Duâ niyetiyle, çözüme katkı gayesiyle, cemaatimizin ve şahs-ı manevînin yanındayız amacıyla oradaydık.  

Ülkede aralıksız birçok eve her gün “şehit haberleriyle” kor ateşi düşerken. 

Terör ve anarşi hayatları karartıp bütün ağırlığıyla kamuoyunun gündemine oturmuşken.

Siyaset kurumunun acizleşip; tarafgirlik, inat, hakaret, ötekileştirme çıkmazında çaresizleşirken.

Adalet kavramının örselenip, gerçek manada icraatını yapmakta zorlanırken.

Toplum ahlâkî ve manevî yönden büyük bir boşluk ve travma halini yaşarken.

Gençlerimiz amaçsız, ümitsiz bir girdaba sürüklenmeyle karşı karşıya kalmışken.

Ekonomik piyasa, tedirgin, korku, mütereddit ve şaşkınlığı yaşarken.

Manevî sorumluluğu olan din adamlarımız çözüm üretmekten uzak bir tablo çizerken.

İslâm coğrafyasında; kan, barut, intihar, saldırı, ölüm haberleri vicdanları pârelerken.

Yeni Asya cemaatine de, iç ve dıştan dessas planlarla çelme takma sinsilikleri devam ederken.

Bir ses yükseldi İstanbul Haliç Kongre salonundan. “Doğru İslâmiyet! müsbet hareket!

Bu ses; yüce bir dâvâya gönül verenlerin, ülke ve milleti gerçek manada sevenlerin, içi ve dışı bir olanların! Ümitsizliği dünyalarından kovanların! Adaleti ve hakkı savunanların! Şahs-ı manevîyi tercih edip, sahip çıkıp onu ön plana çıkaranların.“ En büyük ittifak ihtilâf çıkarmamaktır!” tesbit ve düsturuna uyanların. Uhuvvet ve kardeşliği öne çıkarıp, niza ve münakaşadan nemalanmak istemeyenlerin. Kardeşlik hukukunu, öfkenin, kinin, tarafgirliğin, muhalifliğin ve gayri memnunluğun önüne geçirenlerin. Cemaatine, neşriyatına, meslek ve meşrebine, istikamet ve tesanüde sahip çıkanların. Her şart ve ahvalde çözümün tek yolu olan; hürriyet, demokrasi, meşrûiyet, meşveret ve şahs-ı manevîye sahip çıkmada arayanların. Samimî, vakur, ciddî bir ses ve mesajıydı! 

Organize edenlerden ve her türlü katkıda bulunanlardan Allah razı olsun. 

Panelistlerin dillerine sağlık! Derslerine iyi çalışmışlar. Kalplerimize sürur verdiler. Akıllarımızı ikna ettiler. Hislerimize tercüman oldular. Tebrik ediyoruz.

Yeni Asya meslek ve meşrebine bağlı Anadolu’nun gerçek fedakâr okuyucuları, sadâkat kahramanlarına ve aidiyet duygularına hayran olmamak elde değil. Böyle nazik bir zaman ve dehşetli oyunlar karşısında; Biz buradayız! Biriz! Beraberiz! Gazetemizin, cemaatimizin, demokrasinin, adaletin, meşrûiyetin ve meşveretin yanındayız! dediler.   

Bu güzide mecliste; İslâm dünyasının müzmin yaralarının ve dertlerinin tesbitleri yapıldı. Çare ve doğru reçeteler Risale-i Nur ve Bediüzzaman’dan verildi. Bir coşku seli vardı Anadolu’nun bağrından kopup gelen! Kafile kafile! “Biz, ayaktayız! Üstadımızın, gerçek manadaki Demokrat ve ahrar çizgisindeyiz! Adalet ve hukukun yanındayız! Haksızın, yolsuzun, huysuzun, tarafgirin, menfaatçinin, günü birlikçilerin yanında değil!” Hakikati seslendirildi ve kabul gördü. Gerçek manada idrak edilip, yaşanması lâzım gelen; “Doğru İslâmiyet!” “Müsbet Hareket! Nedir? Nasıl tatbik edilip yaşanabilir? Ve bugünkü İslâm dünyasının bu acınacak halinden kurtuluş nasıl olacaktır? Bu soruların cevapları kaynağından delilleriyle net olarak verildi.

Değerli panelistleri bir kere daha tebrik ediyoruz. Yeni Asya Yönetim Kurulu Başkan vekilinin “Hoş Geldiniz!” konuşmasından, tutunuz, RNE sekreteri kardeşimizin konuyu özetleyen veciz ve anlamlı açılış konuşması, Eski Rektörlerden Prof. Dr. Sedat Laçiner’in Türkiye’yi kıskaca alan “terör illetinin” makas değiştirme eğilimi gösteren dehşetli planlara dikkat çekmesi, bunun işaretlerini delilleriyle ortaya koyması çok anlamlıydı.

Yine eski rektörlerden Prof. Dr. İbrahim Özdemir’in; “esas olan yüksek İslâm ahlâkını öğrenmek ve yaşamaktır!” tesbiti çok anlamlıydı. Bu konuda asra damgasını vuran ve tam olarak bunu uygulayan Üstad Bediüzzaman’dan verdiği örneklerde; Üstadın müstesna hayatıyla; İslâm itikad, ahlâk ve anlayışına, yani “Asrı Saadet Müslümanlığı Profilini” yaşadığı hayatla bu asra taşımasına dikkat çekmesi harikaydı. “Dâvâ adamı olma” vasıfları, tatbikat ve devamlılığının ana hatlarını ilmî ve akademik açıdan çok veciz ifadelerle ortaya koydu. 

Baş yazarımız Kâzım Güleçyüz de; Bediüzzaman’ın “Müsbet hareketinin” gerekçesi, uygulaması ve usûlünü kendine has tarzıyla çok güzel ortaya koydu. Panel Yöneticisi Prof. Dr. Ahmet Battal Hocamız da günündeydi ve güzel bir sevk idare san’atı icra etti. Hepsini gönülden tebrik ediyoruz. 

Bu paneli kaçıranların çok şey kaybettiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Şahsen benim açımdan son yılların en etkileyici, doyurucu, mesaj yüklü ağırlıklı bir meclisiydi bu panel! Sebeb olup katkıda bulunanları ve Anadolu’nun her tarafından gelip bu coşkuya katılanları canı gönülden tebrik ediyorum. Bu güzel olay bir ay sonra Avrupa’nın merkezinde Almanya’nın Köln şehrinde icra edilecek inşaallah. Pasaportlar, vizeler hazır. Biletler alındı. Orada da bu coşkuyu Avrupa’daki gurbetçi kardeşlerimizle birlikte yaşayacağız inşallah. Daha nice güzel ve hizmet dolu faaliyetlerde gönül gönüle, kalp kalbe birlikte olmak dilek ve temennisiyle.