"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dostluk hakkında bir tefekkür yolculuğu

Nejat EREN
09 Ocak 2015, Cuma
Risale-i Nur’un çeşitli bölümlerde geçen “dostlukla” ilgili hoş, güzel, faydalı ve ders verebilecek ifade ve terimleri paylaşmak istedim.

Âlem-i İslâmın uhuvvetini ve bu millete dostluğunun devamını sağlayabilmek. 

Aşk ve şevkle her dem “dost, dost!” diye, dostları arayabilmek. 

Baki ve fani âlemin Sahibini esas dost bilmek.

Bal kokulu, tatlı dilli, güler yüzlü dost olabilmek ve böyle dostları bulabilmek. 

Basit temasları bile dostluğa çevirebilmek.

Birtek dost için yirmi gün yol gitmeye yüz binlerce lirayı sarf etmeyi göze alabilmek.

Birtek dost için, Kur’ân ve âlem-i İslâmın hasenelerini hiçe indirmemek.

Bu acîb, dostsuz zamanda, samîmi dostları görme ve lillah için muhabbet etme tesellisini devam ettirebilmek.

Dâvâ dostluğunun, gelip geçici, zevâle mahkûm dostluklardan olmadığını ispatlayabilmek. Can damarını koparan, kanını içen en büyük hasmını dost zannetmemek.

Dosta icbar ve zorlamada bulunmamak, dosttan bunlar gelirse buna tahammül gösterebilmek. 

Dostlar için hayırlı teşebbüslerde bulunabilmek.

Dostlara ihânet etmemek.   

Dostlara karşı fena nazarla bakmamak.

Dostlardan kaçmamak, onlara zarar vermemek. 

Dostları inkisar-ı hayale uğratmamak.

Dostları kaçırmamak, ürkütmemek, kırmamak.

Dostların dâvetlerine önem verip icabet ederek gereğini yapabilmek. 

Dostların hayatını kurtarmak için kendini fedâ edebilme hamiyetini gösterebilmek.

Dostların menfaat-i imaniyeleri için de mesai sarf edip uğraşabilmek. 

Dostlarını iyiliğe sevk etme için irşad yolunda onlarla beraber olabilmek. 

Dostlarının istirahatı, hatırı, rahatı için her musîbete karşı sabır ile tahammül edebilmek. 

Dostlarıyla îman, İslâm konularını neşretmenin yolunda çalışabilmek.

Dostlarla beraber bulunup mutlulukları ve bahtiyarlıkları onlarla paylaşabilmek.   

Dostlarla devamlı bağlılığı sağlayabilmek.

Dostlarla görüşmenin, tesellî ve ünsiyet almanın değerli bir ihtiyaç olduğunu hissedebilmek.

Dostlarla hakikat-i hali paylaşıp dertleşebilmek.  

Dostlarla selâm ve sabahı kesmemek.

Dostluğu taassup ve resmiyete döndürmemek.

Dostluğu, münafıklığa dönüştürmemek.

Dostluğu, gelip geçici, zevâle mahkûm dostluklardan uzak tutabilmek. 

Dostluğun bir şubesinin de “mübareklik” ve samimiyet olduğunu hatırdan çıkarmamak.

Dostlukta güzellik, husûmette fenalık olduğunu bilip; “husûmete vaktimiz yoktur” diyebilmek. 

Dünyada zarar, berzahta azap, ahirette düşman, yalancı dostlardan kaçınmak.

Dünyevî dostların ve rütbelerin kabir kapısına kadar olduğunu unutmamak.

Düşmanın düşmanı, düşman kaldıkça dost olduğunu; düşmanın dostu, dost kaldıkça düşman olduğunu akıldan uzak tutmamak.

Ebedînin sâdık dostunun, ebedî olacağını unutmamak.

Ehl-i ahiret dostların hakikî dost olduğunu hatırda tutabilmek.

Ehl-i dünyanın şüpheleri ve onlara hoş görünmek için, dostluktan vazgeçmemek. 

Ehl-i hamiyet bir insan olarak, dostların hayatını kurtarmak için kendini fedâ edebilmek. 

En iyi dostların yakınlar olduğunu bilip kabullenmek ve öyle muamele edebilmek. 

Firak, iftirak tokatlarına karşı bir ehemmiyetli tesellinin, samîmî dostlar ile görüşmeyi sıklaştırıp devam ettirmek olduğunu kavrayabilmek. 

Hak ve hakikatin hatırı için gerekirse en kıymettar dostlukları bile feda edebilmek.

Hakîkat ve masumiyetin idrakiyle dost olabilmek.

Hakikatleri dost ve düşmana âşikâre haykırabilmek.

Halis dostları iyi tanıyıp sadakati arttırabilmek.

Îman-ı tahkîkinin kudsî hakikatiyle binler dost kazanabilmek.

Kıymettar dostları rezil edip sukut ettirmemek.

Komşularımızla dost olup el ele verebilmek. 

Kur’ân dostluğunu geliştirmek. Kur’ân’a benzemek ve taklit etme şevkiyle yaşayabilmek.

Marifet ve ilmi olanların dostluğuna inanmak ve onlarla dost olabilmek.  

Medar-ı tesellî olan dostluk ve kardeşliği, samîmane devam ettirebilmek. 

Millete ve insanlığa hizmet edenleri; hem vatandaş, hem dindaş, hem dost, hem kardeş telâkki edip hürmetsizlik etmemek.

Milleti millet yapan kardeşliği gerçek dostluğa çevirebilmek. 

Müştak dostlarını mahrumiyet cihetiyle düşmanlara çevirmemek.

Sâdık dostlarına karşı vaadlerini tekzib etmemek.

Uhrevî dostlukları geliştirmek.

Yakın dostların şahitliğine itimad edip sahip çıkabilmek.

Yüzde doksan dokuz ahbabın mezaristanda olduğunu unutmamak.

Zekî, bahtiyar, samîmî ve azîz dostlarla birlikte hayatı devam ettirebilmek!

Okunma Sayısı: 1762
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı