"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yargılanmanın ağırlığı

Nimet DEMİR
01 Ocak 2014, Çarşamba
Albert Camus, “Düşüş” isimli romanında, insanların yargısız cezaya tahammül edebileceklerini, çünkü bu tarz verilen bir cezanın masumluğun garantisi olduğunu belirtir. Camus, aynı eserinde, yargılanmanın her türlüsünün dayanılmaz olduğunu, ancak en dayanılmaz ve acıklı şeklinin ise herhangi bir yasaya tabi olmaksızın gerçekleştirilenin olduğunu sözlerine ekler. Camus’un bu tesbiti son derece isabetlidir. İnsanın ruhsal derinliklerine nüfuz eden bir tahlilin sonucudur. İsterseniz aşama aşama gidelim.

YARGISIZ CEZA
Kanun tarafından suç teşkil ettiği belirtilen bir eylemin zanlı tarafından işlenip işlenmediği, işlenmiş ise zanlıda suç işleme kastının bulunup bulunmadığının tesbiti, yargılamayı gerektirir. Sırayla ele alalım.
İlk derece mahkemesine açılan dâvâ üç aşamada ele alınır. Yargılamanın ilk aşamasında eylem kanunla  yarılır. Eylemin içinden kanunda belirtilen unsurlar çıkarsa, bu kez ikinci aşamaya geçilir. İkinci aşamada eylem bu kez zanlının bedeniyle yarılır. Yarılan eylemin içinde zanlının fiili aranır. Varsa, üçüncü aşama başlar. Bu aşamada ise eylem zanlının ruhuyla bir kez daha yarılır. Yarılan eylemin içinde zanlının iradesi sorgulanır. Bulunursa, artık cezanın tayin edilmesi aşamasına gelinmiştir.
İlk derece yargılama makamının ceza tayin etmesiyle iş bitmez. Dâvâ ikinci derecedeki İstinaf Mahkemesine gider. İstinaf Mahkemesinde, yarılan eylem kontrol edilir, ilk derece mahkemesinin bulguları gözden geçirilir, gerekirse ve ihtiyaç varsa bir kezde kendisi eylemi yarar yeni bulgular olup olmadığını kontrol eder. İstinaf Mahkemesi bununla da yetinmez ayrıca ilk derece mahkemesinin kurduğu hükmü yargılar. Karar halen kesinleşmemiştir.
Bundan sonra dâvâ üçüncü derece yargılama makamı olan Yargıtay’dadır. Yargıtay kurulan hükmü yargılar, isabetliyse tasdik eder ve dava bu şekilde kapanır. Hüküm artık kesinleşmiştir.
Yargısız ceza, bütün bu aşamalar geçirilmeden verilir. Bu ceza mahkûmu mutsuz kılsa da, masumluğunun garantisidir. Hüküm yargılanmadan verildiği için, eylemde yasanın unsurları, zanlının eylem ve iradesinin izleri aranmamıştır. Aynı eylemden dolayı verilmiş bir hüküm varsa artık o eylemi bir daha yargılayamazsınız. Dolayısı ile toplum ve zanlı nezdinde söz konusu eylemle, yasanın ve zanlının irtibatını kurma imkânı ortadan kalkmıştır. Masumiyet karinesi devreye girmiş ve sanığın masumiyeti garanti altına alınmıştır. Masumiyet karinesinin gücü o denli kuvvetlidir ki, eskiden ilk derece mahkemesinin yargılayarak verdiği kesin hükümler dahi, bir sonraki yargılama mercii tarafından denetlenmediği için tekerrüre esas teşkil etmezdi.

KANUNA UYGUN YARGILANMA
Kanunlar esasen toplumda var olan ve yükselen değerlerin ihlâlini yasaklar ve müeyyide altına alır. Topluma katılan ferdin iş bu değerleri ihlal etmeyeceği öngörülür. Yargılama söz konusu değeri ihlâl ettiği belirtilen kişinin toplum düzenindeki yerini tayin eder. Esasen bir kanunu benimseyen kimsenin, kendisini inandığı bir düzene yeniden yerleştirecek yargıdan korkmaması ve razı olması gerekir. Kurallar önceden belli olsa da, bir insanın hem kendisinin, hem de toplumun benimsediği değerleri ihlal eden bir eylemle irtibatlı tutularak toplum tarafından veya toplum adına yargılanması, dayanılması çok güç bir süreçtir. Söz konusu süreçte zanlının fizikî ve ruhî varlığı en mahrem noktalarına kadar alenen teşrih masasına yatırılmakta, akabinde hakkında bir hüküm kurulmaktadır.

KANUNSUZ YARGILANMA
Albert Camus, yargıçlara ihtiyaç bulunduğunu, ancak yine de bu mesleği tercih edenleri anlayamadığını belirtir. Camus, yargıçların tabiî dizginlerinin yasalar olduğunu, dizginlerinden boşalan yargıçların doludizgin koşmaya başlayacaklarını, düzenin ortadan kalkacağını da ifade eder. Her halde Camus’un bahsettiği düzensizlik düzeninin adı jüristokrasi olsa gerek. Yukarıda “kanunu benimseyen kimsenin, kendisini inandığı bir düzene yeniden yerleştirecek yargıdan korkmaması ve razı olması gerekir” dedik. Peki ortada bir kanun yoksa ne olacak? O zaman tutkular ve keyfilik kanunun yerine geçecektir. İşte böyle bir yargı, yargılanan için en dayanılmaz ve acı verenidir.  Bu durumlarda yargılanan sanıklar hakkında en adil karar zar atarak kurulanıdır. Fransız Devrimi sonrasını ele alan Anatole France’nin “Tanrılar Susamışlardı” isimli eserinde; ihtilâl sonrası gücü ele geçiren işçi sınıfının, feodal yapının bütün kalıntılarını ortadan kaldırmak için, her şeye nasıl saldırdıkları, yandaşların hâkim olarak atandığı mahkemelerin, iktidar oyunlarına nasıl alet edilmek istendiği gözler önüne serilir. Yine aynı dönem de Anatole France’nin anlatımı ile mahkemelerde görev yapan yargıçların en kutsal yasaları, tutkularıdır. Söz konusu romandaki yaşlı bilge, tutkularından başka yasası olmayan yargıçlara, adalet için en güvenilir yolun kararlarını zar atarak vermeleri olduğunu söyler.

SONUÇ
Malûm güç denemelerinin yaşandığı bir dönemdeyiz. Siyaset ve politikaların etkisinde işlendiği belirtilen suçların soruşturulduğu bir süreci yaşamaktayız. Cumhuriyet Savcılarının yapması gereken tutkularından arınarak, kanun ve adalet adına soruşturmaları yürütüp sonuca ulaşmaktır. Tarafsızlık ve adalet ile millet adına soruşturmak bunu gerektirir. Unutulmasın ki adalet bütün  değerlerin önünde ve üstündedir. Hiçbir tutku ve kudsiyete feda edilemez.

Not: İstinaf Mahkemelerinin kurulmasına yönelik kanunî düzenleme bulunmasına rağmen bu mahkemeler henüz kurulmamıştır. Söz konusu Mahkemenin işlevini geçici olarak kendi görevine ek olarak Yargıtay deruhte etmiş bulunmaktadır.

Okunma Sayısı: 1502
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı