"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bilim ve din ve de bizim şu eğitim sistemimiz...

Orhan Ali YILMAZ
22 Aralık 2014, Pazartesi
Yapılması gereken, Bediüzzaman’ın ortaya koyduğu üzere, Osmanlı’dan bize mîras kalan üç önemli eğitim kurumu olan Tekke, Mektep ve Medrese’nin telif edilmesi, yani bir ‘potada’ buluşturulması idi.. O, buna bir örnek de göstermişti: Medresetü’z-Zehrâ…

Okulumuza, bir hafta öncesinden haber verilerekten bir kitap satış standı açıldı. Devlet destekli, bilim ağırlıklı, Popüler bir yayınevi tarafından. Kısaca, “kısaltılmış” bir ismini vereyim; TÜBİTAK.. 

Ben de, bir öğretmen olaraktan, acaba bana da hitap edebilecek bir kitap/eser bulabilir miyim diye, çocukça bir heves, heyecan, hem de merak ile aşağıya, kitap standına indim. Kitapları biraz inceledikten sonra, stant görevlisi, onun da öğretmen olduğunu sonradan öğrendiğim ilgili arkadaşa, “Ben, şimdi üzüldüm açıkçası..” dedim. Tabiî ki o da şaşırdı biraz... “Burada bana hitap edebilecek hiçbir kitap yok; çünkü bunların hiçbirinde ‘metafizik’ ile ilgili bir konu yok?..” dedim. O da, “Biz, öyle yaparsak çok ‘tepki’ alırız; taraflı davrandığımızdan dolayı..” dedi. Ben de, “Bütün bunlar pozitivist felsefî sistemine göre yazılmış eserler; içinde bi tane “Allah” lâfzı yok.. Ki, üstelik, ben Din Dersi Öğretmeni’yim..” dedim. Tabiî ki, mahcup oldu...  

*** 

Üstâdımız Bediüzzaman Hazretleri’ne, 40’li yıllarda Kastamonu’da, Abdullah Yeğin Ağabeyimiz ve bazı arkadaşları tarafından sorulan, “Muallimlerimiz, Allah’tan bahsetmiyorlar?..” sorusuna bir ilâve de –isterseniz- ben yapayım, “Üstâdım! Kitaplarımız da bahsetmiyorlar, kitaplarımız da...” 

***

Bediüzzaman Said Nursî’nin, eserlerinde bir çeşit “vebâ ve tâun” olarak teşhis, hem de tesbit ettiği Pozitivizm, Avrupa’da Hıristiyanlığa, Kilise’ye, dolayısıyla bütün metafiziğe bir tepki olaraktan (Üç Hâl Kânûnu) Fransız filozof Ouguste Comte (1798-1857) tarafından ortaya atılmış.. 

O, “Din yok artık; (Hıristiyanlığı kastederekten) dini ‘tahtından’ indirdik; artık sadece ‘bilim’ var!” diyebilecek kadar cüretkâr birisi… 

Tabiî ki bu felsefi sistemin, o dönem Avrupa eğitim sistemlerinde bazı tezahürleri de görülmüş.. 

Bizde de, Tanzimat’tan bu yana, Osmanlı’nın son dönem aydınları ile cumhuriyeti kuran kadrolar, hep, bu Fransız terbiyesi ve de etkisi ile yetiştiler. M. Kemâl başta olmak üzere, her birisinin şahsî kütüphaneleri, hep bu felsefî kitaplarla lebâleb doludur… Onun için, İlk Dönem Cumhuriyetin Millî Eğitim Müfredatında; Evrim Teorisi, Darvinizm, Tarihsel Materyalizm (Maddecilik) gibi konular çokça revâç bulmuş, baş köşeye oturtulmuşlardır zamanın “muhterem” zevâtı tarafından… 

İşte, Cumhuriyeti kuran bu “müthiş” kadro, Üstâd Hazretleri’nin de belirttiği gibi, “körü körüne bir Batı, Avrupa Taklitçiliği ile” dine, İslâmiyet’e, dolayısıyla metafiziğe karşı, cephe aldılar. Eğitim sistemini, tamamen Pozitivizm’e, Pozitivist ilkelere göre şekillendirdiler. Delil isteyenler, o dönemin müfredatına, basılı kitap ve de yayınlarına bakabilirler.. 

Oysa, yapılması gereken, Bediüzzaman’ın ortaya koyduğu üzere, Osmanlı’dan bize mîras kalan üç önemli eğitim kurumu olan Tekke, Mektep ve Medrese’nin telif edilmesi, yani bir ‘potada’ buluşturulması idi.. O, buna bir örnek de göstermişti: Medresetü’z-Zehrâ… O, bu problemin halli konusunda, gayet vecîz bir şekilde ‘kısaca’ şöyle diyordu: “Vicdânın ziyâsı ulûm-u dîniyedir. Aklın nûru fünûn-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla ‘hakîkat’ tecellî eder. Talebenin himmeti, şu iki cenâh (kanat) ile pervâz (kanatlanma) eder. İftirak (ayrılma) ettikleri vakit; birisinde ‘taassup’, diğerinde ise ‘hile ve şüphe’ tevellüd eder.”  

Cumhuriyet sonrası ilk dönemden günümüze dek değerlerimizde yaşanan, gerek ahlâkî, ilmî, gerekse fikir ve inanç konusundaki şu ‘bunalım ve anarşimizde” hep bu teşhis, tavsiye ve de “çözümün” dinlenmemesi, hep “göz ardı” edilmesi yatmaktadır, kanaâtimce...

Okunma Sayısı: 1429
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Sevili

    22.12.2014 11:02:37

    Kanaatin doğru hocam, şimdiki çözüm sürecinde çözülmeye çalışılan problemin başlangıcı da doğuyu dinden uzaklaştırmakla başladı, aslında çözüm de ortada, doğuyu tekrar dine bağlamak. Ama ya işlerine gelmiyor, ya da görebilecek basiret yok.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı