"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitim müfredatı’nın ruhu “irşad” olmalıdır

Naci TEPİR
02 Şubat 2017, Perşembe
İrşad; fertlerin duygu ve düşüncelerini, bakış açısını, dolayısıyla bütün değer yargılarını eğitim yoluyla müsbet mânâda olgunlaştırmaktır.

Ülkemizde asırlar boyu tatbik edilen en tesirli ve gerçek mânâda eğitim (terbiye) şekli “İrşad” metoduna dayanır. Zira, insanlık tarihi boyunca İlâhî emirlerle gönderilen binlerce Peygamberler (as), irşad yoluyla vazifelerini yerine getirmişlerdir. Böylece, çeşitli tabiat varlıklarıyla putlara tapan, bir çok kötülükleri âdet edinen, Cahiliyye Devri toplumlarının hidayetlerine1 vesile olmuşlardır. Bunun da en büyük ve en canlı misali, 14 asır devam eden ve her asırda yüz milyonlarca insanı irşad edip, hakikî insanlık derecesine yükselten Peygamber Efendimiz’in (asm) tebliğ ettiği İslâmiyet’tir. O’nun (asm) getirdiği hidayet nurunun büyük tesirini asrımızın en  büyük âlimi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri (ra) şöyle beyan etmektedir:

“(….) İşte bak; nasıl berk-i hâtif (göz alıcı şimşek) gibi, Onun nuru şarktan, garbı (Doğudan, Batıyı) tuttu. Ve nısf-ı arz (dünyanın yarısı) ve hums-u beşer (insanların beşte biri) Onun hediye-i hidayetini (hidayet hediyesini) kabul edip hırz-ı can etti (bağrına bastı)! (...) 

İşte, bak; şu cezîre-i vâsıada (Büyük Arabistan Yarımadası’nda) vahşî ve âdetlerine mutaassıb (körükörüne bağlı) ve inadçı muhtelif akvamı (çeşitli kavimleri), ne çabuk âdat ve ahlâk-ı seyyie-i vahşiyanelerini (vahşi ve kötü ahlâklarını) def’aten (birden) kal’ve ref ederek (temelinden kaldırarak) bütün ahlâk-ı hasene (güzel âhlâk) ile teçhiz edip, bütün âleme muallim ve medenî ümeme (medeni ümmetlere) üstad (rehber) eyledi. 

Bak değil zâhirî bir tasallut (baskı altına alma), belki akılları, ruhları, kalpleri, nefisleri feth ve teshir ediyor (hükmü altına alıyor). Mahbubu kulûb (kalplerin sevgilisi), muallimi ukûl (akılların muallimi), mürebbi-i nüfus (nefislerin terbiyecisi),  sultan-ı ervâh (ruhların sultanı) oldu! (...) 

Bak, bu zat, büyük ve çok âdetleri, hem inadçı mutaassıp büyük kavimlerden zâhiri (görünürde) küçük bir kuvvetle, küçük bir himmetle, az bir zamanda ref’ edip (kaldırıp), yerlerine öyle secâyâyi âliyeyi (yüksek âhlâkı) - ki, dem ve damarlarına karışmış derecede sabit olarak – vaz’ ve tesbit eyliyor (yerleştiriyor). Bunun gibi daha pek hârika icraatı yapıyor. İşte, şu Asr-ı Saadet-i görmeyenlere Cezîretü’l Arabı gözlerine sokuyoruz!”2

GERÇEĞİ YANSITAN BİR RAPOR

Tanınmış eğitimcilerden, Amerikalı filozof ve pedagog Prof. Dr. John Dewey (Can Düvi), aynı zamanda ABD’de tatbik edilen bugünkü eğitimin temelini kurmuştur. Onun felsefesi, geniş çapta bir eğitim planıdır. Buna göre çalışmanın asıl maksadı, muvaffak olmaktan ziyade, tesirli olmaktır. Bu hususu eğitimin temeli olarak kabul eden Dewey, şahsiyet ve karakter eğitimine ehemmiyet verir.     

İşte, bu meşhur ilim adamı 1962 yılında Türkiye’ye dâvet edilir ve kendisinden “Türkiye’deki eğitim hakkında tetkikatta bulunup, bu konuda ışık tutacak bir rapor talep edilir.

Büyük harcamalara malolan bu çalışmalar sonunda Dewey, hazırladığı raporda özetle şu ibretli hususlara yer verir:

“Türkiye ile ABD toplumları arasında çok farklılıklar var. Dolayısıyla ABD’de tatbik edilen eğitim metodu, Türkiye’ye uymaz. Sizin ilim ve eğitim hususunda çok zengin bir tarihî birikiminiz var! Tatbik edeceğiniz eğitim metotlarını buna göre geliştirmelisiniz. Başka modellere ihtiyacınız olmamalı!”

Bu raporuyla gayet isabetli tesbitlerde bulunan J. Dewey, Türkiye’nin yarasına parmak bastığını ne bilsin? Ne bilsin ki, müflis projelerle idare edilen ve bin senelik şerefli mazisinin bütün değerlerine sırt çevirmiş bir Türkiye var! 

J. Devwey’i ve bir çok Batı’lı mütefekkir aydınları hayran bırakan şey, zengin kültürümüzün biricik kaynağı İslâmiyet’in “İrşad” metodudur! 

Artık, müflis projelerin, yanlışlarında ısrar etmeyi bırakıp, hızla aslımıza uygun eğitim müfredatları geliştirmek zorundayız!..

Dipnotlar:

1- Hak ve bâtılı ayırt ederek doğru (Hak) yola girmek.

2- Sözler, s. 216.

Okunma Sayısı: 1523
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı