"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hedef belirleme ve neticeye tevekkül iradesi

Nejat EREN
18 Aralık 2015, Cuma
Tahkikî iman sahibi birisi için hayatın her iş ve faaliyetinde belli bir hedef belirlemesi, prensipli olmanın bir göstergesidir.

Bu hedefe ulaşmada kullanılan müsbet faaliyetlere uygun hareket etmek fıtratın gereği, bütün bunlara rağmen istenilen hedefe ulaşıp ulaşamama noktasında neticeye tevekkül etmek imanın gereğidir.

Hayat karelerinde hoşgörülü ve geniş meşrepli davranmak ortamın yumuşamasını sağlar. Hayat zikzak yapmayı kaldırmaz. Güçlükler karşısında basit teslimiyetler netice almadaki en büyük engellerdir.

Hedefleri özel ve tanzimli bir planla yapmak, ufku açar ve neticeye müsbet tesir eder. Olayı dağıtıp hedeften saptırmak işleri karmaşık hale getirir. Geçmişe takılıp kalmanın kazancı yoktur. Ama geçmişten ders almak mutlak gereklidir. Bu, hedefi netleştirir ve neticeye tesir eder.

Her işte usta olmanın vazgeçilmez yolu çıraklığa namzet olup katlanmayı bilmektir. Bu, işi en iyi öğrenmek için şarttır. Meşveret ve istişareyi öne çıkarmadan ve “tek adam olma” rolü ve devrini kapatmadan ilerlemek ve zamana uymak artık mümkün değildir.

Her iş ve faaliyette “şov yapanlar” ile “iş ve hizmet üretenler” arasındaki farkı ayırarak; güzeli, makbulü ve yakışanı ortaya koyup takdir ve değerlendirmeyi sağlıklı yapmak gerektir.

Söz konusu “başarıysa”, buna kimlerin, nasıl ve ne şekilde ulaştıklarının tesbitini iyi yapmak gerek. Dış dünyada “takım oyunu”, manevî hizmetlerde ise “şahs-ı manevî” olarak bilinen hizmet heyetlerini dikkatlice kurup iyi organize etmek önemli bir esastır. Bu heyetlerdeki “çekirdek kadroların” organizesi, muhafazası ve sürekliliğini sağlamak çok önemlidir.

Alınan güzel neticeleri bir “hediye” ile “mükâfatlandırmak” nezaket ve zarafetin gereğidir. Alın teri, çalışma ve gayreti takdir etmek medenî bir ölçüdür. Söz ve lâf üreten değil, sahada iş ve hizmet üreten olmak çok daha hayırlıdır.

Çağı yakalamak, şartlara uygun hareket etmek, imkân ve fırsatları iyi değerlendirmek hayatı doğru okumanın gereği ve lüzumudur. Gerçek ve doğru bilgiye ulaşmak, bunu devam ettirmek ve hayatın hızlı değişimine ayak uydurmak gerçeklerle yüzleşmek demektir.

Ahlâkın, hizmetlerin, faaliyetlerin en güzeline odaklanmak, iyiyi hedefleyip ona talip olmak, ucuz adam ve mala asla pirim vermemek bir şiar olarak hafızalara kazınmalıdır. Faaliyet ve hizmetler arasında dengeli, meşrû, müsbet manada değişim, dinlenme; aile fertleriyle olan münasebetler ile iş faaliyetlerini ayırma duruşu prensipli olmanın gereğidir.

Kendimizi kontrol etme, muhasebe ve murakabe, bazı konularda irade ortaya koyup özgüvenimizi ortaya koyma da günlük hayat akışının gereklerindendir. Akıl ve mantığın gereklerini yaparak yaşımızı işimize bulaştırmadan yola devam etmek de bir tarzdır.

Risk almadan hayat devam edemez. Risk ve zorluklar hayatın ve ömrün zembereği ve çoğu zaman gereğidir. Alınan başarıları etrafımızla, aile bireylerimiz, mesai ve dava arkadaşlarımızla paylaşmayı unutmamalıyız.

Çevremizdeki insanlara karşı daima saygılı olmak faziletin ölçüsüdür. Dünyada yalnız olmadığımızı, başkalarının da olduğunu unutmamalıyız. Şahsiyetimize, işimize, dâvâmıza leke getirecek hiçbir sebep ve gerekçeye müsamaha etmemeliyiz. “Güvenilir olmak hazinedir” hadis-i şerifi hayat yolunda rehberimiz olmalı.

“Göründüğümüz gibi olmak, olduğumuz gibi görünmek” hakikati hayatı devam ettirmek için önemli bir kilometre taşıdır. Gerçek kimliğimiz daima hayatta “boy aynamız” olmalı, ona sık sık bakarak kendimizi o boy aynasıyla değerIendirmeye çalışmalıyız. O yalan söylemez. Konuşmak kadar, “dinlenmeyi” de bilmeliyiz.

Ufkumuzu geniş tutmalıyız, kendimizi dar bir çevreye mahkûm etmemeliyiz. Karşı fikirli ve “rakip” konumunda olanlara saygı sınırları içerisinde dost olmaya gayret etmeliyiz.

Farklı fikirleri ve kişileri dinlemek ve müsbet olanlara değer vermek ufuk açıcı yeni yollar yapabilir. Şahsiyeti, konumu ve fikir çizgisini taşımak bir değer ve ayrıcalık olabilir.

“Ayağı yorgana göre uzatmak” vazgeçilmez bir ölçü. Aynı anda sadece bir iş yapmaya odaklanıp mesai sarf etmek en makul bir yoldur. Sade ve fıtrî duruş, geçmişle hesaplaşma ve ders çıkarma önemlidir. Cıvıl cıvıl canlı ve hareketli bir hayata talip olma, her işi en güzel yapma gayreti, değişen şartlara uyma ve adapte olma mutluluğun temel esaslarından birisidir. Fakat en güzeli ve kurtarıcı olanı ahiret zahîresi olarak baki hayat için arkada bir eser bırakarak, teslim-i ruh etmektir. Son nefeste iman ve Kur’ân nuruyla dünyadan veda etmek ümit ve temennisiyle…

Okunma Sayısı: 1415
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı