"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yozlaşmanın en büyük sebebi

Naci TEPİR
14 Mart 2019, Perşembe 00:56
TarihÎ Gelişme

Yakın tarihimiz dikkatle tetkik edilirse pek çok ibret levhalarına şahit olunur.

Bunların birçoğu iftihar vesilesi olmakla birlikte, bazıları da sinsice ve köklü düşmanlık hâsiyeti gösterir. Filhakika, “Su uyur, düşman uyumaz” atasözünün ne kadar mühim bir ikaz olduğu anlaşılır! 

Bir ibret vesikası: Osmanlı Padişahı 2. Mahmut zamanında (1808–1839) Rum Ortodoks ruhanî lideri “Patrik Gregoryus”,* ideal birliği içinde oldukları Rus Çarı Alexandr’a yazdığı ve aynı zamanda bir rapor mahiyeti taşıyan tarihî mektubunda şu tesbitlerine yer veriyordu:

“Osmanlıları maddî yönden ezmek ve yıkmak imkânsızdır. Çünkü Osmanlılar Müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukavemetli (bütün zorluklara göğüs gerebilen–dayanıklı) insanlardır. İzzet-i iman sahibi olduklarından dolayı gayet vakur durlar (dik duruşlu). Bu hasletleri (sağlam ve güzel huyları) şu hususiyetlerden kaynaklanmaktadır; 

1) İslâmiyete samimî olarak  bağlı olmaları. 

2) An’anelerinin (geleneklerinin) köklü ve sağlam oluşu. 

3) Kadere rıza ve büyük ölçüde teslimiyet göstermeleri.

4) Padişahlarına, devlet adamlarına, kumandanlarına ve büyüklerine karşı son derece saygılı ve itaatli oluşları.

5) Zeki, çalışkan ve gayet kanaatkâr oluşları.

Hülâsa, onların bütün bu meziyetleri (üstün ahlâk özellikleri), hattâ kahramanlık ve şecaat duyguları da dinlerine ve geleneklerine bağlılıktan, kaynaklanmaktadır.”

Osmanlıların maddî yönden yenilemeyişinin başlıca sırlarını bu şekilde tesbit eden patrik Gregoryüs, adı geçen Rus Çarına şu tavsiyelerde bulunmaktan da geri kalmıyor:

“Yukarıdaki sebeplerden dolayı, Osmanlıları tam olarak yenmek ve Osmanlı Devleti’ni tasfiye edebilmek (tesirsiz hale getirmek) için mücerret (düşünce) olarak harp meydanlarında kazanılan zaferler kâfi değildir. Hattâ bu cihette gösterilen bütün gayretler, Osmanlıların haysiyet ve vakarını daha çok tahrik edip, daha çok mukavemet kazanmalarına sebep olur. Onun için yapılacak iş, onlara hissettirmeden bünyelerini tahrip etmek gerekmektedir. Meselâ, evvelâ Dîni duygularını zayıflatmak, mânevî bağları parçalamak dolayısıyla onlardaki itaat duygusunu köreltmek icap eder. Bunun da en kısa yolu, millî an’alerine (geleneklerine) ve maneviyatlarına (inançlarına) uymayan fikir ve hareketleri aşılamaktır.”

Bu tarihten itibaren günümüze kadar devam eden bilhassa Ülkemiz ve İslâm Âlemiyle ilgili gelişmeler dikkatle tetkik edildiğinde, İslâm düşmanlarının, Müslümanlara karşı dış politikalarını hep bu görüşler üzerine teksif ettikleri görülecektir. Bu gayelerini tahakkuk ettirebilmek için de zamanla ortaya çıkan siyasî, sosyal, kültürel ve ekonomik fırsatlarla emrivakilerde bulunmuşlardır! Öyle ki, kendi maşa ve piyonlarıyla Müslümanların Dinine, itikadına, kılık-kıyafetine, düşünce ve an’anesine varıncaya kadar el atıp genlerini bozmaya çalışmışlar, hâlâ da çalışmaktadırlar!  

İşte, uzun zamandan beri millî bünyemizi tahrip eden ve geri kalmamıza yol açan bizdeki eğitim sistemi, bu ideal üzerine kurulmuştur!

Artık, bir şeylerin farkına varıp, sistemi acilen ıslâh etmek zamanı gelmedi mi?!

*Adı Geçen patrik 1821’de çıkan Yunan İsyanı’nın baş müsebbibi ve mesulüdür!

Okunma Sayısı: 1156
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı