"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitim sistemi nasıl olmalı?

Naci TEPİR
30 Ocak 2015, Cuma
İyileştirme Çalışmaları:

Eğitim Sistemi’ni iyileştirme çalışmalarına ta 1921 senesinde, yani Cumhuriyetin ilânından iki sene önce yapılan 1. Millî Eğitim Şûrâsı’yla başlanmıştır. O tarihten bu yana, 94 sene içerisinde 19 defa toplanan bu tip şûrâlar, eksikleri tamamlamak ve aksak yönleri düzeltmek için tertip edilmiş, bu meyanda bir çok kararlar alınmıştır. En son 2-5 Aralık 2014 tarihinde toplanan 19. Millî Eğitim Şûrâsında da eğitimle ilgili çeşitli konular üzerinde görüşmeler - tartışmalar yapılmış ve bazı kararlar alınmıştır. Bu kararlar umumiyetle Haftalık Ders Dağıtımı, Öğretmen ve İdareci Niteliğinin (Vasfının) arttırılması, Okul Emniyeti (Güvenliği) konuları üzerinde yoğunlaşmıştır.  

Alınan kararlar içerisinde;

a-) İlkokul 1. 2. ve 3. sınıflara da Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinin konulması;

b-) Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri öğretim programlarından “Alkollü İçki ve Kokteyl Hazırlama” dersiyle, öğrencilerin alkol servisi yapan işletmelerde staj yapmalarının kaldırılması;

c-) İlkokullarda “Hafızlık Çalışmaları” için ara verme yılının 2 yıla çıkarılmasının kabul edilmesi gibi sevindirici ve ümit verici kararlar mevcuttur. Ne var ki alınan bu kararların ne oranda tatbik edilebileceğini zaman gösterecektir.

Bununla birlikte 94 seneden bu yana yapılan bu gibi çalışmalar -mevcut sisteme göre geçici bazı iyileştirmelerde bulunmuşsa da- umumiyetle sathi kalmış, asıl meselenin özüne inilmemiştir. Bu gidişle inilmesi de asla mümkün görülmüyor. Çünkü, pek az sayıdaki hassas olanlarımızın dışında hiç kimse –yetkili veya yetkisiz– koca bir milleti alâkadar eden bu ciddî meseleyi dert edinmiyor. Dolayısıyla bu meselenin özüne inmek kimsenin aklından bile geçmiyor. Büyük gaflet neticesi yılgın ve birbirimizden çekingen bir toplum haline geldik. Yapılan çalışmalar ancak günü kurtarmak nev’inden, geçiştirmeli olmaktan öteye varamıyor. Onun için bu sistem, bu günkü haliyle bin bir yamalı bohçayı andırıyor.

Asıl Olan Öze İnmek

Diğer bir ifadeyle aslına dönmektir. Bin seneden beri bütün İnsanlığa âhlak, maneviyat ve medeniyet sahasında rehberlik etmiş olan öz değerlerimize sahip çıkmak ve eğitim sistemini bu değerlere göre tanzim etmektir. Ahlâksızlık ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıkların ilkokul seviyesine kadar indiği günümüzde bu şarttır. Laiklik ve İlerleme aldatmacasıyla öz değerlerimizden uzaklaştırılan eğitim sistemi’ndeki bu tehlikeli gelişmeyi ilk olarak tesbit eden Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri (ra), ta 1940’larda şöyle ifade etmektedir:

“(...) Evet, hürriyetçilerin (Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında iktidarda bulunan İttihat ve Terakki Partisi ahlâk-ı içtimâiyede (toplum ahlâkında) ve dinde ve seciye-i millîyede (Dîn ve Millî Ahlâkta) bir derece lâubâlilik (önemseme, gevşeklik) göstermeleriyle, yirmi-otuz sene sonra dince, ahlâkça, namusça şimdiki vaziyeti gösterdiği cihetinden, şimdiki vaziyette de, elli sene sonra bu dindar, mâmuskâr, kahraman seciyeli milletin nesl-i âtisi, (gelecek nesli) seciye-i dîniye ve ahlâk-ı içtimaiye cihetinde, ne şekle girecek elbette anlıyorsunuz (…..) Evet, eski Terbiye-i İslâmiyeyi alanların yüzde ellisi meydanda varken ve an’anat-ı milliye ve İslâmiyeye (İslâmî ve millî örf ve adetlere) karşı yüzde elli lâkaydlık (ilgisizlik) gösterildiği halde, elli sene sonra, yüzde doksan nefs-i emmareye tabi olup (nefsin meşrû olmayan arzularının peşinden gidip) millet ve vatanı anarşiliğe (bozgunculuğa) sevk etmek ihtimalinin düşünülmesi ve o belâya karşı bir çare taharrisi (araştırılması) (...)”¹

Evet, Bediüzzaman Hazretlerinin bu tesbitinden beri yetmiş yıl geçti. Aynı lâubalilik ve lâkaydlık fazlasıyla devam etmektedir. Toplumun can damarı olan eğitim yuvalarında –bilhassa karma eğitimle- ahlâksızlığın giderek tırmanışını sessizce seyrediyoruz. Adeta uyuşturulmuş bir vaziyetteyiz. Bu korkunç gelişme de zaman zaman karşımıza çeşitli toplumsal musîbet ve bunalım şeklinde çıkmaktadır. Terör, uyuşturuculuk, her çeşit zararlı alışkanlıklar âhlak ve maneviyattan uzaklaşmanın birer manzarasıdır. Bilhassa öteden beri birçok yerlerde patlak veren anarşik hadiseler, hep bu gaflet ve lâubaliliğin neticesidir.

Tek Çare 

Bütün bunların yegâne çaresi, gerçek manada millî ahlâkımıza, inancımıza ciddî olarak sahip çıkıp, “Eğitimimizi” ona göre şekillendirmektir. Yani aslımıza dönüp, öz değerlerimize sahip çıkmaktır. Aksi taktirde, -Allah (cc) korusun- çok korkunç bir akibete duçar oluruz. Fırsat elden gittikten sonra, pişmanlık da para etmez. Zaten dıştaki düşmanların ve onların içimizdeki işbirlikçilerinin (sömürgeci zihniyetin) de gayesi bu değil mi?

Dipnot: 1- Emirdağ Lâhikası, s. 20, İstanbul – 1997.

Not: 31 Ocak Cumartesi saat 15.30’da Yeni Asya Vakfında Eğitimci-İlahiyatçı Harun Keleş, “Hizmet Hatıraları” konusunda bir seminer verecektir. (Hanımlar için yer ayrılmıştır.)

Okunma Sayısı: 1542
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı