"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarafgirlik ve tehlikeleri

Nejat EREN
19 Haziran 2015, Cuma
Helâket ve felâket asrının” sâri hastalıkları, tiryakilikleri, cezbesi, oyunları, tuzakları, saplantıları, egoları tatmin etme ve üstün gelme gibi dehşetli hallerinin yanında bir de “tarafgirlik” illeti ve hastalığı var.

Hakikati örten, gözleri karartan ve kamaştıran, işleri çığırından ve yolundan çıkaran, inadı, kini hırsı kamçılayan bu illetten kurtuluş ve uzak duruşun yolu ve çözümü ancak Kur’ân düsturlarıyla hareket etmekle mümkün olur. İnsan fıtratına uygun bir eğitim ve gayretle olur. Aksi takdirde, fertler ve toplum içerisinde büyük savrulmalar, kırılmalar ve kutuplaşmalar başlar.

Şu andaki hal-i âlemin, ülkenin ve toplumun durumu maalesef bunun acı örnekleriyle doludur. Bütün insanlığın saadet ve selâmetinin kaynağı olan İslâm; başlı başına rahmet, hikmet, mantık kaynağıdır. Kur’ân-ı Kerîm; hem insanlığın terbiyecisi ve rehberidir, hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı duâ, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubûdiyet, hem bir kitab-ı emir ve dâvet, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikirdir. “İnsâniyet-i kübrâ” olan İslâmiyet; insanlığın hakiki hikmeti, saadete sevk eden bir mürşid ve hidayetçidir. 

Günlük hayatta devamlı muhatap olageldiğimiz bütün zararlı ve sakıncalı söz, davranış, hâl ve hareket, tavır ve fiillerin panzehiri; rahmet dini olan İslâmiyeti bire bir yaşamaktan geçer.  

Bu yazının özü; toplum hayatı için çok zararlı olan “tarafgirlik” marazı ve illeti ile ilgilidir.  

Her konuda olduğu gibi bu konuda da kaynak eser Risale-i Nur ve asrın manevî tabibi Bediüzzaman Hazretlerinin teşhis ve reçetelerindeki izahlardır. 

Temel düstur; Hakkın hatırını halkın hatırına üstün tutmaktır. Her işte olduğu gibi “tarafgirlik” konusunda da müsbet ve menfi bakış açısı vardır. Menfîsi zaten piyasada kol geziyor. “Müsbeti nedir ve nasıldır?” sorusunun cevabını Risale-i Nur’dan bulmaya çalışalım.  

İslâmiyetteki tarafgirliğin nasıl olması lâzım geldiğine güzel bir örnek: “Evet, Sözler, tûbâ-i Cennetin meyveleri gibi tatlı ve güzel olan iman ve İslâmiyetin meyvelerini ve saadet-i dâreynin mehâsini gibi hoş ve şirin öyle neticelerini göstermişler ki, görenlere ve tanıyanlara nihayetsiz bir tarafgirlik ve iltizam ve teslim hissini verir. Ve silsile-i mevcudat gibi kuvvetli ve zerrat gibi kesretli iman ve İslâmın bürhanlarını göstermişler ki, nihayetsiz bir iz’an ve kuvvet-i iman verirler. Hattâ, bazı defa Evrâd-ı Şah-ı Nakşibendî’de şehadet getirdiğim vakit, [“Biz bu inanç üzere yaşıyoruz, bunun üzerine ölürüz ve yarın yine bunun üzerine diriltileceğiz”] dediğim zaman nihayetsiz bir tarafgirlik hissediyorum. Eğer bütün dünya bana verilse, bir hakikat-i imaniyeyi feda edemiyorum. Bir hakikatin bir dakika aksini farz etmek bana gayet elîm geliyor. Bütün dünya benim olsa, birtek hakaik-i imaniyenin vücut bulmasına bilâtereddüt vermesine nefsim itaat ediyor.” (Mektubat, Dokuzuncu Mektub, s. 38)

Hak namına olan tarafgirliğe başka bir örnek: “Tarafgirlik eğer hak namına olsa, haklılara melce olabilir. Fakat şimdiki gibi garazkârâne, nefis hesabına olan tarafgirlik, haksızlara melcedir ki, onlara nokta-i istinad teşkil eder. Tarafgirlik marazı, mazlûm avâmı, zalim havassın şerrinden kurtarıyor. Çünkü bir kasabanın ve bir köyün havassı ittifak etseler, mazlûm avâmı ezerler. Tarafgirlik olsa, mazlûm bir tarafa iltica eder, kendisini kurtarır.” (Mektubat, s. 258/9, 22. Mektub, 5. Vecih)

“Tarafgirlik” konusunda en yanlış ve tehlikeli olanı “bütün siyasetlerin üstünde olan hakikat-i İslâmiyenin siyasete âlet ve tabî yapılması”dır. Bütün hayatı boyunca buna şiddetle karşı çıkan Bediüzzaman Hazretleri Sünûhat adlı eserinde din adına tarafgirâne siyaset yapanların dine ne denli zarar verdiklerine dikkat çekip “Din namına meydana çıkmanın, bu yolu tercih etmenin, yani siyasetçilik veya tarafgirliğin tehlikelisine” dikkat çekerek bu konuda “isabet de etseler mes’uldür” tesbitini yapmıştır. Siyasetin gaddar düsturu ile yapılan ve ona âlet olan “tarafgirliklerin” tehlikesine; “Bütün harekâtı, bizzat hariç hesabına geçer. Çünkü iradesi hükümsüzdür. Hulûs-u niyeti fayda vermez” sözleriyle dikkat çeker. 

“Tarafgirlik” illetinin; fasık siyasetdaşını, dindar muhalifine tercih etmeyi doğuracağını, umumun mukaddes malı olan dini, inhisar altına alma meyil ve tatbikatını netice vereceğini, bunun sonucunun toplumda kutuplaşmaya sebep olup, dine karşı aleyhdarlık hissi doğuracağını ve neticede dini nazarlardan düşürecek bir hareket haline gelmesinin baş âmilinin “tarafgirlik” olduğunu söyler.  

Hüküm ve muamelâtında tarafgirini tercih edenin adaletli davranamayacağı aşikârdır.  

Menfî ihtilâf ise; garazkârâne, adâvetkârâne birbirinin tahribine çalışmaktır. Hadisin nazarında merduttur (reddolunmuştur.) Tarafgir bir muannid (inatçı) kendi a’mâl-i hayriyesinde (hayırlı işlerinde) hasmına (rakibine) tefevvuk (üstünlük) ister. Hâlisen livechillâh (Allah rızası için) amele pek de muvaffak olamaz. Nefis, heva, kuvve-i şeheviye ve gazabiye de işe karışır ve beklenilmeyen hadiseler gelişir. Cenâb-ı Hak bizleri ve bütün ehl-i imanı menfî tarafgirliklerden muhafaza etsin.     Bütün can dostların ve Müslümanların mübarek Ramazanlarını tebrik ediyor, Rıza-yı Bârî’ye nâil olmalarını diliyorum.

Okunma Sayısı: 1848
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    19.6.2015 09:51:16

    Cenab-ı Hak hiç kimseye bu zehirli tarafgirlik hastalığını bulaştırmasın.Bu virüs gibi bir mikroptur.Nasıl ki daha dünyada virüsların ilacı bulunmamış.aynen onun gibi tarafgrliğinde bildiğimiz kadarıyla ilacı daha keşfedilmemiş.Gerçi ihlas bu mikrobun ilacıdır amma bunu kullanabilen için.İhlası kazanmak çok zor olduğu gibi,bunu uygulamak daha da zor.Bu tarafgirlik marazı nice insanları saptırmış,nice insanları çok tehlikeli badirelere sürüklemiştir.Bu hastalıkla malul nice insanlar saçmalıkların,zırvalamaların,haksız hüküm vermelerin zirvesine çıkmışlardır.Nice insanlar derin vartalara girmiş,Hak çizgisinden ayrılmış, dalalet vadilerine yuvarlanmışlardır.Allah hepimizi tarafgirlik hastalığından korusun.

  • Nureddin Doğu

    19.6.2015 00:28:19

    Sayın abim, yanılmıyorsam hala Yeni Asya Medya Grubu yönetimindesiniz. Verilmiş bazı hakları ellerinden alınan mazlum ve maznunlar, kime ve kimlere sığınsınlar?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı