"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kırık cam teorisi

Nejat EREN
15 Mayıs 2015, Cuma
Dünya ve olaylar çok hızlı değişiyor ve çok çabuk oluşuyor. Bir saatin diğer saate uymadığı bir zaman dilimi ve dünyada yaşıyoruz. İnsan olarak hepimizin mizaçları, karakterleri, yetenekleri farklı.

Ama İlâhî hükümler başta olmak üzere değişmeyen tek şey, düsturlar, sistem, prensipler ve fıtratın kanunlarıdır. İnsan sosyal bir varlık olduğu için toplu yaşamaya mecburdur. Bu da insanın toplum hayatından çok yönlü etkilenmesini netice veriyor. Bugün için “algı operasyonu, toplum mühendisliği, manipülasyon” denen, insanı etkileyen, uzaktan kumandalı dikte metodları çok yaygın.

Bütün bunlar insanın sosyal yaşantısında; taklitçiliği, özentiyi, olaylardan negatif etkilenmeyi, tahribe âlet olmayı, kolaycılığı çağrıştıran ve dışarıdan etkilenmenin kaçınılmaz netice ve işaretleridir.

Buna çarpıcı bir örnek: Rudolph William Louis Giuliani’dir. New York şehrinin 1994-2001 yılları arasında belediye başkanlığını yapmasıyla tanınmış ABD’li siyaset bilimci olan Giuliani: “Suçlarla mücadeleyi nasıl başardın?” sorusuna cevabı: “Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın bütün camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim.” şeklinde olmuştur. Bizim kültürümüzde bunun karşılığı kısaca “Yol olur!” deyimidir.

Giuliani devam ediyor: “Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, biri, bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede çöp dağları oluşur. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım, buna meydan vermedim. Benzer şeyleri siz de denerseniz hemen hemen aynı neticeleri alırsınız.”

Giuliani’in bir başka tesbiti de şu: “Bir sokağın suç bölgesine dönüşmesi önce tek bir pencere camının kırılmasıyla başlar. Çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse, oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünür, diğer camları da kırar. Ardından daha büyük suçlar gelir; bir süre sonra o sokak, polisin giremediği bir mahalleye dönüşür.” New York’taki uygulamalarda polis, önce küçük suçların peşine düşmüş. Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerini tuvalet olarak kullananları, kamu malına zarar verenleri, hatta içki şişelerini yola atanları yakalayıp haklarında işlem yapmış. Polis bu kararlılığıyla hiçbir suçu “küçük” olarak nitelememiş. Sokağın, metro istasyonunun mahallenin suç üreten bir bölgesi olmasına izin vermemiş. 

Buna ek olarak “Kırık Cam Teorisi” ABD’li suç psikoloğu Philip Zimbardo’nun 1969’da yaptığı bir deneyden ilham alarak geliştirilmiş. Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek hayat standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model Oldsmobile bırakmış. Araçların plâkası yok, kaputları aralıklıymış. Olup bitenleri gizli kamerayla izlemiş. Bronx’taki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalanmış. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmamış. 

Ardından Zimbardo ile iki öğrencisi ‘sağ kalan’ otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırmış. Daha ilk darbe indirilirken çevredeki insanlar (zengin beyazlar) da olaya dahil olmuş. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmiş. Zimbardo; “İlk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi  halde kötü gidişatı engelleyemeyiz” diyor.

Size başka bir misâl: Kırmızı ışıkta durdunuz. Hâlâ kırmızı yanarken siz geçin, kuralı kırın arkanızdan birçok insanın aynı yolu denediğini görebilirsiniz. Çok prensipli olanlar müstesna. Kural ihlâlinin zamanla “normale” dönüşeceğine ve bir “hak” olduğunu iddia edenlerin çoğalacağına şaşmayın.  

Genellikle Batıda olan bu disiplin ve kuralları maalesef doğu ve İslâm dünyasında görmek oldukça zor. Onun içindir ki, İslâmın esasında olan sistemli ve istikametli yaşamak, helâl dairesinde kalmak hem İslâm dünyası, hem de hizmetlerimizin istikameti ve geleceği açısından çok önemli kilometre taşları hükmündedir. İstikamet dairesinde son nefese kadar bu kudsî dâvâda ve çizgide kalmak ümit ve temennisiyle… “Mevcûdiyetimizin hâmisi olan İslâmiyetten elini gevşetme; dört el ile sarıl; yoksa mahvolursun.” (Mektubat, s. 129, Hakikat Çekirdekleri: 61., Hutbe-i Şamiye)

NOT: Mübarek Leyle-i Mi’rac’ın bütün değerli dost ve dâvâ arkadaşlarım başta olmak üzere İslâm ve insanlık âlemine huzur ve saadet getirmesini Cenâb-ı Haktan niyaz ederim.

Ayrıca “Beyaz İhtilâl” olarak yâd edilen Demokratların 14 Mayıs 1950’de iktidara gelip, o yıllardan beri devam eden çizgi ve safında olduğumuzu teyit ve tebrik ediyor, istikametle devam etmelerini diliyoruz.  N. E.

Okunma Sayısı: 2108
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • demokrat

    15.5.2015 10:24:31

    Süper bir yazı olmuş hocam.Tüm örnekler tam bizim toplumun iflas etmiş haline prototip oturmuş...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı