"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bayramları bayram yapan sır: Tekbir, dua, muhabbet, birlik beraberlik

Nejat EREN
25 Eylül 2015, Cuma
Değerli dostlar, mübarek bayramınızı en kalbî duygularımla tebrik ediyorum.

Bu bayramın İslâm dünyası, insanlık ve özellikle aziz milletimiz için barışa, kardeşliğe, dostluğa ve saadete vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.  

Dinî bayramlarımız ve önemi hakkında Kâinatın Efendisinin (asm) mübarek hadis-i şeriflerinden bazılarını paylaşmak istiyorum:

“Rahmet kapıları dört gece açılır. Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. O gecelerde yapılan dua, tevbe reddolunmaz. Ramazan bayramının ve Kurban bayramının birinci geceleri, Şabanın 15. Berat gecesi ve Arefe gecesi.” (İsfehani) 

“Sevabını Allah’tan umarak iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez.”

“Bayramınızı tekbir getirmek suretiyle süsleyiniz.” (Ebû Hüreyre)

“Arefe günü şu duayı okuyan, şeytanın tasallutundan kurtulur, kendini muhafaza altına almış olur: Allahümme’c’al fi kalbi nûran ve fi basari nûran. Allahümme’şrah lî  sadrî ve yessir lî emrî. (Allah’ım, kalbimi, gözümü, gönlümü nûrlu kıl. Kalbime genişlik, işlerime kolaylık ver.) Bârekâllâhü lenâ ve leküm. (Allah bizden de, sizden de kabul etsin)” (Buhâri)

Bayramların en öne çıkan özelliklerinden birisi, İslâm dünyasında ve coğrafyasında büyük bir manevi coşku, irtibat, muhabbet, kucaklaşma ve tebrikleşmeye vesile olmasıdır. 

Asrın söz sultanı Hz. Bediüzzaman: “Bu makam yazıldığı zaman Kurban Bayramı geldi. Allahu ekber, Allahu ekber Allahu ekber’lerle nev-i beşerin beşten birisine, üç yüz milyon insanlara birden Allahu ekber dedirmesi; koca küre-i arz, büyüklüğü nisbetinde o Allahu ekber kelime-i kudsiyesini semavattaki seyyarat arkadaşlarına işittiriyor gibi, yirmi binden ziyade hacıların Arafat’ta ve iydde beraber birden Allahu ekber demeleri, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bin üç yüz sene evvel âl ve sahabeleriyle söylediği ve emrettiği Allahu ekber kelâmının bir nevi aks-i sadâsı olarak, rububiyet-i İlâhiyenin Rabbü’l-Arz ve Rabbü’l-âlemîn azamet-i ünvanıyla küllî tecellisine karşı geniş ve küllî bir ubûdiyetle bir mukabeledir diye tahayyül ve his ve kanaat ettim.” (Meyve Risalesi 8. Meselenin bir hülasası, 2. Nükte) 

Yine o, bayramlarda umumi gaflet istila etmesine binaen şu güzel sevabı hatırlatıp teşvik etmiştir: “Aziz, mübarek kardeşlerim! Pek çok selâm... Bizim memlekette eskide Arefe gününde bin İhlâs-ı Şerif okurduk. Ben, şimdi bir gün evvel beş yüz ve Arefede dahi beş yüz okuyabilirim. Kendine güvenen, birden okuyabilir. Ben, gerçi sizleri göremiyorum ve hususî herbirinizle  görüşmüyorum, fakat ben, ekser vakitler, dua içinde her birinizle bazen ismiyle sohbet ederim.” (On Üçüncü Şua)

“Adeta bayram namazlarında âlem-i İslâmın zikir ve tesbihiyle zemin zelzele-i kübrâya mazhar olup, aktâr ve etrafıyla Allahu ekber deyip, kıblesi olan Kâbe-i Mükerremenin samimî kalbiyle niyet edip, Mekke ağzıyla, Cebel-i Arefe diliyle Allahu ekber diyerek, o tek kelime, etraf-ı arzdaki umum mü’minlerin mağara-misal ağızlarındaki havada temessül ediyor. Birtek Allahu ekber kelimesinin aks-i sadâsıyla hadsiz Allahu ekber vuku bulduğu gibi, o makbul zikir ve tekbir, semâvâtı dahi çınlatıp berzah âlemlerine de temevvüç ederek sadâ veriyor.” (17. Lem’a, 9. Nota)

“Bayramlarda gaflet istila edip gayr-i meşru daireye sapmamak için, rivayetlerde zikrullaha ve şükre azim tergibat (büyük teşvikler) vardır. Ta ki, bayramlarda o sevinç ve sürür nimetlerini şükre çevirip, o nimeti idame ve ziyadeleştirsin. Çünkü şükür nimeti ziyadeleştirir, gafleti kaçırır.” (Lem’alar, s. 230)

Bayram günleri sevinç günleri olduğu için, bu sevincin haddinden taşmaması, Kur’an ve Sünnet dairesinde kalması da çok önemlidir. Bayramdaki sevinç gaflete dönüşecek, günahı çağrıştıracak unsurlar taşımamalıdır. Bayramlar, Allah’ın insanlığa verdiği İlahi bir ziyafettir. Bu bakımdan, bayram günlerinde Allah (cc) çok hatırlanıp şükür, tekbir ve dua çokça yapılmalıdır.

İslâm ülkelerindeki ümmetin ekseriyetinin iştirakiyle meydana gelen muhteşem cemaat hakikati ve milyonlarca ağızdan getirilen tekbirler, gafletin giderilmesine ve şükür vazifesinin yerine getirilmesine en büyük vesilelerdendir. Kâinat çapında bu muhteşem manzara ve birliğin İslâm coğrafyası ve Müslümanlar üzerindeki kara bulutları, kan, ölüm, vahşet, zulüm ve savaşları durdurması ve kaldırması için dualarımızı arttırarak devam ettirmeliyiz. Arzın tek bir ağız ile tekbir getirip semaya nur ve rahmet yükselmeye vesile olması Rabbimizi de razı edecek en makbul ibadetlerdendir. Bu muhteşem koroya dahil olanlara ne mutlu, uzak kalanlara da vâ esafa diyor, hidayet temennisi diliyoruz.

Allah ihlasın sırrını anlayıp onu muhafaza etmeyi hepimize nasip etsin. Umumi musibetten muhafaza için umumi gaflet zamanlarında daha fazla ihlasa ve istiğfara ihtiyaç var diye düşünüyorum maneviyat ikliminin güçlenmesi ve genişlemesi gerekiyor.

Terörün, gözyaşının, zulmün, kanın ve savaşın durmasını niyaz ediyoruz. 

Bütün şehitlerimize dualar ediyor, rahmet diliyoruz. Bütün kederli ailelerine sabırlar diliyoruz. Onlar bu dünya bayramında belki tam bayram yapamayacaklar ama Cennet gibi bir mükâfatla şehitleriyle birlikte olmak onlar için en büyük müjde ve ikramdır. 

Bayramınızın gerçek bayram olması, sevinçlerinizin keder ve üzüntülerinize galip gelmesi ve Cennetteki sevinçlere dönüşmesi duası ile Kurban Bayramımız mübarek olsun...

Okunma Sayısı: 2230
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı