"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ey Nurcular! Silkelenin ölü toprağını

Ömer Faruk ÖZAYDIN
10 Aralık 2017, Pazar
Memleketin içinde bulunduğu olağanüstü hal ile; baskı, zulüm ve mağduriyetlerin getirdiği haksızlık karşısında, adalet arayan kesimlere bile korkulardan gelen sindirilmişlik sirayet etmiş durumda.

20 Temmuzda ilân edilen OHAL ile baskılardan herkes nasibini alırken; AKP’nin göv-de gösterisine dönen “Yenikapı ruhu” diye adlandırılan darbeye hayır mitingine, tarafını belli etme piskozuyla katılan muhalefet partilerinde bile sindirilmişliğin izini görmek mümkün.

Yeni kurulan parti bile bu zulme dur denecek politikalar geliştirmesi gerekirken, (hiç gerek yokken güya,) yaftalanacaklar korkusu ve baskısıyla AKP ağzıyla konuşup örgüt nitelemeleri ve biz sizden daha iyi Kemalistiz çıkışları yaptılar.

Öyleki, AKP’ye oy vermiş ve ona inanmış cenahta bile, böyle korkuyu ifade eden “her yerde her şeyi söyleme!” noktasına gelmişse dönüp sormak lâzım; “bu korku niye, her önüne konulana “Evet” denecek kadar inanılan bir siyasete, bu korku ne iş.” Madem korku dağları bekliyor, niye bu adamlardan vazgeçmeyerek duâlara devam ile onların kötü dediğine kötü, iyi dediğine kötü deniliyor?

Pekâlâ hiçbir şeyden korkmaması gereken Nurcular! (“uydum imama” hesabı) niye bu korku damarına mağlûp düştüler?

Onlar ki, mazisi şeref levhalarıyla dolu, hiçbir korkuya, baskıya eyvallah etmemiş, aynen karanlık sokaklarda “sırren tenevveret” düsturu gibi bir sessizlikle, Erkam b. Ebi’l-Erkam evinde toplanan sahabenin, tebliğ ve topluca namaz kılması ve inen âyetleri öğrenmesi gibi; 1930’ların ceberrut döneminde kâğıt ve mürekkep yokluğunda, el yazması kitapları çoğaltarak dağdan dağa, köy - köy, kasa- ba-kasaba dolaşıp Nurların neşrinde hiç bir korkuya yenilmeyerek, memleketi baştan başa dershaneye çeviren bu Nurcular değil miydi?

SİVRİSİNEK TANTANASINI KESSE..

Bir kısım; memur olma hasebiyle etrafına korku gözlerle bakmasına sebep gördüğü “mağduriyetler köşesi” için, gazetemizden içtinab ettiler.

Bir kısım; makamımdan olurum endişesiyle, korku damarına mağlûp düşüp derslere ara verdiler.

Bir kısım; senelerce bir bardak çayı beraber yudumlamış, aynı tabağa kaşık sallamış, aynı derste diz çökmüş mübarekler, siyaset rüzgârıyla tozu dumana katarak başka otobüse bindiler. Bir de bin iftira atıp sizi siyasetçi, kendisini de siyasete karışmayan zannederek (aslında sokağı dinleyerek) kardeşliği siyasete tercih vefasızlığına yelken açtılar.

Bir kısım; derslere geldikleri halde mevzulara yabanî kaldıklarından, “müdafaalar” okunduğunda güncele temas ediyor diye “mevzu siyasete kayıyor” zehabıyla sadece imanî bahislerin okunmasına müşteri oldular.

Dersleri yapanlar da bu beklentiler yüzünden ders yapamaz hale getirildiler ki, neresinden tutarsanız sindirilmişlik, öksüzlük, gariplik...

Diğer taraftan bu sindirilmişlik, dışardan sizi bir yere bağlayıp (yaftalayarak) kaçanlardan geriye kalanlara da bir şekilde sirayet etmiş durumda.

Bir kısım da; yüreği yanmış, vicdanı tahammül edememiş, “haksızlık karşısında en zayıf olan kalben buğzetmenin” bir yansıması olup, gelen mağduriyetlere bir şekilde tepkisini koyma adına, sosyal medyada paylaşımlarını bile rahat bırakılmayanlar. 

Dışarıdan gelen, siyasal taraftarlık sebebiyle bu paylaşımları kıskançlık ve şer cephesine atma basitliğine bir derece eyvallah edilse de..

Bu paylaşımlara aynı meşrepten olanlar bile şerh koyup, haksızlık ve zulümlerin mevzu edilmesine tepki verdiler.

Bütün bu olanların iki adresi var; Ya Kur’ân hakikatlerinin tamamına enfüsî-içtimaî dersleri ayırt etmeden vâkıf olup, bir bütün halinde mütalâa etmek ya da bir kısmını okuyup, olup bitenlere sessiz ve bigâne kalarak (tek kanallı) tv’leri izlemek neticesinde ağzı lâf yapan, hitabeti kuvvetli siyasetçilerin etkisinde kalmak.

Şu an memleket tam da bunu yaşıyor. Müthiş hipnoz seanslarında, dumura uğratılmış vicdanlar eşliğinde etrafa bakmadan, kulağına üflenenlerle yetinmek. Gerisi angarya, top atılsa bile kulaklar tıkalı.

Karadenizlilerin dediği gibi, “yeter daa!”

Halbuki “sivrisinek tantanasını kesse, bal arısı demdemesini bozsa; sizin şevkiniz hiç bozulmayacak, hiç teessüf etmeyecek”tiniz.

Ey Nurcular! 

Ey mübarek kardeşler! 

Silkelenin ölü toprağını! 

Okunma Sayısı: 4854
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet Demirel

    10.12.2017 18:39:28

    Allah razi olsun. Tam bir fotografini cekmissiniz kardeşlerin. Ustat "dostun sarti odur ki ... haksizliklara kalben taraftar olmamak ..." diyor. Mesele Kuran in emirlerini mi savunmali yoksa "dindar olan"in iktidarini/hatalarini mi savunmali? ya da onun haksizliklarini hukuksuzluklarini da savunmali mi sorularinin cevabinda. Ya da bana dokunmayan bin yasasin ilkesini benimseyenlerde. Onerdikleri cozum su Imani bahisleri okuyalim ama Lahikalari okumayalim cunku onlar siyasi partimizin cizgisini yanlisliyor. Boyle diyen "ak-nurcu" kardeslerimize ne demeli? Vesselam

  • Abdurrahman KOÇAK

    10.12.2017 14:14:15

    Çok yerinde tespitler...Memurlar, makam sahipleri, sermaye sahipleri, hipnoz seansları ile dumura uğramış vicdanlar ve aynı safta yer alıyoruz gibi teviller, va esefa .

  • Gündüz Alp-2

    10.12.2017 11:07:45

    Eski bir BB Kudüs meselesinde "İslam dünyasının sessizliği Trump'ı cesaretlendirdi" diyor. (Yeni Asya, 10.12) Demek ki zulme sessiz kalmak, zalimleri cesaretlendiriyor. İşte aynen bunun gibi dahildeki hak ve hukuk gasplarının netice verdiği adaletsizlik ve bunun da neticesi olan zulümlere sessiz kalanlar, haksızlık ve hukuksuzluk yapanlara cesaret veriyorlar. Kudüs için konuşan sabık BB'nın binlerce mağduriyeti netice veren gayri hukuki ve gayri insani süreç hakkında da konuşmasını ne kadar isterdik! Fakat heyhat! Üstad'ın "hiss-i havf" dediği illet öyle sirayet etmiş ki, "hakperest" yahut "babayiğit" zannedilenler bile lâl u ebkem. İşte zulmü teşvik ve failini cesaretlendiren de bu suskunluktur. Gandhi'ye insanda en çok beğendiniz şey nedir diye soruyorlar. Cevap veriyor:"Cesaret!" Sonra ilave ediyor: "Cesaret, korkakların kullanacağı bir silah değildir!" Selam ve muhabbetle.

  • Gündüz Alp

    10.12.2017 10:53:28

    17-25 Aralık'ta başlatılan ve 20 Temmuz OHAL KHK'ları ile zirve yapan şu zulüm sürecinde, bahsini ettiğiniz çeşit çeşit korkular insanları bilhassa ehl-i hak ve hakikat olan Nurcu kardeşlerimizi bile esir almış vaziyette. Yeni Asya ve camiasını bundan hariç tutarak diyoruz ki, "korkunun ecele faydası yoktur." En evvel "İman hem nurdur hem kuvvettir" dersini veren Nurcu kardeşlerimizin bu zulme karşı durmaları gerekirdi. Baştan beri "dindar iktidar" diyerek âdeta kayıtsız-şartsız itaat ve biat eden bu kardeşlerimiz, bunca zulüm ve gadre rağmen hâlâ aynı argümanı kullanarak desteklerini sürdürüyorlar. Avam-ı Müslümana "Zulme rıza zulümdür" dersini verdiği halde buna muhalif hareket etmek nasıl bir şeydir Allah aşkına. Yine 17-25 Aralık'tan sonra başlatılan toplumsal algı operasyonu ve toplumsal hipnoz faaliyeti netice vermiş olmalı ki, kitleler âdeta "ölü toprağı" altında "ölüm uykusunda." Acaba bu kardeşler zulüm kendilerine dokununca mı uyanacaklar?

  • Ali Tam

    10.12.2017 02:39:14

    Sur üfürülünce ahi sur üfürülünce! Israil bir Isgal Devletiymis dün tesbit edilmis yüzde 50 + iktidar tarafindan, yani yüzde 50+ da tabii öyle... diye destekliyordur. Israil ile ticaret hacmi yeni rekorlara gebe. Bunlar hic de dirilisi mucib yenilik degil ninni de ninni. Mavi Marmaranin kanini .... birakmiyacagiz diyenler yüzde 50 + nin kanaatine göre Cennete VIP-Kapisindan girecekler. Asrin siyasi Müceddidini basiretiyle belirleyen Nurcu Yeni Asya ya basiretsiz demis, haklidir biz zerre miktar bir müsbet emare göremiyoruz basiretsiziz. Nitekim 1947 den beri ilk defa Israilin isgal devleti oldugu kesfedilmis siyasal müceddid tarafindan, bravo ve pes dogrusu!

  • Khk magduru 677

    10.12.2017 02:14:51

    Kalemine ve yuregine saglik khk ve 28 subat magduru olarak 28 subatta kimsenin aklina gelmeyen zulumleri yaptilar. Suanda cezaevinde olan bir arkadas batmanda cobanlik yaparken pkk lilar gelir yanina der ki bosuna okuyorsun o kitaplari der, devlet seni nasil olsa gunun birinde terorist diyecek derler o da ben okuyacam vatanima hizmet edicem derken bu zulum doneminde tutuklanmis ve hakime durusmada pkk lilari hakli cikardiniz diye tepki verir. Allahim bu masum kullarina yardim et.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı