"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nur mesleğinin hususiyetleri ve esasları

Nejat EREN
12 Mart 2019, Salı
Bir konunun esaslarını en iyi tesbit ve vaaz eden; sabit ve anlaşılabilir hale getiren o dersin hocası, üstadı ve öğreticisidir.

Nur Mesleğinin banisi ve üstadı; Bediüzzaman Said Nursî; “Hakikat Mesleği” olan dâvâsında ilham olunan hakikatleri Risale-i Nur eserlerindeki kitap ve bölümlerde çok net olarak beyan ve tesbit etmiştir.

Özellikle de “Lâhika ve müdafaalarda” yaşadığı zaman dilimi için talebeleri başta olmak üzere ehli ilme, insanlara, resmî makamlara, âlem-i İslâm’a, insanlığa ve tarihe bu ulvî hakikatleri not düşmüştür. Bu ilim “Vehbîdir ve bir ihsan-ı İlâhîdir.”

Bunların tamamının ne olduğu ve günlük hayat ve hadiseler karşısında nasıl tavır anlaşılıp tatbik edileceği Risale-i Nurlar’la başbaşa olunarak anlaşılabilir, daha etkili ve tatbiki kabil olabilir. Şahsî çalışmalarımızla tesbit ettiğimiz bazılarını dostlarımızla paylaşmaya çalışalım. İşte o hakikatlerden bazıları:

Nurun mesleğinde benlik, enaniyet, şan ve şeref perdesi altında makam sahibi olmaktan, öldürücü zehir gibi kaçmak vardır. İhtiyat, mânevî zevk, keşfiyat, kerametlerle uğraşmama vardır.

Nur’un mesleğinde, “kemiyete değil, keyfiyete ehemmiyet verilir. Sebat ve metanet vardır. Nurun mesleğinde, daima müsbet hareket etmek, ehl-i dünya ile uğraşmamak vardır.

Nur’un mesleğinde mübarezekârâne ve siyasetvâri münakaşalar yoktur. (Şuâlar – sahife: 472)

Nur’un mesleğinde sırr-ı ihlâsa dayanıp, hakaik-i imaniye yolunda manevî cihad” vardır.

Nur’un mesleğinde, insanların hürmet, ikramlarından kaçmak, insanlara kendini satmaya çalışmak, beğendirmek, imtiyaz sahibi olmak arzusu yoktur. Kusurunu bilmekle mahviyetkârane rekabetsiz hizmet etme, hakka hizmetin terki enaniyetle olabileceği hakikati vardır.. (Emirdağ. Lâhikası, s. 238)

Nur’un mesleğinde, hayat-ı dünya ve içtimaiyeye mecbur olmadan karışmamak ve tecerrüt etme, mümkün olduğu kadar siyasî ve dünyevî cereyanlara temastan men vardır. Nur’un mesleğinde, riyakârlık, şöhretperestlik, câzibedar hodfuruşluk, tarihlere şâşaalı geçmek ve insanlara iyi görünmek yoktur, ondan ürkmek vardır.

Nur’un mesleğinde, mahviyet, ihlâs, terk-i enaniyeti nazara almak vardır. (Emirdağ. Lâhikası-1, s, 105)

Nur’un mesleğinde, mümkün oldukça hariçten gelen ilişmelere ehemmiyet vermeme düsturu vardır.

Nu’run mesleğinde, nezihâne, nazikâne ve kavl-i leyyin vardır. (Lem’alar, s. 182)

Nur’un mesleğinde, Nur’daki ihlâsı bozmamak için, uhrevî makamatı dahi terk etmek, rıza-i İlâhîden başka bir gayeyi maksat yapmama” düsturu vardır.

Nur’un mesleğinde, şefkat itibarıyla, bir mâsuma zarar gelmemek için, bize zulmeden cânilere değil ilişmek, hattâ bedduâ dahi etmeme düsturu vardır. (Emirdağ. Lâhikası-1, s. 258)

Nur’un mesleğinde, tarikat vermek değil, Kur’ân hakikatlerini ders vermek vardır. (Emirdağ Lâhikası-1, s. 169)

Nur’un mesleğinde, tevakkuf, muvaffakiyetsiz mağlûbiyet yok, en zor anlarda bile “Risale-i Nur’un her tarafta galibâne fütuhatı olduğu inancı hâkimdir. (Kastamonu Lâhikası, s. 210)

Nurun mesleğinde hizmette muvaffak olmuş yirmi otuz yaşında âdi bir adamın, altmış yetmiş yaşındaki velîlere tefevvuk etme potansiyeli vardır. (Kastamonu Lâhikası s. 200)

Nur’un mesleğinde yılanların hücumuna mâruz ehl-i ilim ve diyanetin, kusurlarını bahane edip onlara saldıran zındık münafıkların tahribatına yardım etmemek vardır. (Kastamonu Lâhikası, s. 198)

Nur’un mesleğinde, “On kutup derecesinde biri çıksa, bin adamı derece-i velâyete sevk etse, yine bu neticeyi aşağıya düşürtmez” itikadı vardır. (Emirdağ Lâhikası-1, s. 85)

Nur’un mesleği; uhuvvettir. Kardeş kardeşe peder olamaz, mürşid vaziyetini takınamaz. Uhuvvetteki makam geniştir; gıptakârâne müzâhame olmaz. Kardeş kardeşe muavin ve zahîr olur, hizmetini tekmil eder. (Lem’alar, s. 168)

Nur’un mesleğinde, vazifenin tebliğ; kabul ettirmenin Cenab-ı Hakk’ın vazifesi olduğu inancı” vardır.

Nur’un mesleğinde, zihinlerde bir iz bırakmamak için, muarızların şüphelerini   zikretmeden cevap verme usûlü vardır. (İşarat-ül İ’caz, s. 6)

Bütün bu düsturları ilkönce nefsimizde yaşayıp yaşatmak ümit ve temennisiyle.

NOT: Bütün dostların ve âlem-i İslâm’ın Üç Aylarını tebrik ediyor, İslâm âlemi, ülkemiz ve insanlık ailesine huzur getirmesini niyaz ediyorum.

Okunma Sayısı: 1841
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı