"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mübarek günlerdeki meşguliyetlerimizin ölçüsü

Nejat EREN
10 Temmuz 2015, Cuma
Mübarek Ramazan ayının hasat mevsimi olan son on gününe erişmiş bulunuyoruz.

Cenâb-ı Hak bütün ehl-i imana bu bereketli mevsimden istifade ve istifaza etmeyi nasip etsin, âmin! Bu rahmet deryasından faydalanmak için, Hz. Bediüzzaman’ın Kur’ân ve Sünnet-i Seniyyeden çıkardığı, Risale-i Nur Külliyatında tazeliğini koruyan ve dünya durdukça koruyacak olan semavî hakikatlere, yol haritası ve tavsiyelerine bir göz atalım. 

Müslümanların uzak durması gereken; yalan, gıybet, zan, itham, tezyif, hakaret, iftira, hile, vehim, malayaniyat.. vb. menfî ifade, tarz ve beyanların yerine; müsbet ve güzeli öne çıkaran söz, beyan ve tavırların en güzel örneklerini kaynağından alalım. Onun gelenlerle konuştuğu, sohbetlerinde tavsiyelerde bulunduklarına birlikte göz atmaya çalışalım. 

Hz. Üstad sohbet ve bu tavsiyelerinde genellikle: Risale-i Nur hizmetinin yegâne maksadı olan imanın kuvvetlenmesini,

Dünyevî meraklı mes’elelere bakıp, vazife-i bâkiyede fütur getirilmemesini,

Âyetin hükmü olarak, bir câninin cinayeti yüzünden onun taraftarlarının veyahut akrabalarının suçlanamayacağını,

Bu zamanda fert ve cemiyete düşen en önemli hizmetin, imanı kurtarmak, kuvvetlendirmek olduğunu, 

Cenâb-ı Hakk’ın âhirette adaletini; hasenat ve seyyiatın muvazenesiyle göstereceğini; bu muvazenenin de kemiyete değil keyfiyete baktığını, bazan bir haseneyi bin seyyiata tercih ettiğini,

Hayatın, vahdet ve ittihadın neticesi olduğu, imtizaclı ittihadın gitmesiyle manevî hayatın da gideceğini,

İmanın umumun malı olduğu, ona herkesin muhtaç olduğu, bu konuya tarafgirliğin giremeyeceği,

İslâm kardeşliğinin ve esas İslâmiyet milliyetinin kuvvetlendirilmesi lâzım geldiğini,

Küre-i arzda Risale-i Nur şakirtlerinden kalben ve ruhen ve fikren daha az sıkıntı çekenin olmadığını,

Maddî zahmetlerin, Risale-i Nur dersiyle geçici, sevablı, başka bir mecrada inkişafına vesile olduğunu,

Dîni meselelerde münakaşa, münazaa, damara dokunacak tarafgirane mübahase etmemeyi,

Müsbet hareket etmenin atom bombası gibi tesiri bulunduğunu, “müsbet harekete mecbur olduğumuzu”,

Nur mesleğinde, mü’minlerin uhuvvetinin esas olduğunu,

Nur Talebelerinde var olan ihlâs, sadâkat ve metanet sırrıyla en ağır sıkıntılarda bile birbirinin kusuruna bakmamanın ve kusuru örtmenin kâfi bir sebep olduğunu,  

Nur Talebesinin elinde “Nur” olup, siyaset topuzu olmadığını; yüz elimiz de olsa yine Nura kâfi geleceğini,

Nur Talebelerinin kesinlikle birbirine tenkit kapısını açmamaları lâzım geldiğini,

Nur Talebelerinin, kendilerini ve başkalarını ebedî idamdan kurtarmaya çalıştıklarını, Nurun hakikî şâkirdlerine Nurun kâfi geldiği; başka şeref ve mânevî menfaatlere bakmamalarını,  

Risale-i Nur mesleğinin en büyük esasının ihlâs olduğu, Rıza-i İlâhîden başka hiçbir maksadı olamayacağı, bu niyetin Rahmet-i İlâhiyenin inayet ve himayesini celp edeceğini,  

Risale-i Nur Talebelerinin yalnız küfre, zındıkaya, dalâlete karşı cephe alabileceğini,

Risale-i Nur ve şakirtlerinin meşgul oldukları vazifenin dünyadaki en büyük hadise olduğunu,

Risale-i Nur zinciriyle kuvvetli uhuvvetin çok kuvvetli bir hasene olup bin seyyieyi affettirdiğini,

Risale-i Nur’un vatan ve milleti tehdit eden dinsizlik ve komünistlik tehlikesine mâni olduğunu, din düşmanlarını mağlûp ettiği ve edeceğini,

Risale-i Nur’un muarızlarına karşı en büyük kuvvetinin ihlâs olduğu, dünyaya âlet olmadığını,

Tarafgirlik damarının ihlâsı kırıp, hakikatı değiştirdiği; tarafgirlik hissine siyasetçilik karışınca çok büyük hatâlara sebebiyet verdiğini,

Tesanüdün bozulmasıyla cemaatın tadının kaçacağını,

Vatan, millet düşmanı dinsizlerin, İslâmiyet aleyhine olan hücum ve tahrikine karşı dikkat edilmesi gerektiğini,

Zamanın en büyük dâvâsının Kur’ân’a sarılmak olduğu, Risale-i Nur bütün kuvvetiyle bu meseleye hasr-ı nazar ettiğini,

Nur Talebelerinin birbirine sürurda, tesellide yardım edip sıkıntıyı hiçe indirmelerini beyan ediyor.

“Ya Rabbi! Bizleri kıyamete kadar Risale-i Nur kisvesinde hakaik-i imaniye ve esrar-ı Kur’âniye  ile kemâl-i ferah ve sevinçle meşgul eyle. Âmin. İnşaallah.” 

“Yâ Erhame’r-Râhimîn, medet! Bizi muhafaza eyle. Bizi cin ve insî şeytanların şerrinden kurtar. Kardeşlerimizin kalblerini birbirine tam sadâkat ve muhabbet ve uhuvvet ve şefkatle doldur.”   

KAYNAKLAR:

1- Tarihçe-i Hayat, s. 462, 522. 2- Emirdağ Lâhikası-I, s. 43, 180, Emirdağ-II, s. 152 3- Şuâlar, s. 331, 362. 4- Mektubat, 49, 445, 5- Uhuvvet Risalesi, s. 43.

Okunma Sayısı: 1631
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı