‘’1952 yılında çok acip bir rüya gördüm. Rüyamda Stalin Emirdağ’da Üstad’ın oturduğu evin dış kapısından içeri girmek istiyor. Ben, Ceylan, Zübeyir Ağabeyler, üçümüz kapının arkasında, bu herifi içeri sokmamak için uğraşıyorduk. Sonra, nasıl olduysa, gücümüz kâfi gelmedi. Stalin bizi iterek, dış kapıdan içeri girdi. Bu sırada Üstad elinde keserle merdivenden inerken Stalin’le karşılaştılar. Stalin yukarıya Üstad’ın oturduğu mevkiye gitmek istiyor, Üstad onu bırakmıyordu. Tam bu sırada Üstad, elindeki keserle Stalin’in kafasına vurmaya başladı. Stalin içeriye girmeden, orada düşüp geberdi. Ben heyecanla uyandım.’’
Ertesi gün rüyayı Zübeyir Ağabey’e anlattım. O da, Üstad’a anlatmış. Zübeyir Ağabey; ‘’kardaşım gel, Üstad seni istiyor’’ dedi. Beraber gittik. Üstad, ‘’Gel Mahmut kardaşım’’ dedi. Sonra rüyayı yorumladı. ‘’Bu Risale-i Nur’un ve İslâmiyetin komünizme galip gelmesidir. İnşaallah muvaffak olacağız,’’ dedi.
Üstad, Zübeyir Ağabey’e “Bu rüyayı kaleme alın. Bütün kardeşlere dağıtın’’ dedi. Rüyayı gördüğüm gece Stalin beyin kanamasından ölmüştü. Ölümünü onbeş gün kadar gizlemişlerdi. Gazetelerden okuduğum kadarıyla, herifin ölüm günü ile rüyam aynı güne denk geliyordu.’’