Bir önceki yazıda “Türkiye ve ABD Hükümetleri Arasında 27 Aralık 1949 tarihinde imzalanan “Fulbright Commission Anlaşması” ile Türkiye’de yetiştirilecek Amerikan taraftarı kadroların eğitilme şeklinin tesbit edildiğini belirtmiştim.
Ayrıca, bu anlaşmayla -üstüne üstlük- bu iş için gereken masrafların karşılanması da Türkiye’ye yükletilmişti! Daha sonraki gelişmelerde ise taviz üstüne taviz verilmiştir!
Şöyle ki: Mart 1950’de imzalanan diğer bir anlaşmayla 1, Türkiye’de “Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu” namı altında bir komisyon teşkil olunmuş ve bu komisyon işbu anlaşmanın hükümleri dairesinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından temin edilen paralarla finanse edilecek olan eğitim programının idaresini kolaylaştırmak için ihdas ve tesis edilmiş bir teşekkül olarak Türkiye Cumhuriyeti ve Amerika Birleşik Devletleri Hükümetleri tarafından tanınmıştır.
İş bununla da kalmıyor, daha sonraki sinsi ve açık gelişmeler ülkeyi sömürge haline getiriyordu!
Yabancı nüfuzu genişliyor
ABD, “Fulbright Bürosu”, “Fulbright Komisyonu”, “Fulbright Bursu”, “Fulbright Kredisi” vs. bir çok isim altında, Türkiye’de ve bütün ekonomi, siyasî yönden işgali altındaki ülkelerde çalışmalarını hâlâ sürdürmektedir. Böylece, kendisi gibi düşünen, kendi gayeleri doğrultusunda hareket eden hayranlarını, kurbanlarını ve elemanlarını yetiştirme gayreti içindedir. Bu durum, zaman zaman açığa da vurulmuştur!2
Yalnızca Millî Eğitim’in değil, diğer pek çok bakanlıkların da 1949’dan bu yana Amerikalı uzmanlar tarafından motive edildiğine dair acı gerçek, Türkiye’yi Amerikan’ın sömürgesi durumuna düşürmüştür! Türk Milleti’nin alnına bu lekeyi süren de, bu anlaşmaları imzalayan da İsmet İnönü’nün ta kendisidir! İnönü, bütün bu marifetlerine (!) karşılık, ülkeyi yabancı nüfuzundan kurtarmaya çalışan rahmetli Adnan Menderes’i, Bediüzzaman Said Nursî’nin müridi diye lanse ederek halkın gözünden düşürmeye, böylece kendi ihanetlerini örtbas etmeye çalışmıştır!
Halbuki, 10 sene maaş almadan Başbakanlık yapan, büyük gayretlerle ülkeyi yabancı nüfuzundan kurtarmaya çalışarak her yönden onurlu ve ileri bir seviyeye yükselten rahmetli Menderes, hakkiyle milletin gönlünde taht kurmuştur!
DİPNOTLAR:
1- Bu konuyla ilgili bütün anlaşmalar hep İsmet İnönü zamanında gerçekleşmiştir!
2- Meselâ, bizde 12 Eylül 1980 Darbesi’nin yapıldığı gün hadise, ânında ABD Başkanı’na ulaştırılır. O zamanki ABD Başkanı Carter bir tiyatroda “Damdaki Kemancı” adlı oyunu seyretmektedir. Danışmanlarından biri gelerek Türkiye’de darbe yapıldığını kulağına fısıldar. Birden ayağa kalkarak sevincinden oynayan Başkan’a yanındakiler hayretle sebebini sorarlar. Sevincinden ağzı kulaklarına giden Başkan, “Bizim çocuklar Türkiye’de başardılar” diye cevap verir!