"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Sadâkati, irtibatı ve hizmeti değiştirmemek”

Nejat EREN
30 Ekim 2015, Cuma
Fıtrat, asıl, esas, kök, tohum, nüve ve orijinallik kâinatın mayasında olan bir hakikattir.

Kâinattaki bütün dengeler, ölçüler, mizanlar, insicam, düzen ancak yaratanın onun nüvesine koyduğu bu fıtrat kanunlarının aslına uygun işleyen bir nizamla mümkün ve kaimdir.

Her şeyde olduğu gibi bu asra, bu ülkeye ve İslâm âlemine damgasını vuran Risale-i Nur Dâvâsı ve “Nurculuk” hadisesinin de bir aslı, esası, usûlü, düsturu, kanunu ve nizamı vardır. Bir ikram-ı İlâhî, bir sünûhat-ı kalbiye, bir ilham olduğu açık olan bu kudsî dâvânın bilerek veya bilmeyerek değiştirilmesi, aslından saptırılması konusunda çok dikkatli olunması ve eserlerdeki asıldan inhiraf edilmemesi ve Üstadın tavır ve hareketlerinin aynen taklit edilmesi gerekiyor.

Kâinatı ilgilendiren; bu asra ve gelecek asırlara bakan, Kur’ân-ı Kerîmin mu’cizevî büyük bir tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatının müfessiri Üstad Bediüzzaman Said Nursî Şuâlar adlı eserinin 13. Şuâ’sındaki bir mektupta aynen şu ifadeyi kullanıyor:

“Sadâkati ve irtibatı ve hizmeti değiştirmemek lâzımdır.” (Şuâlar sh: 301, yeni: 539)

Özellikle; “hizmeti değiştirmemek lâzımdır.” ifadesi üzerinde çok durulması gereken bir tesbit, tavsiye, rehberlik ve hatta “emir” hükmünde olmalıdır.

Akıl tutulmalarının bariz bir şekilde yaşandığı böyle bir dehşetli asırda bu kudsî dâvânın “değişmemesi” çok önem arz ediyor.

“Değişim” kelime ve uygulamasının çokça yaşandığı ve bir çok değeri alt üst ettiği böyle bir zamanda kudsî hizmete gönül verenlerin çok daha dikkatli olması ve aslı bozmama konusunda azamî gayret sarf etmesi gerekir.

Kâinattaki en büyük hakikat olan “İman” konusundan başlayarak; namazların doğru kılınması, tesbihatların hiçbir kelime bile ilâve etmeden aynen yapılması, selâmlaşmanın usûlüne uygun devam etmesi, haremlik-selâmlık konusuna dikkat edilmesi, maddî ve manevî temizlik, müfritane irtibat, hakikî ihlâs, samimî muhabbet esaslarına riayet çok önemlidir.

Ayrıca çok önemli bir konu da şudur; mahal ve umumî derslerdeki ders okuma usûlüne aynen riayet edilmesi, yeni “bid’akârane” şekillere girilmemesi, seçilen konunun aslından okunup teferruat ve detaya girilmemesine kadar bir çok konuda Üstadımızdan ağabeylere, onlardan da “şahs-ı manevimize” intikal eden bütün kudsî değerlerin muhafazası ve sürdürülmesi hayati önem arz ediyor.

Aynı mektupta; bu dâvâ ve eserlerle ilgili olarak; “Bir cilve-i inayet-i Rabbâniye, cilve-i inayetin bir hikmeti, büyük bir inayet” ifadeleri dikkat çekiyor ki asıldan sapmanın manevî sorumluluğunun büyük olduğuna bir işaret ve ikazdır da bu!

“Risale-i Nur’un, umum memlekete alâkası cihetiyle umumî bir dershanede ve büyük makamatta dikkat ve merakla okunmasıdır.” ifadesinin verdiği mesajı muhataplarına ulaştırmada bizlere bir büyük mükellefiyet ve sorumluluk yüklüyor.

“Bu zamanda böyle yüksek bir ders, elbette böyle cemiyetli ve küllî ve umumî dairelerde okunması ve küfr-ü mutlakı kırdığına bir kuvvetli emâredir.” tesbiti, iman derslerinin; bu dehşetli asrın hastalığı olan iman zaafiyetine karşı en büyük tesir edici bir reçete, ilâç ve çare olduğu nazarlara veriliyor.

“Bu derece kıymettar bir mala bu maddî ve mânevî fiyat veren ve bu azabı çeken, o maldan vazgeçmek büyük bir hasârettir.” Asrın ve hadisatın tesir ve kandırmalarıyla muvazenesini kaybedenlere çok şiddetli ve ibretli bir ikaz var bu ifadede.

Ve mektubun aslındaki son kısım: “Kardeşlerim, her halde bu kadar sıkıntı ve zararı çeken zayıf bir kısım aile sahipleri, bir derece Risale-i Nur’dan ve bizden çekinmek, belki vazgeçmek için bir mazeret olabilir zannıyla, tahliyeden sonra değişmek ihtimaline binaen derim: Bu derece kıymettar bir mala bu maddî ve mânevî fiyat veren ve bu azabı çeken, o maldan vazgeçmek büyük bir hasârettir. Hem herbirisi, Risale-i Nur’un eczalarını ve alâkadarlarını ve bizi muhafaza ve yardım ve hizmeti birden bıraksa, hem ona, hem bizlere lüzumsuz bir zarardır. Onun için, ihtiyatla beraber, sadâkatı ve irtibatı ve hizmeti değiştirmemek lâzımdır.” (Şuâlar, Sh: 301, Yeni: 539)

Savrulmadan, sarsılmadan, dâvâdan geri çekilmeden, bıkmadan, usanmadan, menfi yönlerde değiştirmeden ve esasları bozmadan istikametli bir hayat yaşamak dilek ve temennisiyle...

Okunma Sayısı: 1487
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı