Muhterem okurlar...
Eğer nasip olursa bundan böyle sizlerle zaman zaman buradan hasbihal etmek niyetindeyim.
Avrupa’dan bilhassa güney Almanya ve Nürnberg şehrinden siyasî, içtimaî ve dinî hassasiyetlerimiz nokta-i nazarından bahislerle misafiriniz olacağım.
Yazarların affına sığınarak lâkin sade bir okur-yazar olarak iddiasız, sadece buradaki bir “nefesiniz” olma gayreti (duâlarınızın berekâtı) ile sizlerle olacağım inşaallah.
Yeni Asya ve aidiyet...
İnsan; evvelâ kul, sonra arzlı, sonra insan sonra Müslüman, sonra (eğer kabul görürse) talebelik-kardeşlik ya da dost olarak bir aidiyet içindeyse ne mutlu onadır.
Bunlarla beraber bir aile bütünlüğü insanı daha da bahtiyar eder.
Bu vesileyle, Yeni Asya ailesi içinde olmak başlıbaşına bir bahtiyarlıktır.
Bazı dostlar bundan hoşlanmasa da 46 yıldır bu aileye ait olmak beni cidden mesrur etmiştir.
Hoşlaşmasa dedim; zira deniliyor ki, hep siz mi en iyi biliyorsunuz? Başkaları da var nev’inden şikâyetler olmuştur.
“Benim mesleğim haktır hatta en güzelidir” deme hürriyetine sahipken başkalarının tenkisiyle uğraşmamayı prensip etmiş bir anlayışa sahibiz Elhamdulillah.
Bu vesileyle, 46 yıldır bu ailede olma bahtiyarlığı sadece kuru bir aidiyetten ileri gelmiyor. Belki çeyrek asır içerisinde bir çok ihtilâl, siyasî-içtimaî hadiselerle dolu geçen, bir manada bu fakirin sergüzeşt-i hayatıyla da meşhud olmuş bir tarihten söz ediyoruz.
Tarih kaydediyor ki; Yeni Asya bu çalkantılı dönemlerde meşveret-i meşrûa dairesinde cemaatinden aldığı feyizlerle her zaman nokta-i istinad olmuş, hatta devlet erkânları ve siyasîler tarafından da nazargâh-ı millet olmuştur.
Değişen siyasî konjonktür hiçbir zaman bu mevkûteyi bozmamıştır. Tiraj kaygısı taşımadan doğru bildiğini sağa sola inhiraf etmeyerek doğrudan doğruya nurlardan ve şahs-ı manevî’den aldığı güçle bu günlere gelmiştir. İnşaallah kıyamete kadar da bu minval üzere devam edecektir.
Cenâb-ı Hak bizi nurlardan ve onun hakikî naşir-ı efkârı olan Yeni Asya’dan ayırmasın ve bu âlî Mekteb-i irfanda hadîm olanları sırat-ı müstakimden ayırmasın (amin).