"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarihî kara leke, 27 Mayıs darbesi

Naci TEPİR
31 Mayıs 2018, Perşembe 01:05
27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştiren dış güçlerin maşası, gözü dönmüş Cuntacıların yaptıkları ilk iş, TBMM’ni kapatmak, anayasayı–dolayısıyla demokrasiyi–askıya almak ve Devlet Hazinesini soymak olmuştur!¹

Bununla birlikte, başta cumhurbaşkanı ve başbakan olmak kaydıyla, diğer bakanlar ve D.P. il ve ilçe teşkilâtlarındaki birçok kimse tevkif edilerek Yassıada’da  aylarca süren mahkemede, adalet ve hukuk kavramlarından tamamen mahrum, gülünç ve pespaye dâvâlarla meşgul edilmiştir. Nihayet, rahmetli Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu gibi, üç güzide,  vatanperver memleket evlâdı, zulmen idam edilerek şehit edilmişlerdir! Dolayısıyla Ortaçağ Engizisyon Mahkemelerine bile taş çıkartan Yassıada Mahkemeleri bir hukuk ayıbı ve kara leke olarak tarihe geçmiştir! Böylece D.P. iktidarı zamanında (1950-1960) başta demokratikleşme, ekonomi ve sanayi olmak üzere, Türkiye’de görülen her alandaki hızla kalkınma bir anda tersyüz edilmiş, ülke en az yüz sene geriye götürülmüştür! Esasen, darbeci eşkıyaların uşaklık ettiği emperyalist dış güçlerin istediği de bu idi!

Bütün bunların yanı sıra Cuntacılar, darbe günü olan 27 Mayıs’ı “Hürriyet ve Anayasa Bayramı” olarak ilân etti. Okullarda ve askerî birliklerde zoraki yapılan kutlamalarda DP iktidarı “vatan haini” olarak vasıflandırılıyordu. Halbuki asıl vatan haini, dış güçlerin piyonu bu satılmış Cuntacıların tâ kendileriydi! Onun içindir ki bu kutlamalara halkımız nefretle tepki göstermiş, dolayısıyla bu sahte bayram sonraki yıllarda kaldırılmıştır.

Büyük tahribatlarına ve kanla bulaşmasına rağmen, 27 Mayıs hunhar harekâtı uzun süre devam edememiştir. Kısa zamanda toparlanan Demokratlar, AP (Adalet Partisi) olarak büyük bir ekseriyetle iktidara geldiler. Yaptıkları ehemmiyetli işler, darbe tortularını temizleyerek demokrasiyi yerleştirmek ve ülkenin kalkınmasına gayret etmekti. Ayrıca, ülkenin dış itibarını yükselterek DP dönemindeki seviyesine ulaştırmaktı. Bu ikisinde de oldukça muvaffak olmuşlardır! 

27 Mayıs darbe döneminde eğitim

Bu dönemde eğitim alanında yapılan ilk iş, okullarda okutulan “T.C. Tarihi” dersi kitaplarında D.P. İktidarı Dönemi (14 Mayıs 1950 – 27 Mayıs 1960) yeniden tanzim edilmiştir. Tabii ki, bu yeni tanzimde D.P. Hükümeti’nin yurtiçinde ve yurtdışında birçok alanda gerçekleştirdiği mühim başarılarından bahsedilmiyor, aksine birçok karalama ve korkunç iftiralarla yerden yere vuruluyordu! 

Bundan başka Cuntacılar, hasretini duydukları 1950 öncesi Tek Parti Ceberut Dönemindeki icraatları da gerçekleştirmek istiyordu. Meselâ:

* Milletin maddî ve mânevî değerlerine savaş açan, büyük ölçüde rezilliklere sahne olan ve bu yüzden de kapatılan Köy Enstitülerini tekrar hayata geçirmek.

* D.P. döneminde aslına çevrilen Ezan-ı Muhammed’i ile Kur’an-ı Kerim’i Türkçeleştirmek. 

*Sadeleştirme ve Öztürkçe yaftası altında dilimizdeki birçok kelimeyi kaldırıp, yerine uydurukça kelimeler sokuşturmak! 

* Önceleri ayrı olan kız, erkek okulları karma haline getirmek. 

*Öğretmen açığını kapatmak için, 222 sayılı “Eğitim ve Öğretimle İlgili Kanun”a eklenen muvakkat (geçici) 2. madde eklenerek, ortaokul mezunları 45 günlük bir kursa tabi tutularak “muvakkat öğretmen” olarak köy ilkokullarına tayin edilmişlerdir! 

Risale-i Nurların takibi

*27 Mayıs 1960 Darbecilerinin diğer büyük bir hatası da, daha önce ceberut devrinde büyük zulümler altında yasaklanmaya çalışılan, DP devrinde devlet baskısından kurtulan ve yüz binlerce insanımızın eğitim aldığı, çağımızın mucizevi Kur’an tefsiri Risale-i Nurlar tekrar sıkı takibata alınmış, fakat yasaklanamamıştır! Çünkü, ilmî ve faydalı oluşundan başka, hiçbir menfî tarafı tesbit edilememiştir! Buna rağmen diktatörlük döneminde olduğu gibi, Risale-i Nur’u okuyanlar yakalanıyor, zulmen haftalarca, aylarca keyfî olarak nezaret altında bulunduruluyor, fakat ceza verilemiyordu! 1980’lere kadar 2200’e yakın çeşitli mahkemelerde açılan dâvâların pek çoğu beraatle neticelenmiş, bazılarına da “takipsizlik” kararı vermiştir. Böyle bir hukuk adına yapılan zulmün eşine tarihte rastlamak mümkün değil! 

Okunma Sayısı: 1279
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı