"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarihî temel eğitim: Sibyan mektepleri (2)

Naci TEPİR
18 Aralık 2014, Perşembe
Fatih Sultan Mehmed, Sibyan Mektebi muallimlerinin medresede eğitim görmüş olmalarını mecbur tutmuş, edebiyat, mantık, geometri, astronomi ve kelâm okumayanların Sibyan Mekteplerinde ders vermelerini yasaklamıştı.

Eğitime verilen önem, Osmanlı’nın son dönemlerine kadar devâm etmiştir. Sultan 2. Mustafa (1695-1703), çocukların gerekli dinî eğitimi görmeden san’ata ya da zanaata verilmelerini fermanla yasaklamıştır. Sultan 2. Mahmud da (1808–1839) çocukların ergenlik yaşına kadar mektebe gönderilmelerini emretmiş, öğrenim çağındaki çocukların esnaf tarafından çıraklığa alınmalarını yasaklamıştı. Mektebe başlama yaşı 4’tü. Çocuk, 4 yıl 4 ay 4 günlük olunca “Amin alayları”yla, “Bed’i Besmele Merâsimi”yle mektebe başlar, Kur’ân, ilmihâl ve ahlâk bilgileri öğrenirdi. Eğitim mecburî idi. Hepsi anaokulu statüsünde olduğu için, Sibyan Mekteplerine gelen öğrenciler arasında sınıf taksimatı yapılmaz, sadece dersleri aynı seviyede götüren öğrencileri grup grup ayıran muallim, başarılarına göre küçük sınıflar kurardı. Sibyan Mektepleri sabah namazından sonra açılır, ikindi namazıyla tâtil olurdu. Haftanın 6 günü mektebe giden çocuklara Cuma günü tatildi. Teneffüs yoktu. Zâten buna gerek de yoktu. Zîrâ öğrencilerden bir grup, hocanın karşısında dersini okurken, diğer çocuklar serbest kalırlar, isteyenler kendi aralarında oyun oynarlarken, isteyen dinlenir, dersine iyi çalışmamış olanlar da dersine hazırlanırdı. Muallim, gürültü yapmaları dışında hiçbir şeylerine müdâhale etmezdi. Tek bir teneffüs vardı: Öğle yemeği molası. Bu sırada çocuklar, zâten yakın olan evlerine gider, yemeklerini yiyip namazlarını kılar, tekrar mektebe koşarlardı.

Ders müfredatı

Sıbyan Mekteplerinde okutulan dersler: Elifbâ (alfâbe), Kur’ân, tecvit, yazı, ilmihâl, hesap (matematik). Sonradan tarih ve coğrafya da eklenmişti. Şimdinin anaokulları olan Sıbyan Mekteplerine giden Osmanlı çocukları, Kur’ân’ı hatmettikten sonra mezun olabilirlerdi ancak. Bu da gösteriyor ki Osmanlı halkından Kur’ân okumayı bilmeyen hiç kimse yok. Hem de ilkokula gitmeden önce öğreniyorlardı Kur’ân okumayı. Okulun süresi, talebenin çalışkanlığı ve kâbiliyetine bağlıydı. Hatim indiren mektebi bitirmiş oluyordu. Hatim indiren öğrenciler için mezuniyet merâsimi yapılırdı. Bu merâsim tıpkı mektebe başlama esnâsında yapılan âmin alayı gibi görkemli olurdu. Yâni mektebe başlama ve mektebi bitirme hep eğlenceli ve görkemli merâsimlerle kutlanırdı Osmanlı’da.

Devlet müdahale etmezdi

Sibyan Mektepleri ücretli idi. Bu ücret velîlerden alınır, devlet aslâ müdâhale etmezdi. Fakat bu ücret illâki akça (para) olmak zorunda değildi. Velîlerin imkânı nispetinde bâzen yiyecek, bâzen giyecek, bâzen de ev eşyası dahi ücret sayılırdı. Hattâ Kurban Bayramı yakınsa, mektebin muallimine velîler tarafından süslenmiş bir koç hediye edilirdi. Çocuğun tahsil derecesi yükseldikçe, muallime bir hediyeyle teşekkür edilmesi âdettendi. Ayrıca okulun ısınma ve diğer giderlerini de velîler karşılardı. Fakir çocuklar ile öksüz ve yetimler için kurulmuş vakıflar vardı. Kimsesiz ve fakir çocuklara her yıl “kapama” adıyla elbise ve ayakkabı almaları için ödenekler ayrılır, belli zamanlarda harçlık dağıtılır ve günde iki öğün de yemek verilirdi. Hattâ zaman zaman muallimler ve talebeleri, Paşa kapısına (Bâbıâlî) dâvet edilip etli pilav ve zerde hoşafı ziyafetleri çekilir, muallimlere hil’atlar (elbiseler) giydirilerek hediyeler verilir, talebelere de harçlıklar dağıtılırdı. Dikkat çeken bir husus da; Sibyan Mektebi muallimlerinin kahvehânelerde ya da esnaflarla dükkânların önünde, çay ocaklarında oturup sohbet etmeleri hoş karşılanmazdı. Hocalığın ve ilmin izzetini korumak için avamın arasına karışmamaları gerekiyordu. Bir diğer husus ise; Sibyan Mektebi muallimlerinin mahkemede şâhitliklerinin kabul edilmeyişiydi. Çünkü, çocuklarla fazla meşgul oldukları için fazla merhametli, fazla duygusal davranabilirlerdi. Terbiye ve ahlâka çok önem verilen Sibyan Mekteplerinde, daha küçük yaşta iken nerede nasıl davranılacağı bütün teferruatıyla öğretilirdi.

Not: 20 Aralık Cumartesi saat 15.00, Süleymaniye Vakıf’ta, Diksiyon Dersi Uzmanı Mehmet Kaplan, “Risale-i Nur ve Okuma Teknikleri” konusunda bir seminer verecektir. (Hanımlar için yer ayrılmıştır.)

Okunma Sayısı: 3670
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı