"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitim açısından disiplin

Naci TEPİR
04 Ekim 2018, Perşembe 01:38

DİSİPLİNİN GAYESİ

Eğitim ve tedrisatla ilgili olan disiplinin gayesi, bir düzeltme işidir. Yani, hemen cezaya başvurmak değil, ancak son çaredir. Bunu yaparken de gayet dikkatli ve ölçülü olmak işin hassasiyeti gereğidir. Çünkü disiplin, talebelerin hâl ve hareketlerini iyi yönde geliştirmek için yapılan sistematik bir eğitimdir. Örnek bir eğitimci için disiplin konusunda mühim olan diğer bir husus da, kararlılık içinde olması, söz ve hareketlerinin birbirini tamamlamasıdır. Eğitim ve tedrisatta olduğu gibi, aynı şekilde disiplin mevzusunda da talebenin zihni ve düşünce yapısı ile diğer hususiyetleri (ferdi farklılıkları) göz önünde bulundurulmalıdır. Başarısızlık veya menfi hareketlerin sebebi buna göre araştırılmalıdır.

Öğretmen, verilen bir iş veya konunun, talebede ilgi uyandırıp uyandırmadığını kontrol etmelidir. Başta ders olarak, diğer bütün faaliyetlerde, gürültü ve patırtıya meydan vermeden, çıkabilecek karışıklıkları engellemek için, gereken kaynak temini ve çalışma ortamını hazırlamalıdır. Dersle ilgili çalışmaları veya ödevleri ceza olsun diye vermek, talebelerde derse ve öğretmene karşı bir soğukluk meydana getirir. Bunun gibi, bir veya birkaç talebeye kızıp da, bütün sınıfı cezalandırmayı düşünmek de çok hatalı bir tavırdır.

Bütün disiplin hadiselerini ele alıp, müsbet metotlar uygulanmalıdır. Sebebi ne olursa olsun, talebeyle asla tartışmaya girilmemelidir. Diğer taraftan, talebeye kötü bir dil kullanmak veya onlarla aşırı ölçüde senli benli olmak da doğru değildir.

DİSİPLİNİN KORUNMASI

Disiplinin korunması yönünde, takibi gereken en geçerli yol, diğer öğretmenlerle, veli ve idareyle işbirliğinde bulunmaktır. Tatbiki düşünülen disiplin tedbirleri, disiplinsizlik hareketlerine uygun olmalıdır. Kötü davranışlar karşısında hemen öfkeye kapılmamalı. Olabilecek herhangi bir disiplinsizlik hadisesi, anında ve olduğu yerde çözülürse, hem büyümemiş hem de hafif olarak geçiştirilmiş olur. Meselâ, sınıf içerisinde meydana gelen bir disiplin hadisesi, mümkünse yine sınıf içerisinde çözülmeli. Hemen okul idaresine veya disiplin kuruluna götürülmemeli. Bu durum, aynı zamanda öğretmenin eğitimdeki kabiliyetinin ölçüsüdür. Tersine olarak, olur olmaz her hareketi büyütüp hemen idareye veya disiplin kuruluna götürmek, öğretmenin saygınlığını sarsar.

Dayak atmak, talebeyi kötülemek, hakaret etmek, yıkıcı tenkitlerde bulunmak gibi menfi davranışlardan şiddetle kaçmak gerekir. Bu gibi davranışlar çok zararlı olduğu gibi, ilkel metotlardır. Hele öğretmenin eli sopalı dolaşması, meslek açısından hiç de normal olmayan bir görüntü sergiler. Hele dayak konusu, birçok zararlı yönleri ile birlikte, eğitim–öğretim ve disiplin yönetmeliklerine göre de suç sayılmaktadır. Unutmamak gerekir ki, hislerine kapılıp dayak attığı için düşman kazanan öğretmenler vardır! Hattâ, büyük üzüntülere yol açabilecek korkunç bir duruma gelebilir. Onun içindir ki, bu konuda oldukça hassas ve dikkatli davranılması şarttır!

Bir çok çözüm yolu bulunabilen hatalar yüzünden hemen ceza yönüne gitmek, talebeleri ister istemez menfi yönden etkiler. Talebenin isyancı bir tavır takınması veya problem tip haline gelmesi, hep bu menfi tesirdendir.

Ceza yönüne gitmeden önce öğüt vermelidir. Bu ise, güzel sözlerle, yumuşak tavırla ve şefkat duygusuyla talebeyi içten kazanmak demektir.

Kıyasıya dövmek dayak sayıldığı gibi, hafif kulak veya saç çekmesi de eğitim (terbiye) yönünden dayak sayılabilir. Hattâ bazen, kıyasıya dayak atmak, kötü duygulara ve tepkilere yol açabildiği halde, hafif olarak saç veya kulak çekmesi daha çok etkili olabilmektedir. Bütün bunların yanı sıra, durum ne olursa olsun, şeref ve onura dokundurucu, aşağılayıcı söz ve hareketlerden kesinlikle kaçınılmalıdır.

Bizde ise Osmanlı Devleti’nin yıkılış dönemine kadar, geliştirilmiş eğitim ve tedrisat sisteminde, yaşı ne olursa olsun, talebeye dayak atıldığını göremiyoruz. Osmanlı eğitim ve öğretim sisteminin, yani medrese sisteminin, İslâmiyetin temellerine dayandırıldığını biliyoruz. İslâmî eğitimde ise asla dayak yoktur. Peygamber Efendimiz (asm) bazı hadislerinde 13, bazı hadislerinde ise 10 yaşından küçük çocukların dövülmesini yasaklamıştır. 

Ayrıca, büyüklere de tahta veya sopa ile vurmak yine yasaklanmıştır. Hattâ, değil dayak, kötü söz, kırıcı tenkit, azarlama, hakaret, bedduâ, sövme ve sair gibi bütün kötü söz ve hareketler de yine Peygamberimiz (asm) tarafından yasaklanmıştır.

Okunma Sayısı: 2072
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı