Yapılan ibadetlerin karşılığında bir ikram-ı İlâhî olarak mü’minlere hediye edilen bayram, manevî bir süruru ve şeairi ihsas ederken, dünyevî sevinci de beraberinde getirir..

Bu gün karalar bağlamış, evlere hüzün ve mâtem çöktüğünden, bayram sevincini idrâk edemeyen; tutuklu-hükümlü, işinden el çektirilmiş ekmek bulamayan; dul, yetim, öksüz, bir günlük bebeğinden ayrı tutulan, veya evlâdı vefat etmiş nice yürek yangını ana-baba, bacı-kardeş, hasta-yaşlı bayrama erdiler mi? 

Dönüp etrafa bir bakmak lâzım; biz camiden çıkıp çoluk çocuğumuzla bayramlaşırken..

Recep, Şaban, Ramazan, Bayram; Adalet nerede? 

Âlem-i İslâm esaret altındayken, mezhep çatışmaları ve onlarca terör örgütü din adına kendi kardeşini hunharca katlederken, diktatörlük adına kendi vatandaşına bombalar yağdırırken, üstüne üstlük düşman postalları altında ezilip namusları pay u mal edilen; Suriye, Irak, Mısır, Afganistan, Filistin, Myanmar, Arakan ve daha bir çok bilâd-ı İslâm kan ağlıyor ve hicretlere mecbur edilmişken, gurbetlere bayram geldi mi? 

Affan, Hafza, Hansey; Adalet nerede?

Senelerdir devam edegelen; terör belâsıyla her gün akan gözyaşı ve hemen her eve bir cenaze düşen, yakılan-yıkılan, viranelerde yaşayan ve Kürtlüğünden utanır hâle gelmiş mütedeyyin insanlara bayram geldi mi ?

Fate, Roj, Baran; Adalet nerede?

Babasının hapiste olması bir yana toplumdan dışlandığı, arkadaşları ve çevresi tarafından kem gözlerle bakıldığı ve bu yükü taşıyamadığından canına kıyan, gelinlik çağındaki Tuğçesini kaybetmiş, Nurhan Ablamıza bayram geldi mi?

Sabır, tevekkül, vakar; Adalet nerede?

BAŞÖRTÜ HAPİSTE 

Ağzı Kur’ânlı ve Cevşenli 17 bin olduğu ifade edilen; başörtülü hanım ve kızların sembolü hâline gelen, haksız yere (117 gündür bulunamayan delillerin toplanması maksadıyla her mahkemede tutukluluğun devamına karar verilen) hapishane şartlarında nikâhlanıp mürüvveti çok görülen, Nur Ener kızımızın ailesi ve Yeni Asya camiasına bayram geldi mi?

Nur, Kübra, Merve, yavrularım; Adalet nerede?

Doğum yapar yapmaz tutuklanan anneler, emzirme döneminde çocukları dışarda kendisi içerde, mecburiyetten sütünü lavaboya döken anneler, anne sütüne ve bağrına muhtaç bebeler..

Hapishanede doğmuş yüzlerce bebekler..

Feyza, Rukiye, Can; Adalet nerede?

Yaşlı, hasta, bakıma muhtaç, gözleri görmeyen, kalp hastası, böbrek yetmezliği olan bastonlu dedeler..(aman ha kaçabilir, dikkat!)

Topal Hafız, babam; Adalet nerede? 

Örgüt gerekçesiyle 55 bin tutuklu ve bir o kadar yargılanan, yüzbinleri bulan işten atmalar dolayısıyla, kendilerine cüzzamlı muamelesi yapılan, iaşeleri için müracaat ettikleri halde, çıraklık yapmasına bile izin verilmeyen doktor, hâkim, savcı ve ögretmen; Adalet nerede?

Acıklı ve bir o kadar travma yaşayan, haksız-hukuksuz, vicdanları sağır, akılları dumura uğratan uygulamalar altında inleyen, yüzbinler ailelere bayram geldi mi; Adalet nerede?

Babaları hapiste, hiçbir şeyden habersiz; “n’olur babamız gelsin artık” diye ağlayan, sabî-sübyan bebeler kimin elini öpecek de bayramlık bekleyecek..

Baba, baba; Adalet nerede?

Sözün bittiği yer burası olsa gerek..

SUS EY BÜLBÜL 

Büyük vatan şairi M. Âkif gibi;

Eşin var, âşiyanın var, baharın var, ki beklerdin; 

Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin(..) 

Yıkılmış hânmânlar yerde işkenceyle kıvransın;

Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın! 

Dolaşsın, sonra, İslâm’ın harem-gâhında nâ-mahrem... 

Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem..(mi) diyecekler?

Ancak benim milletim onurludur izzetlidir; bütün bu acılar, mâtemler, beraat bekleyen hükümlü aileler, bağırlarına taş basarak çocuklarına bayram sevincini yaşatır, Rablerinin verdiği bu bayram hediyesini vakarla idrâk ederler. 

Bu vesileyle bütün İslâm âleminin, bâhusus mağdurların ve Nur Ener gibi kızlarımızın bayramlarını tebrik ediyor ve bu acıların bir an evvel son bulmasını bayram hürmetine Rabb-i Rahiminden niyaz ediyoruz.