Cemaat darbe yaptı iddiaları köşe bucak delil ararken; 7 renk çevrilse beyaz göründüğü gibi, ışığın kırılması neticesinde de göze görünenler aldatıcı olabiliyor.
Böyle zeminlerde ise imtihan pek çetin.
Son misal; hain olarak defnedilen Yüzbaşı Özkan Hekin, meğerse kahramanmış. Fatih öğretmen ise meçhullerde medfun.
Darbe kalkışmasının üzerinden 36 gün geçmesine rağmen failler bulunamamış, tam bir cadı avı ve fişleme yaşanırken, Yeni Asya’nın; “15 Temmuz bağlantısına ilişkin iddiaların ne kadarı gerçektir, şu aşamada bilmiyoruz. Kimsenin de bildiği kanaatinde değiliz” beyanlarına rağmen “Nurcu” dediğimiz gruplardan yine salvolar.
Nurculuğu darbelere âlet etmeyişimizle ciddî ofsayta düşmüşler. Bu vesileyle bizi hizaya çekmek isterler.
Esasen her darbe döneminde savrulmalar yaşanmış, müdakkik Yeni Asya camiası manipüle edilemeyince de baltanın sapı kullanılmış her darbede.
Hezeyanlar ki;
1) Efendim illa benim dediğim gibi diyeceksin. Filancalara örgüt demiyorsan sen de onlardansın. Bu bize; 28 Şubat’ta 5816’nın şümulüne almak için “M. Kemal’i sevmiyor musunuz?” baskılarını hatırlattı.
*Yeni Asya diyor ki; “Bilmediğimiz hakkında hüküm vermekten Kur’ân bizi men” ediyor.
2) Refah Partisi aleyhine propaganda yaptılar ki, Millî Görüş ve Nurculuk hareketinin sanki amaçları birbiriyle bağdaşmıyormuş gibi, bir zan ortaya çıktı.
*Yeni Asya diyor ki; “Risale-i Nur’un neresinde Siyasal İslâm’a destek var? Üstad Hazretleri; ‘Onlar bizim din iman kardeşimiz, ancak siyaseten değil’ demiyor mu?”
3) Zaten başlı başına “gazete basma” olayı bile Nurculuk mesleğiyle bağdaşmayan bir tavırdı. Doğrusu Risale-i Nur mesleğinin “gazete çıkarmak” gibi bir amaç ve misyonu yoktu.
*Yeni Asya diyor ki; Hafıza kaybına uğradıysan, bu gazeteyi Zübeyir Gündüzalp, ağabeylerle beraber kurdu. Mehmet Kutlular Ağabey de idareye getirildi.
4) Seçim öncesinde “CHP’yi desteklemek lâzım” diye broşür bile yayınladılar.
*Yeni Asya diyor ki; İftirasını ispatlamayan müfteridir. Bir kelâmın dört prensibini öğren de gel.
5) İzinsiz Risale-i Nur’ları bastıklarından, meşveret kararlarına asla uymayıp...
*Yeni Asya diyor ki; Nurlar kimsenin tekelinde değil. Devlet bile tekelleştiremedi “umumun malıdır” aç oku. Saadet Abla’nın da hakkını ver.
Bu “Nurcu” kardeş aklınca o beğenmediği cemaate akıl verip yönlendiriyor. Üstelik bir de şikâyet ediyor.
YENİ ASYA’YI JURNALLEMEK
“Bu gazetenin Nurculukla ilgili söylemlerine kesinlikle itibar edilmemeli ve bir an evvel yetkililer bu gazeteyi Risale-i Nur’u ve Bediüzzaman’ı istismar etmekten kesin ve yasal yöntemlerle men etmelidir” diyorsun.
Sana Üstadımız cevap versin;
“Hem ihlâs ve hakperestlik ise, Müslümanların nereden ve kimden olursa olsun istifadelerine taraftar olmaktır. Yoksa, “Benden ders alıp sevab kazandırsınlar” düşüncesi, nefsin ve enaniyetin bir hilesidir.”
Sen bu fiiliyatınla, korkarım ki aramıza duvarlar örerek ittihâda iftirak bombaları atıyor, düşman saflarına yardım ediyorsun.
“Zarara razı olana şefkat edilmez” düsturuyla şefkat hakkını ve merhamet liyakatını kendinden selbediyorsun.
Devamlı beni tehdit ettiğin bir şey var ki;
“Sen ağabeylerden daha mi iyi bileceksin?” diyorsun. Ben de sana Üstad’dan daha mı iyi biliyorsun, diyorum. Aklını ceplerine koyduğun ağabeylerin ekseriyeti Rahmet-i Rahmana kavuştu. Allah uzun ömürler versin bir iki ağabey kaldı. Onlarda gidince ne yapacaksın?
Ağabeyler o cemaate muhabbet ettiğinde methiyeler düzüyordun, ancak tetkikle değil. Şimdi örgüt ilânında en önde gidiyorsun yine tetkik yok. Bu ne yaman çelişkidir. Bazı ağabeyler 12 Eylül’e; “Niğbolu’dan Mohaç’tan üstün” dediydiler. Sen de “Bu ağabeylerin bir bildiği vardır deyip, bize vurmuştun. Sonra “Biz yanıldık yanlış yapmışız” dediklerinde; “Yahu biz Yeni Asya’nın hakkını yemişiz” diye gelip özür mü diledin, yarın aynısı olmayacağına elinde bir delil var mı?
Siyasette üç ay uzun zaman derler. Ölmez sağ kalırsak, daha ne savrulmalar, ne imtihanlar göreceğiz.
“Rüzgâr esmezse buğdayla saman ayrılmaz ey oğul” atasözündeki hakikât gereği, nazarlar harman yerine çevrilmiş durumda.
Denir ki; “Allah, insana biriktirdiği harmanı kendi eliyle yaktırtmasın.”