"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yolumuz Karadeniz’e düştü

18 Kasım 2018, Pazar
Bir seyahatimizde yolumuz Karadeniz’e düşünce, önümüzde hizmeti bulduk. Gördük ki insanımız doğrulara müşteri. Müfritane irtibatın devam etmesi şart.

(Müfritane irtibat, muhabbet ve uhuvvet buluşmaları)

Sıla-i Rahm niyetiyle yola çıktığımız vatan seyahatinde yolumuz Karadeniz’e düşünce, önümüzde hizmeti bulduk. (Haza min fadli Rabbi)

Gece yarısı indiğimiz Samsun uçağından bizi yeğenimiz ve eşi Akif karşıladı.

Aracıyla bizi Samsun ve civarında gezdirerek hem evinde güzel ağırladı hem de mihmandarlık etti.

Oralarda her ne hizmet vaki olduysa o hizmetten hasıl olacak sevaba “sebep olan yapmış gibidir” düstürunca misliyle ortak olmuş oldular. Allah onlardan razı olsun.

Bu arada yaptığımız sohbetlerin meyvesi olarak, daha önce aralıklarla edâ edilmiş namazların beş vakte çıkması ve bu namazlara ailecek dahil olunması bizi mesrur etti. Evin 11 yaşındaki adı gibi hakikaten bir bey olan “Birbey”in de iştirak etmesi ise ayrıca bir saadet vesilesi oldu.

Aile ziyaretleri, köy mezarlığında okunan Yasin-i Şerifler, Fatihalar ve okunan dersler orada bulunanları mest ettiği gibi, ücra bir dağ başında olması hasebiyle çoktandır feyizlenmeyen ehl-i kuburun, Kurân ziyafetinden nasiplenmesi başka bir güzellikti.

Hele kendisi Fransa’da yaşayan ve burada Risale-i Nurlar’ı tanıyan Hakan kardeşimizin Bafra’da bulunan mübarek ve mütedeyyin annesini ziyaretimiz o rikkatli validenin süruruna medar olduğu gibi, bize de Cennet meyvelerini yedirdi.

Hafta sonu münasebetiyle Samsun il merkezinde yapılan mutad Risale-i Nur okumasına, gazetemiz yazarlarından, kendisi Ordulu olup 25 senedir Samsun’da yaşayan eğitimci Abdülbâki Çimiç Ağabeyle bir çay sohbetinde buluşup Akif kardeş ve Birbey’le gittik. Gördük ki cemaat iyi yetişmiş ve müdakkik bir heyetten müteşekkil. Bu vesileyle yapılan derslerden feyz aldık ki, Anadolu insanı misafire çok değer verdiğinden onlar bizi, biz onları bağrımıza bastık.

Selim, Kemal, İlyas gibi Samsun kahramanları, Nur’un bayrağını o meşhur “İlk adım”da dalgalandırıyorlar. Elhamdülillah.

Evet, Samsun tarihimizde çok mühim bir yere sahip. Sanayi ve tarım memleketi olan Samsun, Doğu Karadeniz’den ciddî göç almış bir şehir olarak merkez hükmünde. Bu sebeple hizmet erlerinin ziyaretlerini bekliyor.

KARADENİZ’İN İNCİSİ FATSA

Daha evvel sosyal medyadan tanıştığımız ve Urfa’da başka bir seyahat esnasında karşılaştığımız Harun Abimizin (önceden söz verdiğimiz) nazik daveti üzerine Ordu/ Fatsa’ya geçtik. Masmavi deniz, sonbaharın gelmesiyle yeşille sarıya bürünmüş dumanlı dağlar eşliğinde geçen tefekkürî yolculuğumuz Kumru ilçesine bağlı bir köy evine düştü.

Sabah kahvaltısında köydeki evinde bizi karşılayan Harun Ağabey ve ailesi köy mamullerinden hazırlanmış fıtrî bir kahvaltı sonrası bahçesini gezdirdi. Sonbahar olmasına rağmen dalda bizi ta 3000 km’den bekleyen, zerrelerinde adımız yazılı iki üç adet inciri teberrüken, meyveyi ağaçtan, ağacı topraktan değil, hazine-i rahmet meyvelerinden gelen ikram, tefekküre vesile oldu.

Ordu Bozyaka’ya teleferikle seyahat; “Sana bir tepeden baktık Aziz (İstanbul)” beyitlerini hatırlattı. Gerçekten görülmeye değer yerler.

Bizim günübirlik niyet ettiğimiz seyahate meğerse üç günlük program yapılmış.

Fransa’dan tanıdığımız Muhammed kardeş memleketine göç edince onu da ziyaret etmek istedik.

Seneler evvel Rize’den, Fatsa’ya yerleşen ve şehrin en işlek caddelerinde pastahane işleten babası Ömer Ağabey, oğluna ve gelinine de yerler açmış.

Üç mekân, vakit namazlarını eda ettiğimiz tarihî cami derken, saatlerin nasıl geçtiğini anlayamadık.

Çaylar, pastalar, yemekler peşpeşe gelince etraftan gelen dostlarla sokak ortasında dersler, sohbetler gece yarılarına kadar devam etti. Her kalkmaya niyet ettiğimizde yeni bir sual ve cevaplar masaya çakılmamıza sebep oldu. Halıcı İbrahim, gazete dağıtımını üstlenen müzmin bekâr Ali Naci, bizi yalnız bırakmadılar. Rabbim hizmetlerini daim etsin.

Bu arada mübarek Harun Ağabey kardeşlerimizi sohbet meclisine toplayarak cemaatle kaynaşmamıza vesile oldu. Müdavimlerden Ali, Tevfik ve Abdullah gibi ağabeylerle müşerref olduk.

Seyahatlerde sorulan bir tek şey “Yediğin içtiğin senin olsun gördüğünü anlat” derler.

Evet biz de gördük ki; Anadolu ayakta ve dâvâsına sahip çıkıyor. 15 Temmuz darbesinin kalplere attığı bombanın parça tesirleri henüz kabuk bağlamış, travmaları daha tedavi edilmemişken cemaatimizin hizmetine dört elle sarıldığını gördük. Siyasetin güdümüne girmeden yapılan yanlışların, cinayetlerin farkında olduğunu müşahede ettik. Tek farkla ki, müfritane irtibatın devam etmesi.

Kuvve-i maneviyenin ne kadar mühim rol aldığının bir kere daha şahidi olduk. İnsanımız doğrulara müşteri. An şartki tek kanallı TV’lere değil, doğrulardan haber veren gazetesini, Yeni Asya’yı okuyarak. Zira o Nurlar’dan haber verir.

Okunma Sayısı: 1259
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı