"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İkiyüzlülük münafıklığa götürür

Nurenda Yaşar Coşkun
28 Ekim 2018, Pazar
İnsan; gidişatını fark ettiği kadar insandır. Çünkü kâinatta sadece insanın cevaplayabildiği üç temel sorudan biri olan “Nereye gidiyorum?” sorusu, sürekli cevaplandırılıp değerlendirilmesi gereken bir sorudur.

Bu soru ihmal edilip görmezden gelindikçe, insan kendinde yeni yeni ortaya çıkmış olan bir takım iyi ya da kötü huyları, hasletleri, özellikleri fark edemez. Bu yüzden insan elinden geldiğince sürekli nereye gidiyor olduğunun bilincinde olmalıdır.

Kendinde “ikiyüzlülük” hastalığının yerleşmiş olduğunu fark eden insan, bu durumun farkına varır varmaz âcilen tedbir almak zorundadır. Çünkü “ikiyüzlülük” diğer su-i ahlâka benzemez. Kişide belli bir zaman ve seviyeden sonra geri dönüşsüz bir hal alabilir. Daha da kötüsü zamanla üzerine “fesat” eklenip kişiyi nifaka götürebilir. Nifak ise çok tehlikeli bir kalp hastalığıdır ve bu nifak marazı kalpte yerleştiğinde münafıklık kaçınılmaz sondur. Artık münafık olan ve bu bed tanıma giren insan tövbe kapısı açık olduğu halde tövbeye ve nedamete pek yanaşacak durumda değildir.

Fesat nasıl ortaya çıkar? Yani henüz sadece ufak tefek ikiyüzlü davranışlar, haller sergileyen insan nasıl olur da münafıklığa kadar gidebilir? Kur’ân-ı Kerîm’de, “O fasıklar ki, Allah’a verdikleri sözü bozar, Allah’ın akrabalar ve mü’minler arasında riayet edilmesini emrettiği bağları keser ve yeryüzünde fesat çıkarırlar.” (Bakara, 27.) der. Âyet açık bir şekilde fesat (karıştıran) denilen şeyin fasıklıktan (büyük günahları işleyen) doğduğunu söylemektedir. Yani fesadın şahsî düzlemdeki hali fısktır. Yani bu fesatta birdenbire gelişmez. Kişi önce büyük günahları işleye işleye Allah’a verdiği sözü bozar. Çünkü kişi var olduğu her an Rabbine söz verir. Bu büyük kulluk sözü süreğendir. Bir kere verilmiş bir söz değildir. Dolayısıyla günahlar bu sözün sürekliliğini kesintiye uğratır. Hele de büyük günahların sürekliliği demek kişinin çizgisinin kayması demektir. Büyük günahların bu şekilde pervasızca işlenmesi önce şahsî bir problemmiş gibi gözükse de had konulmamış kuvvelerin vasat çizgisinden aşmasını netice verdiğinden zamanla toplumsal bir problem haline gelecektir. İşte bu problem toplumsallaştığında fesat adını alır. Münafıklığa giden yolda süreç burada kesintiye uğratılıp önü alınabilir. Bu da büyük günahlardan uzak duracak bir irade ve sürekli bir temizlik olan tövbe ile olur.

İşte insan mü’min, kâfir, münafık vasıflarını anasının karnından doğarken almaz. Hangi yolda gideceğini aslında yaptıkları ve yapmadıkları belirler. Münafıklık, içine düşülen bir durumdur. Kişi münafık olmayı seçmez. Sadece münafıklığa giden yolda inatla yürür ve kendini o haletin içinde bulur. Bu yüzden kişi hangi yolda yürüdüğüne çok dikkat etmelidir. Çünkü insan yürüdüğü yolu sorgulayan tek varlıktır. Bazı şeyler için geç olmadan kişi kafasını kaldırıp “Nereye gidiyorum?” demelidir. Aksi takdirde kendinde ikiyüzlülük hasleti olan ve büyük günahları ısrarla işlemeye devam edip bundan pişmanlık duymayan bir yolcunun varacağı son, ne yazık ki münafıklıktır.

Okunma Sayısı: 5085
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı