"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bugünkü tatbikatın zararlı yönleri

Naci TEPİR
12 Nisan 2018, Perşembe
5- MAZİYE (TARİHE) DÜŞMAN EĞİTİM

Bir önceki yazımda, Tarih derslerinde (bilhassa İnkılâp Tarihinde) işlenen konularda, büyük kahramanlıklara imza atan mühim şahsiyetlerin bazılarından hiç bahsedilmediğinden söz etmiştim. Bu gün ise, gerçeklerin çarpıtılarak anlatıldığı mühim şahsiyetlerden bir-iki misal vermek istiyorum:   

Bunlardan biri, Veli Padişah ve Halife olan rahmetli Sultan 2. Abdülhamid’dir (1876 – 1909). İçte ve dışta büyük karışıklık ve çalkantıların olduğu 33 yıllık devrinde, İmparatorluğu dağılmaktan ve yıkılmaktan ustalıkla muhafaza etmiştir. Ne yazık ki, içte ve dışta şer odakları aleyhinde, durmadan faaliyette idiler. Hattâ, Devlet ileri gelenlerinden Talat Paşa, Filozof Rıza Tevfik, Serasker (Genel Kurmay Başkanı) Hüseyin Avni gibi bir çokları emperyalist güçlerin oyununa gelerek Abdülhamid’in baş düşmanı kesilmişlerdi! Nihayet 31 Mart Vak’ası (13 Nisan 1909) baş gösterir. Sultanı tahttan indirmek için Hareket Ordusu, Selânik’ten yola çıkar. Ordu komutanları “Sultanım emir buyurunuz, isyancıların İstanbul’a girişine engel olalım” diye müracaatta bulunurlar. Rahmetli Sultan “Hayır, kardeş kanının dökülmesine razı olamam” diye izin vermez! Fakat Abdülhamid’e düşman olanlar, onun tahttan indirilmesinden sonra hatalı idareleriyle Devletin yıkılmasına sebep olmuşlardır! Bunların her biri bir yabancı ülkede vefat etmişler ve vefatlarından önce de “Ah Sultan seni anlayamadık” diyerek hatalarını itiraf etmişlerdir! Hatta, Filozof Rıza Tevfik o kadar hayıflanmıştır ki, özür ve af dileyen şu şiirini yazmıştır:  

Abdülhamid’in Mânevî Ruhaniyatından İstimdad (imdat dileme)

“Tarihler seni andığı zaman,

Deli Sen değil, meğer bizmişiz,

Sana Hak verecek ey Koca Sultan!              

Bir çürük ipliğe hayal dizmişiz,

 

Bizdik sana iftira atan;

Sade deli değil edepsizmişiz,

Asrın en kudretli Padişahına!

Tükürdük atalar kıblegâhına!..”

Fedakâr Sultan, Vahdettin (1914-1922): 1919 – 1922 yılları arasında süren İstiklâl Harbimizi, 36. Osmanlı Padişahı ve İslâm Dünyası’nın Halifesi Sultan Vahdeddin’in plânladığı, vesikalarla sabittir. Ayrıca Sultan, sarayında düzenlediği bir seri toplantılarla ülkenin içinde bulunduğu vahim durumdan kurtuluşu konusunda memleket ileri gelenleriyle birlikte alternatif çareler arıyordu. Bu toplantıların birinde düşüncelerini şöylece dile getirmiştir:

“Ben milletimin ateşi ve külü üzerine oturdum. Saltanat minderlerine gömülmedim. Gece gündüz ne çektiğimi Allah (cc) bilir. Gözümde ne taht, ne de saltanat sevdası yoktur. Yerime geçecek biri olsa, Vallahi, Billahi gözümü kırpmadan tahtımı teslim ederim. Zira, saltanat koltuğuyla, kabir arasında ne kadar mesafe olduğunu bilirim! Geliniz, ne yapıp edelim memleketi içine düştüğü bu vahim durumdan kurtaralım!”1

Daha sonra Sultan, kurtuluş için M. Kemal ve bazı kurmaylarını İstanbul Karaköy limanından bizzat kendisi uğurlamıştır. Aynı zamanda bu savaşta kullanılmak üzere kendi bütçesinden 30 veya 40 bin altın lira verdiği kaynaklarda kayıtlıdır. Halen okutulmakta olan ve resmî ideolojiye dayalı tarih bu gerçeklerden hiç bahsetmemektedir. Aksine, ya iftiraya varacak şekilde çarpıtıyor, veyahut da örtbas etmektedir! Büyük bir iftira olarak, Sultan Vahdettin’in -haşa- vatan haini olduğu ve ülkeyi terk edip kaçtığı utanmadan lanse edilmektedir. Böyle bir ihanet ve iftirayı ancak hain düşmanlar yapar. Halbuki Sultan, TBMM’nin Saltanatı kaldırmasından bir gün sonra resmî bir şekilde uğurlanmıştır! 

Okunma Sayısı: 2316
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı