11 EYLÜL 2017 PAZARTESİ
* “Risale-i Nur’ların Diyanet tarafından da basılması olumlu bir adım olmakla birlikte, uzmanlarının hâlen Nur’lara körlüğü ‘ilâhiyat dünyasının kör noktası!’” (Sebahattin Yaşar)
12 EYLÜL 2017 SALI
* “Millî Eğitim Bakanlığına bağlı ‘Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı,’ müfredatı, çocukları terbiye edecek kitapları hazırlıyor[; ki] ‘Kemalizm’in haricinde bir fikir beyan edemez, okullarda ‘Kemalizm’in dışında bir düşünceye müsaade e[t]mez!” (Ali Ferşadoğlu)
13 EYLÜL 2017 ÇARŞAMBA
* “Ülkede seçimle iş başına gelip de millî iradeyi sadece kendisine verilen oylarla tanımlayıp, devleti ve toplumu ‘tek adam’ rejimine bağlamaya yönelen bir iktidar var. Ama özellikle 20 Temmuz OHAL’iyle hız verilip yaygınlaştırılan demokrasi ve hukuk dışı adaletsiz uygulamalar, bu iktidar için ‘Aşil’in topuğu’na dönüşmüş durumda!”
(Kâzım Güleçyüz)
14 EYLÜL 2017 PERŞEMBE
* “AKP’lilerin önemli bir kısmının, ‘kitap yasaklama/fikir yasaklama’ konusunda kafası karışık, hem de eskiye nazaran daha fazla karışık! Ama olaylara ‘AKP = Adamın Kendi Partisi’ modunda bakanların durumu şu: ‘Biz, her şeye ve herkese özgürlük dediğimiz eski günlerde yanılmışız, fikir özgürlüğünün de sınırları olmalı!’ diyorlar. / Bu adımlarla ve bu istikamette giderlerse galiba yakında, ‘Müslüman adam özgür mü olurmuş; Allah’a kul olan, devlete de kuldur; kul kafa tutmaz, devlet baba ne diyorsa doğrudur; devlet dediğin partidir, parti dediğin de reistir, onun fikrinin üstüne söylenen her fikir yasaklanmalı!’ noktasına gelecekler. Zaten devlet de galiba bu noktaya doğru gidiyor…” (Ahmet Battal)
15 EYLÜL 2017 CUMA
* “Sanırım birileri ‘Adalet mülkün temelidir.’ sözünü ‘ɹıpılǝɯǝʇ uüʞlüɯ ʇǝlɐpɐ’ ya da ‘Telada nüklüm ridilemet’ [şeklind]e görüyor ya da böyle anlamak istiyor. Şimdilik işlerine mi geliyor ne!” (Hüsnü Şahit)
* “Türkiye’nin zor günlerden geçtiği bir dönemde kısıtlı imkânlarla yayıncılık yapmaya çalışan ‘Yeni Asya’ kadrosunun ilham kaynağının, ‘31 Mart ayaklanması’yla ilişkilendirilerek gözaltına alınan, mahkemede ‘Eğer meşrutiyet bir fırkanın istibdadından ibaret ise ben mürteciyim!’ şeklinde başlayan sert bir savunma yaptığı için hakkında idam kararı verilmesi beklenirken mahkeme reisi Hurşit Paşa tarafından serbest bırakılan ve mahkemeden çıktığında Sultanahmet Meydanında idam sehpasında teşhir edilen bedenlerin arasından ‘Zalimler için yaşasın Cehennem!’ diye haykırarak Beyazıt’a doğru yürüyen Bediüzzaman Said Nursî olduğu tartışılmaz!” (Lokman Erdoğan)
16 EYLÜL 2017 CUMARTESİ
* “2002’den beri kendilerinden fütuhatın beklendiği ve ‘Maneviyatta sınıfta kaldık!’ itiraflarıyla da başarısızlığı te’yit edilen ‘siyasal İslâm tepeden inmeciliği,’ mevcut yönetimle sona gitmekte yahut sonları hazırlanmakta!” (Furkan Yüksel)
* “Siyasal İslâm’ın en büyük yanlışı, dini devletle özdeşleştirmesi ve devleti önceleyerek dini ikinci plâna bırakma[sı]dır. Böyle olduğu için devlet kutsanmakta ve din adına devletin korunması için her şey feda edilmektedir. Bu da çok büyük zulümlere ve haksızlıklara sebep olmaktadır. Dinde esas olan ‘iman, ibadet, ahlâk, hukuk ve adalet’ devlet söz konusu olunca önemsenmemekte ve din dünya saltanatına feda edilerek dinî değerler dünya siyasetine âlet ve basamak yapılmaktadır…” (M. Ali Kaya)
17 EYLÜL 2017 PAZAR
* “‘En iyi cemaat cami cemaatidir.’ denilerek ‘bütün cemaatleri tasfiye’ dayatmasıyla, tamamen hasbi dinî cemaatlerin de bir nevi ‘kamulaştırılarak’ devlet tekeline alınıp kelepçelenmek istenmesi, en çok dinî ve ahlâkî hizmetlerin aksamasına, toplumun manevî hayatının tahribine sebebiyet veriyor!” (Cevher İlhan)
* “Risale-i Nur Talebelerinde ‘parti kurarak ülke yönetimine talip olmak’ yoktur—siyasete bakış açıları ‘vatan, millet ve Kur’ân hesabına gerçek Demokrat görüşlü siyasetli cereyanlara destek olmak’tır.” (M. Fahri Utkan)
***
Not: Yukarıdaki tespitler, gazetemizin (yılın 37. haftasına tekabül eden) 11-17 Eylül 2017 tarihli nüshalarından derlenmiştir.