"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

E(ü)rken seçim

Ömer Faruk ÖZAYDIN
29 Nisan 2018, Pazar
Seçimler, memlekete hizmet edecek vekillerin ve partilerin hazırladıkları programları görücüye çıkardıkları, Cumhurun iradesine baş vurulduğu demokrasinin vazgeçilmezi olan irade tecellisidir.

Demokrasi genel olarak hürriyeti tarif ederken, milletin idarecilerini kendi seçtiği, hizmet edemeyen partilere “kırmızı kart” gösterebildiği, seçimlerin adil ve şeffaf olduğu, devletin de vatandaşlarına her türlü imkânı seferber ettiği sistemin adıdır.

Temsili demokrasi, çoğulcu demokrasi gibi çeşitlere ayrılsa da, bizdeki karşılığı yaralı demokrasi olur her halde.

Demokrasi tarihimize bakıldığında; tek parti diktatoryasıyla vatandaşa kan kusturulduğu, seçimlerin göstermelik, muhalefetin daha doğmadan sesinin kesildiği, “açık oy gizli tasnif” gibi bir garabetin Cumhuriyet diye dünyaya lanse edildiği, Kemalist refleksle iradenin rafa kaldırıldığı bir sürü badirelerden geçerek bu günlere geldiği yaralı bir demokrasi.

Demokrasinin bazen işlediği, ekonomik veya başka faktörlerin öne çıktığı, özellikle ortaklarıyla anlaşamayan koalisyon veya tek parti hükûmetlerinde, meclis olarak seçimleri öne aldığımız vakidir.

Ancak, hiçbir gerekçe yokken ve sorulduğunda “Ne erkeni kardeşim, seçimler zamanında yapılacak” diye fırça atılıp akabinde erken seçim kararı, düğün değil seyran değil mülâhazalarına sebep oldu.

İşin garibi de gizli ortağa söylettirilip, meclis toplanmadan kararı CB’nin ilân etmesi.

Muhaliflerini bertaraf niyetiyle düşman hattında gösteren, iktidara giden her yolu mübah sayan bir anlayışla 16 Nisan referandumunu az bir farkla alan iktidar, şimdi de açıkça, yükselmekte olan bir partiyle uğraşıyor.

Önce MHP kongresine mani olunmak, sonra ayrı parti kurulma aşamasında yarıştan diskalifiye etme gayretleri, bazı toplantıları OHAL gerekçesiyle iptal etme, şimdi de baskın seçimle İyi parti rüzgârını keserek alternatifsizlik algısını perçinlemek.

HÜLLE MECBURİYETİ 

İyi parti seçime girer mi giremez mi tartışmaları sürerken; CHP’den istifa eden 15 milletvekili İyi Partiye geçerek Mecliste gurup kurma imkânı planlar alt üst etti.

Siyasetin kilitlendiği ve temsilde adaletin olmadığı dönemlerde hülleler bu demokrasi ayıbına çare olur. İyi partinin bu atağı karşısında YSK, İyi Parti’nin seçime gireceğini deklare etti ise de 16 Nisan’da mühürsüz oy ve hülle tartışmalarıyla YSK, vesayet algısından kurtulamadı.

İktidar kanadı ise bu hülle girişimine Efendim “Bu Güneş Motel’den çok daha vahim, ahlâkî değilmiş v.s.” diyerek ciddî tepki koydu.

Malûmunuz 1977’de Bülent Ecevit hükümet kurabilmek için AP’den bakanlık vaadiyle milletvekili transfer etmişti. Millet çocuk değil, bu benzetmeye kimse prim vermez. Zira bir tarafta gayr-i ahlâkî bir durum varken, bu gün seçime sokulmak istenmeyen bir partinin yolu açılıyor ve CHP milletvekilleri kendi rızalarıyla ve hiçbir ahlâksız duruma bulaşmadan fedakârlık yapıyorlar.

Her halde milletin hafızasını da unuttular. 2002’de kendileri yasaklıyken seçilemeyen Erdoğan’a Başbakanlık yolunu açmak için, kadirşinaslık örneği göstermişlerdi de o sayede BB ve CB olabilmişlerdi. 

Bu siyasetin kıblesi yok demiştik bir yazımızda. Hakikaten her şeyi söylerim, ama ben söylerim mantığıyla “dön baba dönelim” dolabında nevrimiz döndü.

Ne gerek vardı bütün bunlara ve el âlemin ihtizalarına. Bir gün nasılsa gidilecek, bari güzel hatıralarla gidilse. AKP demokrasiyi benimsemeyen ve gereklerini yapmayan bir parti olarak tarihin tozlu raflarına kalkacak. 

16 sene iktidarda kalmış AKP “helmin mezid” diyerek iktidar hırsıyla yatıp kalkıyor.

Bu ne korku bu ne telâş demek geliyor devletlûlerine. Bizim bildiğimiz iktidar, yaptığı ve yapacakları ile gündeme gelir, seçim hileleriyle değil.

SAVAŞ HİLEDİR ALDATMASI

Efendim “harp hileymiş” hadîsini nazara veriyorlar, hem de hiç ummadığımız, dini iyi bildiğini zannettiğimiz bizim cenahtan birileri veya “birinci”leri, kraldan fazla kralcı geçinerek herkesten evvel öne atıldılar. Harbe mi giriyoruz seçime mi?

O mübarek hadîs seçimlere şaibe karışsın diye buyrulmadı. Harbin strajesini anlatan bu hadîs; Hak ve adaletin en çok lâzım olduğu, iradenin tecellisi olan sandık hileleri için mi kullanılacaktı? Yazıklar olsun ki ne yazık. Dini siyasete kurban vermeye, siyaset için, güç için dini kullanmaya bin kere yazıklar olsun.

N’olur.. iktidar giderse. OHAL mi kalkar, KHK’sız memleket mi yönetilmez? Yüzbinlerce masum işine mi döner, 10 binlerce insan hapisten mi çıkar, Dolar dört binin altına mı iner, dış politikada saygınlığımız mı artar? AB’ye mi gireriz, bu telâş niye?

Her ne ise Türkiye 24 Haziran’da bir seçime gidiyor. Baskın ve adaletsiz bir seçim olduğu tartışmalarını beraberinde getirse de seçim her zaman kaostan iyidir.

Ya tek adamlığa ya da demokrasiye...

Okunma Sayısı: 3714
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı