Geçenlerde Millî Eğitim Bakanı’nın bir televizyondaki beyanatı birer sürpriz evsafındaydı!
Öyle ki, Mart ayında açıklanacak yeni projeyle, ders sayılarında yarı yarıya azalma olacağını, hususiyle Meslekî ve Teknik eğitimde yapılacak yenilikle, iş garantili statü tatbik edileceğini, imtihanlar için rahatlık getirileceğini, çok sayıda lise açılacağını v.s. müjdeliyordu! Yapılacak değişikliklerin gerçekten faydalı olacağını temenni etmekle birlikte, bu hususta endişeli olduğumu da beyan etmek isterim.
Kısa aralıklarla Eğitim müfredatında değişiklik yapılması, âdet haline geldi. Âdeta günübirlik bir meta oldu. Öyle ki M. E. B’nın hazırladığı yönetmelikle getirdiği yeniliklerde her yıl değişmeler oluyor. Çünkü evdeki pazar, çarşıya uymuyor. Gelişme adına yapılan değişiklikler göz boyama veya dostlar alış verişte görsün nevinden öteye gitmiyor. Bu da bizdeki “Eğitim Sistemi”nin sağlam zemine oturmadığının parametresidir.
Yaklaşık bir asırdan bu yana tatbik edilen bu sistem, bu güne kadar belki dokuz bin kere değişiklik geçirdi. Yine de Ülkemize faydalı bir hale getirilemedi. Bu gidişle de asla getirilemeyecektir! Çünkü bu sahada yapılan bütün çalışmalarda öze inilmiyor, Toplumun maddî manevî temel değerleri, zengin tarihi tecrübesi yok sayılıyor. Aslında sistem, birilerinin telkinatıyla şerefli maziyi unutturma düşüncesine dayandırılmaktadır. Millet hipnotize edilmiştir! Onun içindir ki muvaffak olma şansı yoktur!
Bu güne kadar yapılan tatbikatlardan anlaşılıyor ki, unutturulmak istenen ve bir hayli de unutturulan ve mazide kalan, Ahlâk ve Mâneviyata dayanan temel değerlerimizdir. Bu yüksek değerler, bin yıldır İslâm’ın bayraktarlığını yapan, birçok hususlarda ve medeniyette Dünya’ya rehberlik eden, çok sayıda dillere destan olan devlet idarecilerini ve Müslüman İlim Öncülerini ve büyük sanatkârları yetiştiren kahraman ecdadımızın mirası olan değerlerdir.
Bir asırdan beri yapılan tatbikatlar ise, Dinden ve Ahlâktan tamamen tecrit edilmiş, Materyalist (maddeci) felsefeye dayanan bir eğitim sistemidir. Hadise maalesef çok üzücü ve düşündürücüdür!
ASIL MÜHİM OLAN
Asıl mesele, tahsil müddeti ve metodu, imtihan şekli, yeni okul açmak v.s. gibi hususlar değildir. Dinden, ahlâktan ve mâneviyattan tamamen uzak olan bu eğitim sistemi, bu güne kadar yapılan birçok müdahalelerle ayakta tutulmaya çalışılmıştır. Bu gün gelinen vahim durumların yegâne gayesi, sahip olduğumuz bin yıllık temel değerlerimizden uzaklaştırılmamızdır!
Asıl mühim mesele, bir asra yakın bir zamandan beri, tepeden inme, halka rağmen, dayatmalı olarak tatbik edilen temel eğitim politikasının değişmesi, dolayısıyla öz değerlerimizi büyük bir hassasiyetle korumaktır!