"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Öğretme sanatı ön hazırlık

Naci TEPİR
21 Aralık 2017, Perşembe
İDEÂL ÖĞRETMEN -12-

Öğretim işinin gerçekleşebilmesi için talebeleri, önceden, öğrenmeye hazır bir duruma getirmek gerekir. Buna Pedagojide “Amadelik” (Öğrenmeye Hazır olmak veya Hazır Bulunuşluk) denir. Konular talebelerin bilgi seviyesine göre hazırlanmalı ve konulara karşı talebelerde alaka uyandırılmalıdır. Zira “Merak ilmin hocasıdır”¹ sözü meşhurdur. Çünkü insan, merak duyduğu konuyu daha çabuk ve kolaylıkla öğrenir. Bundan başka öğretmen, eğitimle ilgili teşhisini ortaya koymalı. Bu teşhis, doğru ve yanlış noktaların değerlendirilmesidir. Bu ise kontrollü öğrenmeyi sağlar. Ayrıca öğretim faaliyeti, talebeyi araştırmaya sevk etmelidir. 

Öğretmen, aynı zamanda önceden plânlanmış örnek hareketleriyle, talebenin davranışlarında müsbet değişmeler meydana getiren bir vazifelidir! 

ÖĞRETİMDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR:

Öğretmen;

1-Talebelerini bütün yönleriyle tanımaya çalışır. Çünkü, talebeyi tanıma

işinin-daha önce de belirttiğim gibi- eğitim ve öğretim açısından büyük ehemmiyet taşıdığını bilir. Bunun aksine, talebesini iyi tanımayan öğretmen, ne kadar bilgili olsa da, talebesinin öğretmeni olamaz.

2- Öğrenmeye müsait bir ortam hazırlar. Zira, iyi bir ders ortamının, başarıyı doğrudan arttıracağı şüphesizdir. 

3-  Talebelerine kazandıracağı eğitim hedeflerini tesbit eder. 

4 Çalışmaların sonunda, kazanılmış olan bilgi seviyesini ölçmek için değerlendirmede bulunur.   

 Umumiyetle bu değerlendirme de, çeşitli imtihan usulleriyle (yazılı, sözlü, test ve uygulamalı) olabilir. Ayrıca, konular işlenirken talebeyi devamlı kontrol altında tutarak onun hakkında belirli bir kanaate ulaşılabilir. Talebeyi kontrol altına almak, sınıf içi ödevler vermek ve dersin işlenişine talebenin doğrudan iştirakini sağlamak ya da soru – cevap metodu ve sair gibi tatbikatlarla onların dikkatlerini devamlı canlı tutmaktır.     

Eğitim ve öğretim işinde öğretmen, mimara benzer. Talebelerin eksik taraflarını tamamlamaya çalışırken, onlarda yaratılıştan var olan değişik özellikleri veya farklılıkları2 göz önüne almalıdır. Bu farklılıklar başlıca, üstün zekâlı, normal zekâlı, zeki hemen kavrayışlı, geç ve güç öğrenenler şeklinde olabilir. Talebelerdeki bu zekâ farklılığını göz önünde bulundurarak, derslerin işlenmesinde ustaca davranıp ortak bir usul geliştirmelidir. İcabında aynı sınıftaki talebeler arasında seviye grupları teşkil edip, konuları buna göre işlemelidir. Bunu yaparken de zekâ farklılıklarını iyi tespit etmek gerekir. Aksi halde, talebe sınıfa veya grubuna intibak etmekte zorlanacaktır. Bu ise başarısızlıkla birlikte, bir takım disiplin hadiselerine yol açabilir. Bunun için zekânın doğru tarifi ve pratikte isabetle uygulanması gerekir. Çeşitli ilim dallarına göre  değişik tarifleri yapılmıştır. 

Biyolojiye göre zekâ; Ferdin çevresine uyum sağlama kabiliyetidir. 

Amprik Felsefeye göre; İyi tepkiler kuvvetidir. 

Fakülte (Akademik) tarifi: Bir hüküm gücüdür. 

Eğitim Psikolojisine göre; Öğrenme kabiliyetidir. 

Bunlardan başka, zekâyı, problem çözebilme yeteneğidir, diye tarif edenler de var. Talebeler arasındaki ferdi farklılıkların yalnızca zekâ yönünden olmadığını, muhit, yaş, cinsiyet, aile durumu ve sair yönlerden de farklılıkların olduğu gerçeği unutulmamalıdır. 

Bütün bunların yanı sıra, eğitim ve öğretim çalışmalarında ahlâk, insanlık münasebetleri en önde gelmektedir. Talebenin cana yakın, sıcak kanlı (sempatik) veya soğuk, çekingen (antipatik)  oluşu da göz önünde bulundurulacaktır. Buna karşılık öğretmenin de sert, yumuşak, neşeli, ciddi, samimi, titiz ve sair gibi hallerinin de önemi büyüktür. Çünkü, eğitim ve öğretim işi, en başta öğretmenin şahsiyetine dayalı olan bir sanattır. Eğitim ve öğretim faaliyetinin merkezi öğretmendir.Talebe, öğretmene karşı nasıl bir tavırda olursa olsun, şuuraltı olarak öğretmenin tesirindedir. Onun içindir ki, bütün çalışmalarında öğretmenin tesiri altında kaldığını çeşitli hareketleriyle belli eder. Hele de ilköğretim çağındaki bir çocuğun üzerinde öğretmenin tesiri, aileden daha büyüktür. 

Hangi seviyede olursa olsun, öğretmen, en başta kendisine karşı güven duygusu uyandırmalıdır. Öğretmeni, öğrencilerine sevdiren ve yakınlaştıran diğer bir hususiyet de, kalıplaşmış metot ve programlara körü körüne bağlanmadan, öğreticilik sanatını ustalıkla tatbik etmesidir! 

Okunma Sayısı: 1005
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı