"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitim sistemini ıslah mecburiyeti

Naci TEPİR
16 Ağustos 2018, Perşembe
Islâh (Düzeltme-İyileştirme) ihtiyacı:

Tarihi araştırmalar gösteriyor ki, her devlet veya her toplum varlığını devam ettirebilmek için, değişen zamanın şartlarına göre aktif intibak sağlamak zorundadır. Bunun için resmî veya sivil toplum müesseselerinde az-çok ıslâhat yapmak ihtiyacı duymuştur. Bu ihtiyaç ise daha çok eğitim sisteminde göze çarpmaktadır. Yapılacak ıslâhatın toplumun ihtiyaç ve isteklerine cevap verebilecek şekilde olması gerekir. Bu da tepeden inme, yani devletin dayatması şeklinde değil, devlet ve halkın işbirliğiyle olmalıdır. Ama maalesef bizde, bilhassa yakın tarihimizde yapılan ıslâhatlar hep tepeden inme olmuştur. Hele de Cumhuriyet Devri’nde, halkın ihtiyaçları şöyle dursun, inancına, örfüne ve bin yıllık kültürüne tamamen zıt bir değişikliğe gidilmiştir! Hem de katı bir dayatmayla! Onun içindir ki, bir asra yakın zamandan beri hâlâ belimizi doğrultamadık. Üstelik, çok ağır bedeller ödeyerek birçok maddî ve mânevî değerlerimizi de kaybettik. Bu gün etrafımızı kuşatan cehalet, fakirlik, ihtilâf (tefrika, kutuplaşma), kısacası siyasî, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda düştüğümüz bunalımlar hep bu çarpık eğitimin sisteminin neticesidir.

TEŞHİS YANLIŞ, TEDAVİ YOK

Halihazırda tatbikattaki eğitimin sathî olarak güya bir çok noksanlıkları dile getirilir. Meselâ öğretmen kifayetsizliği, okul ve derslik kifayetsizliği, alet, edevat ve malzeme kifayetsizliği, eğitime ayrılan harç kifayetsizliği vs. gibi. Bütün muvaffakiyetsizlikler de hep bunlara bağlanır. Halbuki bunların, asıl noksanlıkların yanında esamesi bile okunmaz. Asıl noksanlıklar, toplumu mazisinden kopararak, din, ahlâk, mâneviyat ve insanlık duygularından kasıtlı olarak mahrum edilmesidir! Çünkü sistem, bu değerleri dışlayan materyalist (maddeci) temeller üzerine oturtturulmuştur. Bu ise, Lozan Antlaşması’nın (1924) hâlâ açıklanmamış olan gizli maddelerine göre yapılan icraatlardan biridir. 

TARİHÎ BİR VESİKA

1950’li yıllarda neşredilen Büyük Doğu mecmuasının yirmi dokuzuncu sayısında “Lozan’ın İçyüzü” başlıklı makaleden:

“ (….) Türk Murahhas (Temsil) Heyeti Başkanı bulunan ve henüz hakikî kasıtları anlamayan İsmet Paşa, bir aralık, bütün Hıristiyan emellerinin Türkiye’yi mâzisindeki ruh ve mukeddesâtı kökünden ayırmak olduğunu sezdiği halde, şu gizli ivaz (taviz) ve teminatı veriyor ve diyor ki; ‘Eskiden beri kökleşmiş ve köhne engellerden, yani an’ane-i İslâmiyetten (İslâmî gelenekten) kurtulmak’ husûsunda besledikleri –yani İsmet’in beslediği– azmin, inkâr edilmez delilidir.

“(...) Artık her şey Türkiye hesabına çantada hazırdır. Yani dîni terk ile her şey yapılacak. Yeni hizbin (Kemalizm ve İsmet hükümeti) bundan böyle (...)

Hudut dışı değil de, hudut içi ve millî irade yaftası (etiketi) altında çalışacağı şüpheden vârestedir (şüphe götürmez) (...) Lozan Muahedesinden (antlaşmasından) sonra, İngiltere Avam Kamarasında ‘Türklerin istiklâlini ne için tanıdınız?’ diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon’un (Yahudi asıllı İngiliz Başbakanı) verdiği cevap; ‘işte asıl bundan sonra Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine (heybet ve ezici kuvvetlerine) kavuşamayacaklardır. Zîra, biz onları mâneviyât ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz. (...) Artık bunun üzerine her şey apaçık anlaşılıyor, değil mi?” ¹ 

Günümüzde ardı arkası gelmeyen bunalımlar, cinayetler, kaos terör, ahlâksızlık, her çeşit zararlı alışkanlıklar, çeşitli yolsuzluklar vs. bu faydasından daha çok zararları olan yanlış eğitim politikasından ileri gelmektedir. Bu yanlışlığın husûle getirdiği korkunç zararların telâfi edilmesi de oldukça zorlaşmıştır! Peki bu kötü gidişe ne zaman DUR  denilecek? Toplumun uçuruma sürüklenmesine hep seyirci mi kalınacak? Ey uykudan uyanamayanlar, artık uyanmak zamanı gelmedi mi?  

NOT: Bütün okurlarımızın Kurban Bayramı’nı şimdiden tebrik eder, ülkemize ve bütün insanlık âlemine rahmete, sulh ve huzura vesile olmasını Cenâb-ı Allah’tan (cc) dilerim.

Dipnot:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, s. 277.

Okunma Sayısı: 1060
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı