"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cevap bekleyen sorular (4)

Naci TEPİR
29 Aralık 2016, Perşembe
NEDEN KARMA EĞİTİMDE ISRAR EDİLİYOR?

Bu güne kadar dünyanın çeşitli yerlerinde, bilhassa kalkınmış ülkelerde uzmanlarca yapılan araştırmalarda “Karma Eğitim”in birçok yönden zararlı olduğu tesbit edilmiştir. Hususuyla millî bünyemize hiç uymayan bu korkunç manzara, en başta ahlâk erozyonu dolayısıyla şahsiyet bozukluklarına yol açtığı, eğitim ve öğretimin kalitesini düşürdüğü, zararlı alışkanlıklar, intihar ve cinayetlere kadar varan birçok bunalıma sebep olduğu çokça müşahede edilmektedir!

Diğer taraftan birçok talebenin dersten daha çok başka şeylerle meşgul olmasına, kız ve erkek öğrencilerin birbirleriyle özel arkadaşlık bağı kurmalarına yol açmaktadır. Bu meşrû olmayan gayriahlâkî vaziyet görmezlikten gelinerek normal bir şeymiş gibi yutturulmuştur! Hatta, bu anormalliğin ilkokul seviyesine kadar inmesine seyirci kalınması, toplumumuzu hızlı bir çöküşe doğru sürüklüyor! Diğer taraftan, cep telefonu ve internet kullanımının yaygınlaşması, ailelerin çocuklarını kontrol etmesini hayli zorlaştırmış, hatta imkânsız hale getirmiştir.

Evet, iki ayrı –namahrem- cinsin devamlı olarak bir arada bulunması, en başta ahlâkın bozulmasına sebep olmaktadır. Ayrıca, erkek tipinde kız ve kız tipinde erkek karakterler ile bozguncu, saldırgan, kavgacı, aşırı çekingen, aşağılık kompleksine kapılmış ve sair gibi şahsiyet bozukluklarının ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. 

KARMA EĞİTİMDEN DAHA NE BEKLENİYOR?

Toplum olarak inanç, ahlâk, örf ve adetlerimize, kısacası millî bünyemize uymayan “Karma Eğitim”, bütün bu temel değerlerimize yabanî düşman bir zihniyetin eğitim yutturmacası altında, devlet eliyle gerçekleştirdiği bir plandır! Bu malûm zihniyet, din, ahlâk, maneviyat, fazilet gibi insanî değerlerden uzak olan zihniyettir. Başörtüsü yasağı da bu despot zihniyetin mahsulüdür. Yoksa, “Karma Eğitim” denilen rezalet, halkımız tarafından asla tercih ve tasvip edilmiş değildir. Bundan başka, ilmi otoriteler tarafından araştırılıp, çeşitli denemelerden sonra tatbik edilmiş de değildir. Bunun içindir ki öteden beri birçok vatandaşımız haklı olarak kızlarını okula göndermek istemiyor. Ama mecburi eğitimin bir emrivakiyle 12 yıla çıkarılması, halkın iradesine set çekmiştir! Bu ise Demokrasiyle asla bağdaşmaz! Dayatmacı zihniyet, halkın iman ve değer yargılarını daima yadırgamış, onu suçlu görmüştür! Asıl suçlu ise bu zihniyetin ta kendisidir! Çünkü uzun yıllar halkla ters düşmüş, halkıyla kavgalı bir devlet düzeni sergilemiştir! 

Önceleri erkek ve kız okulları bina olarak tamamen ayrı idi.1 Daha sonra kız ve erkek talebeler aynı binada, fakat ayrı ayrı sınıflarda ders görmeye başladılar. Derken sınıflar da birleştirildi, fakat kız talebelerle erkek talebeler ayrı gruplar şeklinde idi. En nihayet, bazı aydın geçinen öğretmenlerin (!)  de gayretiyle kız ve erkek öğrenciler yan yana oturmaya başladılar. Bu gelişmeler tasvip gördüğü için, halk tarafından yer yer gösterilen tepkiler cılız kalıyordu.

Neticede ahlâk ve maneviyatta hızlı bir çöküş yaşandı! Bu gelişmeler devam ederken, okullarda şiddet olayları, cinayetler, zararlı alışkanlıklar, çeşitli bunalımlar ve düşük olaylarında gittikçe korkunç artışlar oldu. 

Peki bu gelişmelere neden seyirci kalındı? Kimlerin işine yarıyordu? Daha ne kadar bu gelişmelere vurdumduymazlıkla seyirci kalınacak. Yoksa Lozan Antlaşmasının (24 Temmuz 1923) gizli maddelerinden biri de bu muydu?2

Hızlı bir şekilde uçuruma yuvarlanan toplumu, bu felâketten kurtarmanın yegâne çaresi, devlet ve halkın samimî işbirliğiyle ahlâk, maneviyat ve kendi öz değerlerimiz baz alınarak eğitimi şekillendirmektir.  

NOT: 1 Ocak 2017, İslâm Güneşi’nin Kıblesi Mekke’nin Fethi (630) yıl dönümünü tebrik eder, bütün İnsanlık âlemi için sulha ve huzura vesile olmasını Cenâb-ı Allah’tan niyaz ederim. 

Okunma Sayısı: 1880
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı