"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şahsî hayat ölçülerinde İslâmî prensipler

Nejat EREN
28 Aralık 2018, Cuma
Değerli bir dostumuz ve yazarımızdan bir mesaj var:

“22 Mayıs 2015 tarihli LÂHİKA sayfasında yayımlanan yazınız düne hitap ettiği gibi bugüne ve yarınlara da hitap eden dilek ve temennilerle dolu bir yazı. Bu yazıyı tekrar gazetede yayına versen çok faydalı olur diye düşünüyorum. ....selâm ve duâ ile.” Biz de bu değerli dostumuzu kırmayarak çok küçük düzeltmelerle yazıyı nazarlarınıza sunuyoruz:

Kâinat, insan, hayat ve olayların tahlili çok önemli ve düşünülmesi gereken bir konu.

İnsan, İman, İslâmiyet, Müslümanın tam olarak anlam, tarifi ve konumlarının makamı ve yeri konuları.

Zaman, zemin, toplum, mekân ve hadiselerin değerlendirme ve yorum tarz ve usûlü nedir, nasıl olmalıdır?

Bütün bunları kimler, nasıl, nerede, ne zaman, niçin yapacak ve yapmalı? Gereği önemi, lüzumu!?

Zaman tünelinde, hassas dönemlerin, farklı ve karmaşık hadiselerin, değişen ve farklılaşan kimlik ve kişiliklerin bu tenakuzları fıtrat kanunlarıyla gerekli çözüme nasıl ulaştırılabilir?

Meslek ve meşrebimizin kaynağı olan Risale-i Nurlar’ın bu konulardaki, tarif, izah, çözüm, rehberlik, kıstas, tanzim, tavsif ve ölçülerinin çizgilerine bir bakalım.

Tembellik: İnsanlığın, hele Müslümanların, dâvâ sahiplerinin baş belâsı dert! Pekiyi çaresi ne? Kurtarıcı iksir, en kısa ve neticeye giden yol; “marifet; fazilet: yani bilgi ve güzel ahlâk.”

Hamiyet: Bir enerji ve gayretin işareti. Şiddetli mânilere karşı kararlı metânet, imkânsızlıkları mümküne indirme mahareti. Çabuk “yeise” dönüşen hamiyetin, hamiyet olmadığı.”

“Hasenât- seyyiât” denge ve zamana, topluma, hayata getirdiği değişmez ölçü: “sevâbı hatâsına tereccüh edenler, (üstün olanlar) mağfiret ve affa müstehaktırlar”.

Hataları göstermeye ibretli ve nazik bir tarif: “Tembellikten kurtarmak için, kabahatleri göstermek! Tenkit, dışlamak, aşağılamak için değil. Çabuk toparlanmak için; mârifet ve fazîletten demiryolu yapmak, meşrû ve medeni yolla terakkiyât tohumlarına ulaşmak. Kısa zamanda mânilerden kurtulmak. Bu konudaki acele hamlenin acil çözüm getireceğini bilmek.”

“Yeis, ümitsizliğin tarifi ve çaresi” Başta Müslümanlar ve insanlığın belâlısı ümitsizlik için çözüm: “Yeis, aczden gelir, mâni-i herkemâldir.” Bütün mükemmelliklerin önündeki en büyük engeldir!” Acizliğin bir diğer adıdır!

İslâmın tevekkül anlayışı ve usûlü: “Âlemdeki sünnetullah kanununa uyma. “Bîçare tâlie” kişilerin yardım etmesi. Gayret ve çalışmayı elden bırakmama Allah’ın arzularına, kâinatı tanzîm eden İlâhî iradeye karşı inat etmeme. Aksi tevekkül anlayışının nefsi yalanlayacağı.

Şeriat-ı Garrânın zemine nüzûl etme sebebi: “Şeriat-ı Garrâ zemine nüzûl etmiş ta ki; zeminin yüzünü temiz ve insanın yüzünü ak etmek için. İnsâniyetten siyah lekesini yok etmek için. Hem de, yok etmiş.”

İslâmiyetin, insanlık ailesine getirdiği esas ve hakikat; “Havas- avam, zengin-fakir, burjuva-işçi; âmir-memur, kardeş-ağabey arasındaki alâka, duruş, tavır, davranış ve münasebete bakış ve yorum farkı: “Büyüklerdeki meziyetin, tevâzu iken, tahakküm olması. Halktaki zayıf damarın, şefkati celp etmesi lâzım gelirken, esârete vesîle olması.” Alçakgönüllülüğün, şefkat ve merhametin esas alınması. Baskı ve tahakkümün asla kabul görmeyeceği. Kitlelerin zayıf damarının incinmemesi!

Ülfet ve sathi nazar hipnozu: Koyu cahilliğin hemşiresi, peşin hüküm ve dar görüşlülüğün annesi, mübalâğacıların gözlerini kapatıp kâinat kaplarındaki ruhanî gıdayı zevk etmeye engel olan “ülfet!” beşerin ekserisini hayal âlemlerine sürükleyip bir akıl tutulması hali olan mevcut ortamı oluşturmuştur. Yaşananlardan çıkarılan tesbitler bunlardır. Ümidimizi kaybetmeden, hizmetlerimize aşk ve şevkle devam ediyoruz. Neticeyi de Allah’tan bekliyoruz.

Gözleri açacak, cehaletin zulmünü ve sathi nazarın karanlığını ülfet perdelerini parça parça ederek, def edecek, akılları iç ve dış dünyalarımızdaki hakikatlere yöneltip irşad edecek olan yalnız Kur’ân ve Sünnet olduğuna inanmaktır. (Muhakemat, 54)

Muhalefetin mana ve önemi: Gerçek “Demokrasilerde.” “Muhalefet” anlayışının; “İhtilâftan istifade olunur.” Anlayışına uyulması ve yerli yerine oturtulması. Toplumun beklenti ve ihtiyacının bu olduğu. 

Muhalefetin; ötekileştirilip, yok ve düşman konumuna getirildiği, kavga ve hakaretlerle yanlış tarzlara girilme konumuna dönüştürülüp bu şekilde lanse edilmesi ve sürdürülmesi hem esef hem de ibret vericidir. 

Hakperest olmak, fikre saygı duymak, olumsuz halleri fikir ve izahlarla olumluya dönüştürebilmek! Faziletli insanların işidir ve yakışandır diye düşünüyoruz.

Saadetli, mutlu, muhakemeli, şuur, feraset, basiret ve istikametli gün ve anların hepimizin olması dilek ve temennilerimle. (Münâzarât)

Okunma Sayısı: 1563
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı