"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitim açısından oruç

Naci TEPİR
24 Mayıs 2018, Perşembe 01:25

Gerçek mânâdaki eğitim

Öteden beri eğitim kısaca; “İnsan davranışlarında yapılan müsbet (olumlu) değişikliklerdir” şeklinde tarif edilmektedir. Fakat bu müsbet değişikliklerin mahiyeti, tezahürü (görünürdeki şekli) nedir ve nasıl olduğu hakkında ciddî olarak teferruatına girilmemektedir. Ekseriyetle, materyalist düşüncenin tesiriyle, işin aslına, özüne inilmemektedir. Onun için günümüzde–hususuyla ülkede- tatbik edilen eğitim, oldukça sathî ve sakat kalmaktadır. 

Halbuki, “Eğitim” denilen faaliyet, insanın maddî ve daha ziyade mânevî yapısıyla ilgilidir. Yani ana gaye, insanın mahiyetinde bulunan ruh, kâlb, akıl, fikir, hayal ve sair bütün mânevî cihazatının ortak olarak işlenmesidir. Böylece ahlâk da şekillenmiş olur. Gerçek mânâda eğitim de budur. İnsanın bu tarafını ihmal eden eğitim, gerçek eğitim olamaz! Çünkü, insan dediğimiz yaratık sadece kandan, kemikten ve etten meydana gelmiş bir yapıdan ibaret değildir.

Oruç-Eğitim münasebeti: 

Gerçek mânâdaki eğitimin temeli olan iman ve ibadetin tezahürlerinden biri olan oruç, insanı hem maddî, hem mânevî yönlerden tam olarak eğitmekte, terbiye etmektedir. 

Zamanımızın en büyük âlimi ve Müceddidi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin (ra) bu hususta çok mühim tesbitlerinden  iki misal:

1- Orucun Şahıs Yönünden ehemmiyeti: “Ramazan-ı şerif’teki oruç, nefsin Terbiyesine baktığı cihetindeki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Nefis, kendini hür ve serbest ister ve öyle telâkki eder (sınırsız serbestiyet ve hür olduğunu düşünür (...) 

Hadsiz (sayısız) ni’metlerle terbiye olunduğunu düşünmek istemiyor (...) İşte Ramazan-ı şerif’te en zenginden en fakire kadar herkesin nefsi anlar ki: Kendisi malik (sahip) değil memluktür (köledir); hür değil, abddir (kul’dur) (...) en gafillere ve mütemerridlere (dikkafalılara) za’fını ve aczini ve fakrını ihsas ediyor (….) Zaif vücudu, ne derece çürük olduğunu hatırlıyor. Ne derece merhamete ve şefkate muhtaç olduğunu derk eder (anlar). Nefsin Fir’avunluğunu bırakıp, kemâl-i acz ve fakr ile (tam mânâsıyla güçsüz ve fakir olduğunu bilerek) dergâh-ı İlâhiyeye ilticâa (İlâhî makama sığınmaya) bir arzu hisseder.“

2- Cemiyet (toplum) Yönünden Ehemmiyeti: “İnsanlar, maişet (geçim) cihetinde muhtelif bir surette halk edilmişler (farklı olarak yaratılmışlar). Cenâb-ı Hak o ihtilâfa (farklılıklara) binaen zenginleri, fukaraların muavenetine (yardımına) dâvet ediyor. Halbuki zenginler fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını, oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler. Eğer oruç olmazsa, nefisperest çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirlik ne kadar elim ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez. Bu cihette insaniyetteki hemcinsine (diğer insanlara) şefkat ise, şükr-ü hakikinin bir esasıdır.“1

Oruç ibadetiyle birlikte diğer ibadetler de bütün teferruatıyla incelenecek olursa, gerçek mânâda bir eğitim (Terbiye) kaynağı oldukları anlaşılır. Bunun en bariz tezahürü ise, ibadetlerin en mütekâmil bir yaratık olan insan üzerindeki kuvvetli tesiri ve bu tesirin kalıcı oluşudur! 

NOT: Okurlarımızın mübarek Ramazanını tebrik eder bütün İslâm âlemi için rahmete vesile olmasını ve bütün insanlığa huzur getirmesini temenni ederim.

Okunma Sayısı: 1092
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı