"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bugün [devletten] maddî destek alan, yarın emir alır!”

Orhan GÜLER
13 Ekim 2017, Cuma
[Köprü yazarlarından seçmeler-03]

* “Bir ‘Türk kültürü,’ ‘ Arap kültürü, ‘İngiliz kültürü’ olabilir; hattâ ‘Hıristiyan kültürü’ de vardır. Ancak bütün bir ‘İslâm kültürü’ olamaz. Hıristiyanlık artık bir din (ve medeniyet) olmaktan çıktığı için [onu] kültür olarak devam ettirmek mümkün olmuştur. İslâm’ı da örneğin bir ‘Türk-İslâm kültürü’ (Araplarda da örnekleri vardır) olarak üretme ve diretme çabaları olmuş ve bu, Türkler ile İslâm’ı ayırmaya yönelik dönüşlere kadar ileri götürmüştür. İttihad-ı İslâm’ın önündeki en büyük bir engel, bu tarz ‘kültür’ize operasyonlardır…” 

(Caner Kutlu)

* “Cemaatler (dinî-etnik-siyasî) kendi aralarında güçlü bir ortaklık geliştiremedikleri için kolayca devlet güdümüne giriyor veya varlıklarını sürdürmek için ‘devletin bir uzantısı’ gibi hareket ediyor (…), devletten bağımsızlaşamıyorlar…”

(Doğu Ergil)

* “Gerek itikadî noktada gerekse de amelî noktada terakki etmenin önemli yollarından birinin ‘bir cemaate mensubiyet’ olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Cemaatlerin toplum açısından taşıdığı önem düşünüldüğünde, günümüzde cemaatlerin itibar kaybına uğramaları/uğratılmaları telâfisi güç sonuçlar doğuracaktır!” 

(H. İbrahim Şengün)

* “‘Gönüllü’ ve ‘sivil’ olarak nitelendirilen dinî cemaatlerin siyasetten, bürokrasiden maddî ve manevî beklentisi olmamalıdır. ‘Bugün [devletten] maddî destek alan, yarın emir alır!’ kaidesinin unutulmaması gerekir.” 

(Hüseyin Uzun)

* “(…)Çıkış yolunu yine Bediüzzaman gösteriyor; ‘din adına siyaset ve iktidar mücadelesi yapılamayacağını, siyaseti dine hizmet ettirmek için yine siyaset dışı bir duruşa ihtiyaç olduğunu, cemaatlerin işinin siyaset değil dine hizmet olması gerektiğini’ ısrarla vurgulayarak… Sıkıntı, bunlara uyulmamasından çıkıyor! ” 

(Kâzım Güleçyüz)

* “Ülkemizde dini temsil etme amacına hizmet etmek için kurulmuş olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ‘devletçi’ bir refleksle hareket etmesi önemli bir problem oluşturmakta, görev ve sorumluluklarını tartışılır hâle getirmektedir…”

(M. Ali Kaya)

* “İslâm topraklarının üzerine oynanan hürriyetsiz ve meşveretsiz (demokrasisiz) bırakma oyunları ve ısrarı çok ibretliktir! (…)İslâm dünyasını istilâ edip sömüren sömürgeci küresel güçler, dünden bugüne Müslümanların temelde Kur’ân’ın emri olan ‘meşveret/demokrasi’ sistemine geçmesini istemezler, İslâm ülkelerinin ‘krallarla, otoriter rejimlerle’ yönetilmesini ‘dinin gereği’ olarak propaganda ederler ve daha da garibi hep ‘tek adamlık yönetimler’i isterler!” 

(Ömer Önbaş & Nahit Topaloğlu)

* “Bediüzzaman’ın dinî cemaatlerin siyasî partiler gibi iktidar taliplisi olmasına karşı çıkması, böyle faaliyetlerin ahlâkî sonuçlarıyla ve dolayısıyla dine vereceği zararla ilgilidir. Yani Bediüzzaman, Nur Talebelerinin ve ‘cemaat-i İslâmiye’ hey’etlerinin siyasî faaliyette bulunmasını hukuken değil, ahlâken uygun görmez.” 

(Ramazan Levent)

* “(…)Eğer cemaatler ve tarikatlar çökerse Ehl-i Sünnet çöker. Ehl-i Sünnet çökerse, toplumu 1400 yıldır ayakta tutan omurga çöker (…), toplum kaosun eşiğine sürüklenir ve belini bir daha doğrultamaz!” 

(Sebahattin Yaşar)

***

Not: Yukarıdaki tesbitler, derginin “din-devlet ve cemaat ilişkileri” konulu Bahar 2017 tarihli sayısından derlenmiştir. 

Okunma Sayısı: 2872
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı