip olarak gitmenin güzelliğini idrak ederek inanarak teselli bulmalıyız.

Okunma Sayısı: 1816
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı