"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Toplum hayatı için gerekli ölçü ve kıstaslar

Nejat EREN
14 Ekim 2016, Cuma
Çağımız hayat şartları yönünden çok karmaşık. İnsanlık garip savrulmalar yaşıyor.

Zaman şeridinde yeni nesil ve gençliğin hayata tutunup normal yaşantılarını sürdürebilmeleri için belli temel dinî bilgi birikimi ve rehberliğe şiddetle ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.

Asrın büyük hastalıkları:

Asrın öne çıkan ve bir bütün olarak; toplumu, aileyi, şahsı temelden etkileyen hastalık, sıkıntı, musîbet ve belâlarını kısaca sıralamaya çalışalım.

En başta; Terör! Her boyutuyla başlı başına çağın en büyük belâsı!

Dinsizlik, materyalizm, ateizm, iman zaafı ve “İslâmofobi!” zındıka komitelerinin ana hedefi ve gündemi.

Stres, depresyon, huzursuzluk her türlü hastalıklar toplumun büyük bir derdi ve baş ağrısı.

Savurganlık ve israf! Dünya ve ülkemizde önlenemeyen, damarlara ilişen kötü bir alışkanlık.

Boşanma, geçimsizlik ve aile içi şiddet! Artarak devam eden büyük bir cemiyet problemi!

Geçim derdi ve hayatı zevkle yaşama tutkusu ahlâkî barajları zorlayan başka bir belâ!

Müstehcenlik!, başlı başına büyük bir afet ve veba! Hırsızlık, soygun! Adeta günlük hayatın değişmez gündemine oturmuş bir başka baş ağrısı!

Trafik canavarı! Önlenmeyen bir başka afet! Aile ocaklarını yıkan büyük bir musîbet!

Çılgın müzik! Gençlerin sınır tanımayan tutku ve esareti!

Medya özellikle, sosyal medya furyası! Kafa ve beyinleri uyuşturan bir başka dev problem!

Her yönüyle artarak devam eden. “Çevre kirliliği!” dünyayı yaşanamaz hale getirmek üzere!

Dine ve inanca sinsice saldırının değişik bir boyutu olan “bid’alar” piyasada mebzul!   

Bütün bunlar; toplum hayatına yerleşen menfilikler. Bazı tesbitlerimiz. Liste uzatılabilir. 

Problemlerin çaresi:

İman ve akıl sahiplerine düşen bu mevcut duruma karşı; başta kendisini, aile fertlerini, dostlarını iman hakikatleriyle buluşturup, fertleri temel imanî bilgi sahibi yapmak. İslâm ve ahlâk dışı yaşantılara karşı ikaz edip, maneviyata odaklanıp çare üretmektir. 

Bütün insanlık için her türlü derdin yegâne çaresi; dinde, semavilikte ve maneviyattadır. Şaşmaz rehber Kur’ân’dır. Bu asırda Kur’ânî hükümleri, akıl, kalp, his ve ruha en iyi, en kısa, en etkili anlatan kaynakların başında da; O’nun mu’cizevî tefsiri olan Risale-i Nur’dur.  

Anarşi ve terörün çaresi; tahkiki iman eğitiminin kalp ve akıllara yerleşmesi ve tatbikidir. 

İsraf, müstehcenlik, aile içi geçimsizlik, her türlü bid’alara karşı çare; “Sünnet-i Seniyye” dairesindeki örnek hayat rehberliğiyle yapılacak irşad ve manevî cihaddır.

Bütün mü’minler, özellikle de Risale-i Nur Talebeleri; tam bir metanet, tesanüt dikkat, sebat ve teenniyle hareket etmeye muhtaç olduklarını bilmeleri hayatî öneme haizdir.

“İman hizmeti ve hakikatini kâinatta her şeyin üzerinde görüp hiçbir şeye alet etmemek şaşmaz bir temel prensiptir.

Mizaç, karakter, şahsiyet ve meşrep farklılıklarına saygı duyup “zaman ve zemin şartlarına göre” işi çok sıkı tutmamak. Nezaket ve kişiye verilen saygının gereğidir. 

Başımıza gelen; musîbet, belâ ve âfâtların iman zayıflığının sebep olduğu günah ve hatalarımızdan geldiğini anlayıp tedbirli davranmak ilerisi için bir tecrübe sandukasıdır.

Nur Talebeleri için çarenin Risale-i Nur’a çalışmak ve iman hizmetine yoğunlaşmak olduğunu hiç unutmamak ana hedef ve değişmez düsturdur.

Hizmetin önemi ve büyüklüğünün idrakiyle; muarızlara, şeytan ruhlulara, zındıka komitelerinin oyun ve tuzaklarına karşı asla taviz vermeden öz hizmetleri sürdürmek asıl mesaimizdir.

Gaddar, kinci, tarafgir, zalim ve despot ruhlulara asla şefkatle davranmadan, mazlûm ve masum kütlelerin hakkını korumayı ve savunmayı bir vicdan borcu bilmek insan olmamızın gereğidir. 

Bunca tecrübeyle Risale-i Nur inayet altında olduğunu unutmamak, rehberimizdir.

Deccalizmin bütün semavî dinlere düşman olduğunu, çok sinsice hareket edip “içimizdeki balta saplarını” kurnazca istimal ve istihdam ettiğini hiç unutmamak, ferasetimizdir.

Bütün sıkıntılardan kurtulma çaresinin “imanın hayata hayat olmasından” geçtiğini unutmamak ana konularımızdandır.  

Masum insanlığın; kalp, ruh, akıl, bedenî olarak musîbetlerden sıkıntı, azap çekip perişan olduğu gerçeğine karşı; makul akıl sahiplerinin; kafa, el ve dillerini birleştirip; milyonlarca mütecavizlere; kısıtlı, sayı, kuvvet, vakit ve imkâna rağmen karşı koymayı sürdürmek, cehd ve gayemizdir.

Elimizde daima “Nuru” taşımak, “topuza” asla tevessül etmemek, şaşmaz prensibimizdir.

Öyle ki: Bu Nur! Ülkeye, âlem-i İslâma ve insaniyete, şehirlere, kasabalara, cemaatlere, şahıslara, hanelere bir bereket! Ona zarar edenlere tokattır! 

Öyle ki: Bu Nur! Başa gelen birçok hâdiselerde bir dest-i inayet, bir veçh-i rahmettir!

Öyle ki: Bu Nur! Her yerde, huzura bir yol, huzursuzluğa engel olan bir paratonerdir!

Öyle ki: Bu Nurun ışığı ve hüsn-ü niyetle; şişeleri elmasa, toprağı “altına” çeviren bir kimya ve iksir hükmüne geçer.

Not: Bütün can dostların Hicrî yılını tebrik ediyor, İslâm ve insanlık ailesine hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

Ayrıca ahirete irtihal eden bütün Nur hadimlerine Cenâb-ı Hak’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum. 

Yoğun bakımda tedavi gören değerli ehl-i hizmet ağabeyim Sakarya hizmet eri Saadeddin Çelik Ağabeyime de Cenâb-ı Hak’tan acil şifalar diliyorum. N. E.

Okunma Sayısı: 1688
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı