İyi ve ideal bir öğretmenin yetiştirilmesi, iyi bir öğretmen okuluyla mümkün olabilir. Bu müesseselerin kazandıracağı bilgi, ustalık ve tecrübenin meslek açısından ehemmiyeti büyüktür. Bir öğretmenin mesleki açıdan görüntüsü, yetiştiği müesseseyi yansıtır. Bunun içindir ki, öğretmenlik mesleğinin temelini atacak olan bu müesseseler ne ölçüde kuvvetli ve sağlam olursa, yetiştireceği elemanlar da o ölçüde kıymetli olacaktır. Aksi halde, bu tür müesseselerin ihmali yüzünden ortaya çıkacak boşlukların doldurulması çok zor, hatta imkânsız olacaktır. Geçmişte ve yakın tarihte yapılan hatalı tatbikatlar bunun kötü numuneleriyle doludur.
Mesela, l970-1980 yılları arasında, ülkemizde “Hızlandırılmış Eğitim” programlarıyla birkaç haftada binlerce adaya öğretmenlik diploması verilmiştir. Halbuki bu husustaki asıl teamül, öğretmenlerin en az birkaç yıllık eğitim ve öğretim programıyla yetişmesini öngörmektedir. Böylece, materyalist düşünce üzerine kurulmuş olan eğitim sistemi, iyice baltalanmış oluyordu. Dolayısıyla ülke ve millet, bu günkü anarşi ve kaos ortamına bilerek “hızlandırılmış” olarak sürüklenmiştir.
BU KONUDA CİDDİ BİR ÖRNEK
Eğitim ve öğretim çalışmaları ileri seviyede olan ülkelerde tek tip öğretmen okulu vardır. Herhangi bir bilim alanında yüksek tahsil görmüş olanlar, öğretmenlikle ilgili mesleki eğitimi tamamlayarak, yani gerçek mânâda pedagojik formasyon kazandıktan sonra öğretmen olabilmektedirler. Hattâ, her öğretmen ilmi yönden branşındaki kifayetini vazife yaptığı müddetçe devam ettirmek zorundadır! Aksi halde, periyodik olarak yapılan teftişlerin herhangi birinde, branşındaki kifayetini koruyamayan öğretmenin diploması geçersiz sayılmaktadır! Dolayısıyla, diplomasız duruma gelen, diğer bir ifadeyle liyakatini kaybetmiş sayılan o kişinin vazifesine de son verilmektedir. Bu ise, böyle bir tatbikatta bulunan ülkelerin, eğitim konusuna ne kadar önem verdiklerinin bir ölçüsüdür!
STAJYERLİK SAFHASI
Yeniden mesleğe hazırlanan öğretmen adaylarının, mesleğe intibak edebilmeleri için, iyi bir staj ve tatbikat safhasından geçirilmeleri şarttır. Çünkü, öğretmenlikle ilgili acemilik ve zorlukların bu devrede büyük ölçüde aşılacağı bilinmektedir. Tatbikatların ve staj çalışmalarının seçkin ve tecrübeli meslek elemanlarının rehberliğinde yapılması da ayrı bir ehemmiyet taşımaktadır.
Stajyerlik müddeti, duruma ve konusuna göre kifayet edecek şekilde olmalıdır. Aksi halde, yapılacak staj çalışmaları faydalı bir netice vermez.
Bütün bu hususiyetlerin dikkate alınması, işin ehemmiyetinin icabıdır. Çünkü, öğretmen yetiştirme konusu, oldukça ehemmiyetli bir konudur. Umumiyetle bizim toplumumuzda anne ve babaların “çocuk bizim değil, senindir” diyerek öğretmene karşı duymuş oldukları güveni sarsmamak; öğrencilerin de “anne ve babasından daha çok sevdiği öğretmen” sıfatını korumak için, öğretmenin yetiştirilmesi konusunda gereken titizliğin gösterilmesi şarttır.
İDEAL ÖĞRETMENİN GAYRETİ
Diğer taraftan öğretmen, mezun olduğu okuldan edindiği bilgilerle yetinmeyecek, bilgi ve becerisini arttırmaya gayret gösterecektir. Bunun için de, devamlı olarak kaynak eserleri okuyacak, branşıyla ilgili araştırmaları, neşriyatı ve sair gelişmeleri takip edecektir. Mesleki yönden kuvvetli olması için, bilgi ve maharetini arttırması gerektiği şuuruna varacaktır! Öğretmen kendisini yetiştirirken, her zaman iyiyi ve doğru olanı araştırmalıdır. Aslında insanın yaratılışında, hep iyiyi ve doğru olanı araştırma meyli vardır. O halde öğretmen yaratılışında var olan bu hususiyetini en verimli bir şekilde değerlendirmelidir.
Yine öğretmen, sürekli vicdan muhasebesi içerisinde olmalı ve her an için kendisini otokontrol altında bulundurmalıdır. Bunları yaparken de gösteriş veya yapmacık hareketlerden kaçınmalıdır. Geçmişi iyi değerlendirip, geleceğe ait tutarlı görüş sahibi olmalıdır. Bunun yanı sıra, tecrübeli öğretmenlerden ve uzman kişilerden faydalanmayı da asla ihmal etmemelidir.
MENHUS SİYASETİN ONULMAZ ZARARLARI
Ta başından beri, şimdiye kadar siyasetin kirlettiği ve oyuncağı haline getirdiği eğitim sistemi, ölçüye gelmez büyük yaralar açmıştır. Bunun neticesi olarak, art niyetli ve politik gayeler taşıyan bir çok öğretmen, topluma ve ülkemize maddi-mânevi tedavisi imkânsız zararlar vermişlerdir. Öyle ki, hiçbir meslek bu kadar toplumumuzda ve ülkemizde haince yıkıma yol açamamıştır.
Geçmişte meydana gelen bütün bu zararları telafi edecek, ülkeyi yeni baştan imar edip, layık olduğu seviyeye yükseltebilecek, yine öğretmenler olacaktır. Böyle yetişecek ideal öğretmenleri toplumumuz büyük bir hasret ve iştiyakla beklemektedir.