"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cevap bekleyen sorular -3

Naci TEPİR
22 Aralık 2016, Perşembe
LAİK EĞİTİM SİSTEMİ

Bilindiği gibi eğitim, insanın düşünce hal ve hareketlerinde, önceden tesbit edilmiş gayeler doğrultusunda bir takım değişiklikler meydana getiren ve belirli sahalarda maharet (beceri) kazandıran bir faaliyettir. Bu faaliyet ise, insanın bütün olarak maddî ve manevî yapısıyla ilgilidir. İnsanın sadece maddî yönüyle ilgilenen eğitim, tam manasıyla bir eğitim olamaz. Çünkü insan, yalnız etten, kemikten, kandan ibaret bir yaratık değildir. Aynı zamanda ruh, kalp, akıl, hayal, sevgi, nefret, acıma ve sair bir çok manevî duygulardan meydana gelen küllî bir yapısı vardır. İnsanın bu manevî yapısını ihmal etmek, gerçek bir eğitimin işi olamaz!

Her milletin veya toplumun dinî, kültürel, etnik, tarihi tekâmülü ve sair medeni yapısına göre fıtrî olarak gelişmiş bir eğitim sistemi vardır. Bu ise, tepeden inme, zoraki devlet baskısıyla olan bir gelişme değildir. Gerçek bir eğitim sistemi, toplumun bütün maddî ve manevî değerlerini ihtiva eder. Baskıyla, zoraki uydurma sistemler icat etmek, uzun zaman kalıcı olamaz! Hem böyle bir teşebbüs, dolayısıyla toplumu katletmek demektir!

Dinden, maneviyattan uzak olan sistemlerde eğitim (şu anda bizde tatbik edildiği gibi) insanın sadece maddî yapısıyla ilgilenir. Yani, insanın manevî yapısını hesaba katmaz. Onun içindir ki, birçok bozuk şahsiyetler, diplomalı cahiller, kalitesiz ve robot insan örnekleri ile ahlâk dışı hadiseler, terör, anarşi ve sair hep bu tip eğitimin mahsulüdür.

Bizde doksan seneden beri tepeden inme zoraki tatbik edilen eğitim sistemi, bütün manevî değerlerimize sırt çevirmiştir. Dinsizlik olarak yorumlanan “Laiklik” adı altında “Materyalist” (dinsiz) düşünceye dayandırılmıştır. Aslında laiklik, dinsizlik demek değildir. Aksine, din ve vicdan hürriyetini teminat altına alır!1 Laiklik, diğer taraftan devlet idaresiyle ilgili bir kavramdır. Dolayısıyla laik eğitim ifadesi manasız bir ifadedir! Onun içindir ki, halkımız tarafından asla benimsenmemiştir.

Esasen binbir yamalı bohça haline gelen ve her geçen gün ülkeye kan kaybettiren bu sistemin faydasından daha çok zararları görülmüştür.

Bin senelik kültür ve eğitim sistemini terk edip, nevzuhur yeniden çarpık sistemlerin geliştirilmesi hangi ihtiyaçtan doğmuştur ve netice itibarıyla faydalı olabilmiş midir?

Bu çarpık sistemin zararları daha önceden hesaplanamadı mı, yoksa işin içinde başka hesaplar mı vardı?

Her geçen gün ülkeyi gerileten bu sistemden daha ne bekleyebiliriz?

Herkesin şikâyetçi olduğu bu sistemi, öz değerlere sahip çıkarak bir an önce ıslâh çalışmaları gerekmiyor mu? Daha ne bekliyoruz?

NOT: 24 Aralık Cumartesi saat 12.00’ de Süleymaniye Yeni Asya Vakfı’nda Prof. Dr. Ömer Önbaş, “21. Lem’a Penceresinden Meşverete Bir Bakış” konulu bir seminer verecektir.

Okunma Sayısı: 1723
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı