"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İman yoluna başkoymuş gençlerle sohbet

Nejat EREN
27 Mart 2015, Cuma
[Heves ve heyecanın zirve yaptığı gençlik döneminde Allah’ın verdiği bu büyük nimete karşı sorumlu olduğu inanç ve idrakinde olan bazı genç kardeşlerimizle bir fikir teatisi ve paylaşım maksatlı bir hasbihâldir.]

Genç ve imanlı kardeşim,

Aksiyoner, üretken, yapıcı, muhakemeli bir metodu ve hayatı kendine rehber edinip bunun gereğini yapmayı gaye edinmen, hedefsiz yaşamaktan çok daha iyidir. 

Dâvâya, Risale-i Nur’a ve şahs-ı maneviye sadakat ve itimatta taviz vermemen, şaşmaz bir ilken olmalıdır.

Dershane, vakıf, kültür merkezi, büro gibi hizmet merkezlerine sahip çıkman istikrarın alâmeti ve işaretidir. Yıl boyu, hayat boyu bu irtibatı ve ilgiyi devam ettirme gayreti içinde olman en büyük kazancın olacaktır.  

Geçmişinin iftiharı ve geleceğinin ufuk ve vizyonunu kavramaya çalışman hedefin olmalıdır.

Gençliğin çok büyük bir nimet olduğunu kabullenip, bu kabul ve idrak ile gereğini yapman lâzım.

Gençlik heveslerinin esiri olmadan o hevesleri müsbet manada kullanabilmeyi öğrenmek, en büyük kazancın ve iftihar kaynağındır. 

Hayatı ve muhataplarını çok iyi okuyup tahlil etme yeteneğini geliştirmen, doğru yolda olduğunun işaretleridir.  

Hayatın gerçeği ve gereği olarak; zaman zaman dost ve kardeşler arasında üzülme, kırılma, incinme, münakaşa vb. gibi insanlık gereği halleri sabır ve hoşgörüyle karşılamayı öğrenmek bir fazilettir. Küsme ve münasebeti kesmek asla gündeminde olmamalıdır.  

İhlâs, uhuvvet, samimiyet, hasbîlik, fedakârlık, sadâkat, sıdk, gayret, hakka hizmet, aşk, şevk gibi duygu ve hasletleri ilk önce kendi şahsında yaşamayı hedeflemek büyü bir idealin alâmetidir.

Kendi imanını kuvvetlendirme çalışmasından sonra başkalarının imanlarını kurtarmayı da kendine dert edinmen, en büyük kazanç ve mutluluğundur. 

Kendini tanıyıp özgüvene sahip olmak istikrarlı yaşamanın delil ve kazancıdır.

Kendinle, insanlarla ve dünyayla ters düşmemeyi, hele de devamlı kendinle “barışık” olmayı hedeflemen, istikrar çizgisidir.

Not tutmayı alışkanlık haline getirip, prensipli yaşamayı, delilli yazıp konuşmayı ve doğru çalışmayı hayat düsturu edinmen dâvâ ve ideal adamı olmanın yoludur.

“Nurculuk çözüm üretmektir” düsturuyla hareket edip hayata ve çevreye pozitif ve müsbet enerji vermeyi hayat felsefen yap.

“Okumayı” hayatın bir parçası olarak kabullen ve her gün bu konuda mutlaka bir mesai harca. 

Risale-i Nur Külliyatının bir çok maddî ve manevî derde çareler sunduğuna inanman, pek çok problemin çözüm kaynağıdır. 

Risale-i Nur’la bu yaşta tanışmanın, muhatap olmanın değerini çok iyi idrak ederek devam ettirmen aklın ve mantığın en güzel meyvesi olduğunu hiç unuma.

Risale-i Nur’un lâyık ellere ve muhataplara ulaşması ve onun hakikî fiyatı olarak en az 25 kişinin istifadesini sağlama vazifesinin omuzlarında bir yük olduğunu aslâ unutma! 

Risale-i Nur’daki hakikat ve mesajları bir bütün olarak kabul edip, ilk önce kendi hayatımızdan başlayıp, yakın çevreden, bütün dünyaya tebliğe, yaşamaya ve neşrini sağlamaya gayret göstermen en büyük kazancın ve idealin olsun.  

Saygı, sevgi, doğruluk, medenî cesaret, nezaket, aktif, yapıcı ve iyimserlik apoletlerin olsun. 

Şahıs ve olaylar yerine prensiplere sahip çıkmanın, yüksek aklın bir gereği olduğunu unutma!

Şahs-ı manevî başta olmak üzere dar ve geniş çerçevede irtibat, münasebet ve iletişimi devamlı ve canlı tutmayı kendine şiar edin.

Temizlik, intizam, nezaket, adab-ı muaşeret kurallarına hassasiyet göstermen toplumun sana vereceği “takdir payesidir”, unutma!  

“Ülfetin”, “rutinin”, “ezberin” dışına çıkacak faaliyet ve hizmetlerin plan ve uygulayıcısı olmayı gaye edin ve hayatının devamlı bir parçası haline getir.  

Zamanın kıymetini ve en iyi şekilde değerlendirmeyi ve dakik, planlı, programlı çalışmayı hayat düsturu olarak tâyin et.

Demokrasiye, hürriyete ve insan haklarına gönülden inan ve insanlığın bu ortak değerlerini bir hayat düsturu olarak yaşamayı sürdür.

Bütün faaliyet ve çalışmalarında meşveret ve şûrâya olan bağlılık ve itimadını hiç göz ardı etme. Sapma! Saptırma! 

Teorikten aldığın imânî ve Kur’ânî düsturları faal hayatın pratiğinde yoğur ve insanlığın hizmetine sun!

Okunma Sayısı: 1560
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı