Müslüman Dünyası ve insanlık ailesinin çok ihtiyaç duyduğu büyük boşluk;“dostluk!” Egoizmin, enaniyetin, kasılmanın, maddi menfaatin öne çıkarıldığı ve büyük ölçüde alan sağladığı bir dünyadayız. Batı felsefesi ve materyalizmin bu illetine karşı bir çözüm; İslâmın özünde olan; “Dostluk” hasleti ve asaletidir. Problemin çözümü ve yaraların tedavisidir. Bu tedavi yollarından bazılarını değerli birlikte paylaşmaya çalışalım. Sağlıklı bir toplum hayatı ve mutlu bir ferdi yaşantıyı temin etmenin yolu;

* Asıl olan, âlemlerin gerçek sahibine dost olabilmek ve onun dostluğunu elde edebilmek bir marifettir.

* Âlem-i İslâmın uhuvvetini ve bu millete dostluğunun devamını sağlamak yüce bir haslettir.

* Bal kokulu, tatlı dilli, güler yüzlü dost olabilmek ve böyle dostları bulabilmek bir meziyettir.

* Birtek dost bulup bu dostluğun devamı için nice fedakârlıklara katlanmak bir asalettir.

* Baki dostluğu fani dünya ve içindekiler için feda etmek çok önemli bir feragattir.

* Böyle dostsuz bir zamanda, samîmi dostları iyi tespit edip lillah için olan muhabbeti pekiştirmek bir hamiyettir.

* Dava dostluğunun, geçici ve zevâle mahkûm dostluk olmadığının ispatını yapabilmek bir sanattır.

* Dostu zorlamamak, dosttan bunlar gelirse tahammül göstermek bir fedakârlıktır.

* Dostlar için hayırlı teşebbüslerde bulunmak, eza ve cefa çektirmemek bir nezakettir.

* Dostu davet etmek hem de onun davetine önem verip icabet etmek bir nezakettir.

* Dost için gerekirse hayatını fedâ edebilme hamiyetini gösterebilmek bir asalettir.

* Dostun ahiret ve imanı için ciddi bir mesai sarf edip uğraşmak bir gereklilik ve sadakattir.

* Dostun istirahat ve hatırı için her musîbete karşı sabır ile tahammül edebilmek bir fedakârlıktır.

* Dostla beraber bulunup mutluluk ve bahtiyarlığı paylaşabilmek bir nezakettir.

* Dostla irtibatı devamlı ve kesintisiz sağlayabilmek selam ve sabahı kesmemek bir asalettir.

* Dostla hakikati hali paylaşıp dertleşebilmek, onunla maharettir.

* Dostluğun bir “mübareklik” ve samimiyet olduğunu hatırdan çıkarmamak bir ferasettir.

* Dostla güzellik, iyilik, hayır ve hasenatları paylaşabilmek bir samimiyettir.

* Hak ve hakikatin hatırı için en kıymettar, dostlukları bile feda edebilmek bir feragattir.

* Halis dostları iyi tanıyıp sadakati artırabilmek bir basirettir.

* Kıymettar mühim dostlara karşı hürmet ve saygıda kusur etmemek bir nezakettir.

* Komşularla dost olup el ele verebilmek bir insaniyettir.

* Kur’ân dostluğunu geliştirmek. Kur’ân’a benzemek ve taklit etme şevkiyle yaşayabilmek bir imani basirettir.

* Marifet ve ilmi olanların dostluğuna inanmak ve onlarla dost olabilmek bir saadettir.

* Medar-ı tesellî olan dostluk ve kardeşliği, samîmane devam ettirebilmek bir hamiyettir.

* Hakka ve insanlığa hizmet edenleri; hem vatandaş, hem dindaş, hem dost, hem kardeş telâkki edip hürmetsizlik etmemek bir adalettir.

* Milleti millet yapan kardeşliği gerçek dostluğa çevirebilmek diğer gamlıktır.

* Sâdık dostlarına karşı vaatlerini tekzib etmemek güvendir.

* Yakın dostların şahitliğine itimat edip sahip çıkabilmek bir itimattır.

* Yüzde doksan dokuz ahbabın mezaristanda olduğunu unutmamak bir derin tefekkürdür.

* Can damarını koparan, kanını içen en büyük hasmını dost zannetmek bir hamakattır.

* Dostta esas olan sadakattir, ihânet değil! Dosta fena nazarla bakmamak bir güven ve itimattır.

* Dostu kaçırmamak, ürkütmemek, kırmamak. inkisar-ı hayale uğratmamak, zarar vermemek bir marifettir.

* Dostluğu, gelip geçici, zevâle mahkûm dostluklardan uzak tutabilmek bir basirettir.

* Dünyada zarar, berzahta azap, ahirette düşman yalancı dostlara fazla önem vermemek bir basirettir.

* Dünyevî dostların ve rütbelerin kabir kapısına kadar olduğunu unutmamak bir zekâvettir.

* Kıymettar dostları rezil edip sukut ettirmemek bir maharettir.

Zekî, Bahtiyar, samîmi ve azîz dostlarla birlikte hayatı devam ettirebilmek! Ümit ve temennisiyle.