"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Darbelerin yozlaştırdığı eğitim (4)

Naci TEPİR
30 Temmuz 2015, Perşembe
Yanlışta ısrar artık yeter -19-

12 Eylül Dönemi: 12 Eylül 1980’de gerçekleştirilen askerî darbeyle Türkiye öyle bir sarsıldı ki, hâlâ kendine gelebilmiş değil!

Görünürde iç savaşın eşiğine gelen ülke, gâvur istilâsından da beter “anarşi”den kurtulmuş, huzura kavuşmuştu. Onun için halk bayram ediyordu! Öyle ki, bu darbeye bazıları Mohaç, Niğbolu ve Malazgirt kadar değer verip, övgüler yağdırıyordu! Halbuki, kazın ayağı öyle değildi! Perde arkasındaki gerçek şu ki; taş kafalı darbeciler “Darbe ortamı oluşsun” diye ülkeyi anarşizme terk etmişlerdi! Anarşiyi körükleyen, hatta Ankara – Kızılay Meydanı gibi bazı görünür yerlere bomba koyduranlarda onlar idi! Hürriyet ve demokrasi düşmanı beton kafalı hainler, bu darbeyle hükümeti düşürdükten sonra TBMM’yi kapatıp Anayasa’yı askıya aldılar. 1921 Anayasası’nı lağvedip, 1961 Anayasası’nı meriyete koyan aynı darbeci zihniyet, hızını alamamış olmalı ki, bu defa demokrasi ve insan haklarını iyice kısıtlayan, darbecileri koruyan “1982 Anayasası”nı dayatma ile meriyete koydular!1

12 Eylül Darbesi ve ABD

Son asırda üçüncü dünya ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizde de yapılan bütün darbelerin arkasında ya İngiliz veya ABD parmağı olmuştur! Filvaki 12 Eylül 1980 Darbesi yapıldığı sırada, o zamanki ABD Başkanı Carter tiyatroda “Damdaki Kemancı” adlı oyunu seyrederken özel danışmanlarından biri gelip kulağına bir şeyler fısıldar. Yerinden fırlayan Carter, kollarını kaldırıp oynamaya başlar. Bu manzarayı şaşkınlıkla seyreden yanındakiler “Ne oldu sayın Başkan” diye sebebini sorunca, Carter “Türkiye’de bizim çocuklar başardı” diye cevap verir!2 Bu da, Türkiye’de beslenip palazlanan, maaşını ve rütbesini Türkiye’den alan, fakat sadâkatle dışa bağımlı olan halk düşmanı darbeci zihniyetin ne kadar kahraman (!) olduğunu gösteriyor. 

Vatan Şairimiz rahmetli Namık Kemal (21 Aralık 1840 Tekirdağ - 2 Aralık 1888, Sakız Adası), şu mısraları sanki bu darbeci zihniyet için yazmış!  

“Muin-i zalimin dünyada erbab-ı denaettir;
Köpektir zevk alan seyyad-ı bîinsafa hizmetten!”

Yani: Zalime yardım edenin dünyadaki işi, alçaklıktır! Zira, insafsız avcıya hizmet etmekten zevk alan sadece köpektir!

12 Eylül Döneminde eğitimde tahribat

  • Okullardaki militarist görüntüler ve söylemler arttırıldı. Şöyle ki, Atatürk Köşeleri ve büstleri çoğaltıldı. Bazı okul bahçelerine heykeller dikildi. Okul duvarlarına büyük posterler asıldı. Konusu ne olursa olsun, bütün ders kitaplarının başına Atatürk portresi, Gençliğe Hitabe ve İstiklâl Marşı konuldu. 
  • Her sabah öğrencilere –işkence gibi- zoraki okutturulan Andımız parçasına yeni cümleler eklenip uzatıldı.
  • Karma Eğitim’e hız verilerek, okullarda zararlı madde alışkanlığının yaygınlaşmasına ve şiddet olaylarıyla çeşitli bunalımların artmasına yol açıldı. Bu ise zaten yara almış eğitimde başarı oranının hayli düşmesine sebep olmuştur! 
  • Daha önce lise ve dengi okullarda yalnız erkek öğrencilerin katıldığı Millî Güvenlik Dersi (diğer adıyla Askerlik Dersi) kız öğrencilere de teşmil edildi. Bu yüzden, bilhassa İmam Hatip Liselerinde kız öğrencilere ve okul idarelerine kan kusturuldu! (Neyse ki tamamen mantık dışı olan bu ders ve Andımız’ın okunuşu son zamanlarda kaldırıldı.)

*Daha önce okutulan “T.C. Cumhuriyet Tarihi” dersi, “T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük” adı altında bütün Orta dereceli okullara ve Üniversitelere mecburî ders olarak konmuştur. Tarih ilmi metoduyla bağdaşmayan, olayları tek taraflı çarpıtarak anlatan, bazı olayları ise örtbas eden bu dersin behemehal kaldırılması zarurî olup, zaman zaman gündeme getirilmektedir.

*Daha önce seçmeli ders olarak okutulan “Din Dersi”nin, “Din Kültürü ve Ahlâk Dersi” adıyla mecburî hale getirilmesi. Bu da münafık darbeci zihniyetin bir oyunu idi. Şöyle ki, “Bakın, daha önce seçmeli ders olan Din Dersi’ni biz mecburî hale getirdik” diye halka lanse ediyorlardı. Halbuki, bir Müslümana lâzım olan tamamen İslâmî bilgileri konu edinen “Din Dersi” ile genel kültür kabilinden bütün bâtıl inançları da konu edinen “Din Kültürü” arasında fark var. O halde yapılması gereken şey, zoraki değil yine seçmeli ders olsun. Zira, dinde zorlama yoktur. Fakat isteyenlere de tam manasıyla “Din Dersi” olsun!

Dipnotlar: 

1- 1982 Anayasası halk referandumuna sunulmadan önce, bu Anayasanın lehinde konuşmayı serbest bırakıp, aleyhinde konuşmayı darbeci zihniyet yasaklamıştı. Bu ise hazırlanan  Anayasa Taslağı’nın gerçek demokratik bir anayasa olmadığını ispat ediyordu!
2- Yakın Tarih Ansiklopedisi. 

Okunma Sayısı: 1486
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı