Ahir zamanın en revaçta, basit, yaygın, ucuz ve tehlikeli bir vasfı. Suçlamak!
“Ağzın kemiğinin olmadığına!” en yaygın ve ulu orta kullanılan örneklerinden biri! Sorumluluktan uzak, asalete zıt, güzellikleri gölgeleyen dehşet verici bir tarz! Masumları kahreden, asilleri üzen, sıddıkları mahveden bir gazap taunu! Suçlamak! Bir yandan çok basit, çok kolay, çok büyük bir sorumsuzluk, öte yandan bir o kadar dehşetli, çok büyük bir cinayet, affa kabil olmayan bir sefillik rezaleti! Zulmün başka bir karanlık kolu ve dehşetin densizliği! Haksızlığın alâmet-i farikalarından bir kirli uç! Olayların mahiyetini bilmeden yapılan, ahlâk ve insaftan uzak bir dengesizlik! Tarihe mal olan “Kara Lekelerin” baş sebeplerine kötü bir misal! Bu dehşetin, desteksiz, isnatsız, delilsiz çirkin yolun sebeplerinden bazıları şunlardır:
Arka planlı kişi komitelerin masumlar hakkında kullandıkları aleyhte insafsız algı operasyonları! Durdurulamaz ve gemlenemez aşırı bir hınç alma duygusu! Delilsiz ve isnatsız bir kin kusma! Öç alma histerisi! Ucuz ortaklığa talip olma! Menfaatperestlik! Rövanş alma saplantısı! Zayıf karakterli bu tip kişilerin kendilerine güvensizliğin bir göstergesi! Mahalle baskısına aldanma ve kanma şuursuzluğu!
İstikamet çizgisinden uzaklaşarak, ray ve makas değiştirmenin verdiği, yanlışlık ve şaşkınlık!
Akıl ve muhakemenin tatile çıktığının alâmet-i farikası! Furya ve moda haline gelen bu haksız “suçlamalardan” Yeni Asya Gazetesi, Yazar Kadrosu, Yönetimi ve Cemaati de hedef alınıyor. Hiç umulmadık insan ve eski dostlardan bunlara muhatap olmak şaşkınlığımızı ve hayretimizi daha da arttırıyor. Fakat müfterileri Adil-i Mutlaka havale ederken, olayın aslını bilmeden bunlara alet olanlar için sadece üzülüyoruz. Eninde, sonunda hak tecelli edecektir inşallah.
Çizgisi, omurgası, istikameti ve hakperestliği müdellel olan Yeni Asya’ya yapılan insafsız; “Paralel Yapıyı” destekleme, onlarla beraber olma! İthamının vebalini kim nasıl ödeyecek? Bundan daha da vahimi olan “siyasî tarafgirlik” acımasızlığıyla yapılan; PKK’yı desteklemek gibi bu camiayla asla alâkası olmayan bir vicdansızlık ve densizliği yapanlar bunun altından nasıl kalkacak!?
Hak, hukuk ve insaf doğru yerde kullanılmalı. Her insan ve grubun –makamı ve konumu ne olursa olsun hata yapma ihtimali, şansı her zaman olmuştur ve hayat devam ettikçe de olacaktır. Hata ve kusurlar insan içindir. Melekler ve ruhaniler ancak bundan mahfuzdur. Hiç suçsuz insan aramak muhal olduğu gibi, suçu olmadığı halde masumlara suç isnat etmek de bir o kadar abes, çirkin ve merduttur!
Bari bulacaksanız, insaniyet gereği olabilecek “dil sürçmesi” nevinden hata ve kusurlar varsa onları dile getirebilirsiniz. Biz de özür diler; “amenna!” deriz. Fakat açık ve net “müfteriliğe” soyunmak ve illa da bu masum cemaat ve kütleyi suçlayarak kimlerin ekmeğine yağ süreceksiniz.
Yok! Yooook! Allah’ın izniyle her konuda Meşvereti esas alan ve meselesini, her kademede meşveretle hallederek hareket eden bu kitle ve cemaate bu gibi kirli işler ve iftiralarla hiçbir şey yapmayacaksınız inşallah. İhlâs ve sebatla yoluna devam eden bu cemaat bir “hıfzı İlâhî ve inayeti Rabbaniye” altında kudsî hizmetlerde yoluna devam ediyor ve edecektir inşallah.
Suçsuz insanlara suç isnat etme cinayeti ve yanlışlığını temizleyecek bir maddeyi henüz insanlık keşfedemedi ve edemeyecek! Onun için bu bayağılıklardan uzak durup, masum insanların hakkını almaktan uzak olmak en sakin ve çıkar yoldur.
İthamsız, suçsuz, temiz ve sevaplı günlerde gönül gönüle, kalp kalbe birlikte olmak, aşk ve şevkle kendi işimize bakıp vazife-i İlâhiyeye karışmamak, tam bir tevekkül ve teslimiyet düsturuyla hizmete devam etmek dilek ve temennisiyle.