"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ömür sermayesini nerelerde harcıyoruz?

Nejat EREN
07 Kasım 2014, Cuma
“Ömür sermayesi pek azdır; lüzumlu işler pek çoktur.” Bediüzzaman

Hayat gibi çok kıymetli bir nimeti nerelerde nasıl harcadığımız bütün insanlar için çok önemli bir soru ve pek büyük bir sırdır. Mimsiz medeniyetin getirdiği hayat şartlarında istikamet üzere gitmek için olağanüstü bir gayret ve himmet sarf etmek icap ediyor. Hadis-i şerifle de çok dikkat çekilen beş şeyden biri olan hayatın nerede ve nasıl harcandığına dair dünyadaki ülkeler bazında ve Müslümanlar içinde maalesef pozitif değerler ve müsbet manada bir neticeye gitmek çok zor.

Bu konuya eğilen ve araştırma yapan İngiltere’de yayınlanan Daily Mail gazetesinin haberine göre, meselâ ortalama 75 yıl (27 bin 375 gün) yaşayan bir insan, hayatının on bir yılını televizyon karşısında geçiriyor.

Araştırmayı yapan uzmanların aldığı diğer neticelere göre ortalama bir hayatta:

* Sıradan bir insan hayatının üçte birinden fazlasını yani yirmi altı yılını uykuda geçiriyor. Diğer yandan yedi yılını da uykuya dalmaya çalışarak harcıyor.
* Normal hayatta kadınlar hayatları boyunca üç yıl bulaşık yıkıyor. 
* Temizlik, süpürme, cam silme, toz alma ve evi toparlama gibi faaliyetler genellikle kadınların ömründen beş buçuk yıl çalıyor.
* Tam beş ay, bir şeylerden şikâyet ederek ziyan oluyor. 
* Öte yandan yalnızca yüz on beş gün gülerek veya kahkaha atarak geçiriyor!
* Ömrün yaklaşık bir yılı bekleme halinde harcanıyor. Bu sürenin altı ayı çeşitli kuyruklarda, yirmi yedi günü otobüs duraklarında ve yirmi haftası da telefonda santral operatörlerinin bağlamasını beklerken harcanıyor. 
* Genel anlamda kadınlar hayatının yüz otuz altı gününü dışarıya çıkmak için kıyafet seçip giyinmek, makyaj yapmak ve genel olarak kendilerine bakım yaparak geçiriyor.
* Buna karşılık erkekler hayatları boyunca kırk altı gün gece dışarıya çıkmak için hazırlanıyor. 
* Erkekler ise hayatları süresince üç bin saat tıraş oluyor. 
* Bütün cilt kanseri uyarılarına rağmen ortalama bir insan hayatının iki bin yüz yetmiş saatini güneşlenmeye ayırıyor. 
* Sigara tiryakileri, gün boyunca aldıkları sigara molalarına hayatlarından yüz altmış gün ayırıyor. 
* Ömrün ortalama olarak bir yılı çeşitli mazeretlerle iş ya da okuldan kaytararak geçiyor. 
* Ortalama bir genç hayatının beş yılını internete ayırıyor. 
* Ömrün on dokuz yılı iş yerinde çalışarak, altı yılı da yiyerek ve bir şeyler içerek geçiyor. 
* Altı yıl ise yollarda seyahat ederek harcanıyor. 
Araştırmanın İngiltere’de yapılmış olması elbette bütün ülkelere, kültürlere ve farklı coğrafyalara tıpa tıp uymaz. Ama genelde hayatın nasıl ve nerelerde harcandığı konusunda temel bir fikir verebilir.

***

Araştırmacıların “kitap okuma, ibadet, tefekkür, dost ziyareti, aile içi sohbet ve yardımlaşma” konularında bir dertleri oldu mu olmadı mı bilemiyoruz, ama bu araştırmada bahsedilmiyor. Türkiye’de yaşayanlar olarak dünyanın medeni ülkelerine ve diğer milletlere göre okuma konusundaki açık ara noksanımız maalesef çok dehşet ve ibret verici bir durumda olduğu kesin. Japonya, Rusya, İngiltere, Amerika gibi ülkelerde bir yılda kişi başına düşen kitap okuma oranlarıyla kıyaslanamaz bir durumdayız. 

Bu konuda bazı örnekler ise şöyle:

* Kitap okumak için ayrılan zaman; Türkiye’deki vatandaşların ayırdığı zamanın 300 katını bir Norveçli, 210 katını bir Amerikalı, 87 katını bir İngiliz, 87 katını bir Japon ayırıyor. Dünya ortalaması bizim ayırdığımız zamandan 3 kat fazla! 
* 1986 yılı raporu 50 milyonluk Türkiye’de basılan kitap sayısı, 9 milyonluk Yunanistan’da basılan kadar. 1997 yılında Almanya’da seksen bin kitap basılırken, Türkiye’de basılan kitap sayısı altı bin civarında.
* Kişi başına düşen kitap (bir yılda basılan kitap sayısına göre); İsrail 1169 kişiye bir kitap, Almanya 1022 kişiye bir kitap, Japonya 600 kişiye bir kitap, Türkiye 10.600 kişiye bir kitap.
1990 senesinde İran’da 6289 kitap basılmış, 1992 senesinde Türkiye’de 6151 kitap basılmış. Bu sayı 2000 Türkiye’sinde de pek farklı değil.
* Kaç kişi gazete okuyor? (Dünyada gazete okumada Türkiye yine en kötüler arasında). Bin Norveçli’den 558’i, bin Japon’dan 557’si, bin Finli’den 445’i, bin İsveçli’den 430’u, bin Kostarikalı’dan 412’si, bin Arjantinli’den 62’si, bin Türk’ten 61’i, bin Çinli’den 36’sı, bin Ukraynalı’dan 3’ü gazete okuyor.
Elbette bu tabloya bakıp ümitsizliğe düşmek bize yakışmaz. Doğru olanı; gayrete gelmek ve ilk emri “Oku!” olan bir dinin mensupları olarak “doğru İslâmı” yaşamak ve yaşatmaya çalışmak azminde olmak...
Hayatı, onu verenin maksadı uğrunda harcamak, duâya devam etmek arzu ve temennisiyle...

Okunma Sayısı: 1621
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı