"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İdeolojilerin yozlaştırdığı eğitim (6)

Naci TEPİR
08 Ekim 2015, Perşembe
Yanlışta ısrar artık yeter -26-

Tarih dersinin genel amaçları

4. Millî kimliğin oluşumunu, bu kimliği oluşturan unsurları ve millî kimliğin korunması gerekliliğini kavratmak, 

5. Geçmiş ve bugün arasında bağlantı kurarak millî birlik ve beraberli-ğin önemini kavratmak,

Tahlil: Hangi “Millî Kimlik”ten, bu kimliği oluşturan unsurlardan ve nasıl bir kimliğin korunmasından bahsediliyor? Bu Müslüman milletimiz kimliğini kaybetmedi ki, yeniden kimlik teşkil etsin. Aksine, milletimizin genleriyle oynanarak kimliğinin kaybettirilmesine çalışılmıştır? Çünkü, ezeli düşmanlarımız böyle istiyordu! Bu güne kadar yapılan tatbikatlar, bin senelik mazimizden, yani “Şerefli Tarihimizden” koparılmak şeklinde olmadı mı? Bu öyle bir koparılmak ki, Karahanlı, Gazneli, Selçuklu ve Osmanlı soyundan gelen halkımıza, Müslüman ecdadımız, birer yabancı millet gibi tanıtılmaktadır! Meselâ daha düne kadar iftihar vesilesi olan “Osmanlı” kavramı, o kadar basitleştirildi ki, ecdadımız olarak iftihar yerine, inkâr edilir duruma geldi! Ecdadın kullandığı zengin “Osmanlı Türkçesi”ne, “Osmanlıca” diyerek sanki yabancı bir milletmiş gibi bir imaj uyandırılmıştır!1 

Yeni yetişen nesiller, geçmişinden kopuk, neredeyse geçmişine (örf ve âdetlerine) düşman bir hale getirilmek istenmiştir! Bin seneden beri âlem-i İslâm’ın bayraktarlığını yapmış, bütün dünyaya hak, adalet ve insanlık dersi vermiş, medeniyette rehberlik yapmış kahraman ecdadın torunları, ahlâktan, inançtan ve insanlık duygularından mahrum bırakılmak istenmiştir! Bu da –hususiyle- sinsice hazırlanan ve müflis projelere dayanan materyalist ve karma eğitim yoluyla gerçekleştirilmeye çalışılmıştır! Öyle ki, daha 1925 yılında gizli zındıka komitesinin ortaya attığı bir projeyle, “1980 yılına kadar Türkiye’de Allah (cc) diyen kalmayacak” fikri benimsenmişti! Halbuki, böyle bir hevesi taşıyan ve tarih boyunca “Ahlâk ve Din” mefhumuyla savaşan kof ve ceberut kafalı deccalların2 -onca çırpınmalarına rağmen- hep yenik düştüklerini hiç düşünmezler! Yine aynı yıllarda çağımızın en büyük âlimi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri (ra); te’lifine başladığı zamanımızın en büyük Kur’ân tefsiri Risale-i Nur ile masonluk, komünizm, bolşeviklik, nasyonal sosyalizm, faşizm ve sair gibi zararlı cereyanlara karşı başarılı bir mücadele sergileyeceğini nereden bileceklerdi? Öyle ki, yaklaşık 6000 sayfa olan Risale-i Nur Külliyatı, hemen hemen bütün dünyada en yaygın 70’e yakın dile tercüme edilmiş ve her geçen gün yayılarak 100 milyonlarca insana eğitim hizmeti vermektedir! Ne yazık ki, millî kimlikten söz eden resmî ideolojinin hazırlattığı resmî tarihte, böyle bütün dünyayı alâkadar eden muazzam bir varlıktan tek kelimeye bile yer verilmemektedir!

5. maddede belirtilen “Geçmiş ve bugün arasında bağlantı kurarak Millî Birlik ve Beraberliğin Önemini Kavratmak” konusunda da gelinen kavgalı ve didişmeli nokta ise meydanda! Maziyle ipleri koparıp, öz ve şerefli kimliği unutturmakla, maziyle nasıl bağlantı kurulacak? Siyasî ve sosyal dokuların bozulmasıyla meydana gelen bölünmeler, ülkeyi hızla uçuruma sürüklemektedir! Ülke’nin ve milletin bu günü ile geleceği büyük tehdit altındadır! Bu öylesine geçiştirilecek bir konu değildir!

Netice: Gaflet içerisindeki büyük kafalar, armudun sapı ve üzüm çöpüyle uğraşmak yerine, ülkeyi ve halkımızı bu kaostan ve gelecek tehlikelerden kurtarmak için çareler üretmelidirler. Kâğıt üzerinde göstermelik yaldızlı kelimelerle değil, gerçek manada aksiyon sergilemelidirler. Aksi halde, Allah (cc) indinde büyük mesuliyetten kurtulamazlar vesselâm!

NOT: 11 Ekim 2015 Pazar günü, Ankara Kocatepe Camii’nde tertip edilen Bediüzzaman Mevlidine bütün üye arkadaşlarımızın katılmalarını ehemmiyetle rica ederim. 

İrtibat:  (0505) 673 85 11

Dipnotlar:

1. Dilbilimcilerinin tesbitine göre, 150 bin kelimelik bir kapasiteye sahip Osmanlı Türkçesi, yontma ve uydurukça yöntemiyle bu gün kullandığımız 5 bin kelimeye kadar düşürülmüştür!
2. Nemrutlar, Şeddadlar, Fıravunlar ve sairleri gibi...

Okunma Sayısı: 1062
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı