Hayatın içinde, manevî hizmetin inkişafında gerekli olan iki kelime; “Temas etmek, irtibat kurmak”
Temas etmek; erişmek, dokunmak, değmek, bahsetmek, aralık bırakmadan birbirine yaklaşmak, ulaşmak, rast gelmek, isabet etmek… Gibi manalara geliyor. Hedefe gitmek için ilk adım.
İrtibat; bağlanmak, muhabbet, dostluk ve alâkadarlık, ilişki, münasebet, birbirini tutma. Hedefe ulaşmak için lâzım olan olmazsa olmaz şart. İçerde “Müfritane irtibat” İslâmın iki sırlı kelâmı; davet ve tebliğ! bunların uygulanması için ilk adım, temas!
Hazreti peygamberle (asm) Cebrail’in Hıra ’da ilk “teması!” Vahiy! Mir’ac mu’cizesindeki İlâhi kurbiyet ve 23 Yıl vahiyle devam eden “irtbat!” Sahabeler, ilk “Temasla!” İmana geldiler, devamlı “İrtibatla” sıdk ve fedakârlığın zirvesine ulaştılar. Resulullah insanlara “Temasla” tanışmayı, “İrtbatla” iman eğitimi yaptırdı.
O’nun (asm) bu asırdaki manevî evlâdı, Hz. Bediüzzaman da aynı yolu takip etti. Sürgünler, tarassutlar, sıkıntılarla geçen çileli ömründe, O olduğu her ortamda, her insanla temas nazik ve mükemmel bir irtibat ağı kurmuştu.
Bâşit Dağı’nın buzu, Erek Dağı’nın karı bu sıcak teması ve sıkı irtibatı kesemedi. Bu manevî maya, Çam Dağı, Kara Dağ, Medrese-i Yusufiyelerden, Medresettü’z zehra Projelerine dönüşüp, gönüller üzerindeki dalgayla dünyaya mal oldu. Mübarek beldeler; Barla’dan başlayıp, Sav, Kuleönü, Isparta, Denizli, Milas, Afyon, Eskişehir, Kastamonu, İnebolu, İstanbul, Konya, Urfa’yla her yöndeki temas ve irtibatTarihe geçti.
Sıddık Süleyman’la temas, günleri, haftaları ayları almıştı. İrtbat ise ebediyete uzandı. Hüsrev, Hulusi Bey, Refet, Hoca Sabri, Hafız Ali, Hasan Feyzi, Halil İbrahim Çöllüoğlu, Ahmet Feyzi, Çalışkanlar hanedanı, Çaycı Emin, Mehmet Feyzi, Sungur, Bayram, Ceylan, Zübeyirlerle olan temas, hiç kopmayacak irtbatla ebediyet âlemlerine taşındı.
Erbabına düşen o tatbikatları “Barla Ruhuyla” yeniden hayata geçirmek, bu sorumluluğun gereğini yapmak.
Her türlü münasebet bir temasla başlar yakın irtbatla devam eder.
Bakmayla temas! Dokunmayla irtibat.
Hayalle temas, fikirle irtbat.
Temas, hafif bir dokunuş, irtibat özlü bir alâka ve sürekli bir iletişimdir. Dostlukları yenilemek, pekiştirmek için yola koyulmak. İlkönce temas, sonra da irtibatın devamını sağlamak. Cari olan Âdâtullahın gereğini yapmak.
Çiçekle temasa geçen arı bal üretiyor. Soğukla temas eden bulut rahmet olup yağmur haline geliyor. Hidrojenle oksijenin birbiriyle teması hikmetle suya dönüşüyor. Bir; “selamünaleyküm veya merhabayla” teması, yıllar sürecek bir irtibata, dostluğa dönüşebiliyor. Kalplerin samimiyetle Allah rızası için birleşmesi bir gülümseme temasıyla irtibat, mutluluğuna dönüşüyor.
Netice: Herkesin korktuğu, yıldığı, köşesine çekildiği bir zamanda masum ve mağdur potansiyel insanlarla ilk önce bir temas daha sonrada kesilmeyecek bir irtibat sağlamanın gereğini yapmak. Ülke ve İslâm dünyasının bu malum ortamında, hadiselerin tesiriyle ciddi bir boşluk, korku, tedirginlik, ürkeklik ve ümitsizlik “karabasan” gibi ruhlara çökmüş. Bu karanlık tabloya bir ışık ve mum yakmak lazım. Masum ve mağdurların hiç olmazsa bazılarıyla bir temas, onları hayata yeniden bağlayabilir. Küçük bir temas ile yeni irtibat kapıları açacak zaman ve fırsatı müspete çevirmek için sahaya inip harekete geçmek bir vicdan borcudur. Ödenmesi gerek. Ümit ışığı için, yılgınlığı gidermek için biraz gayret, hamiyet, enerji, hareket, gülümseyerek temas, fikirle, sevgiyle, muhabbetle, okuyarak, sabırla sürekli bir irtibat.